Türkiye Barış Meclisi (TBM) "Rojava ve Barış Süreci" toplantısında Türkiye'nin Rojava'ya insanı yardımı engelleyerek El Nusrayı desteklemesinin barış sürecini sekteye uğratacağına dikkat çekilerek içinde Kürtlerin olduğu bir Suriye için hükümete baskı kurulması gerektiği belirtildi.
Cezayir Toplantı Salonu’ndaki toplantıya İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Erhan Keleşoğlu, Ceylanpınar Belediye Başkanı İsmail Arslan, Suriyeli gazeteci Berzan İso, Rojava'dan Ceylanpına'a yerleşen mülteci Fedime Şeyuo katıldı.
TBM sözcüsü Hakan Tahmaz: Rojavalı Kürtlerin katliama maruz kalması barış sürecini sekteye uğratacak. Türkiye'nin barış masasında elini güçlendirmek için El Nusra cephesini desteklemesi, sınır kapılarının kapatarak Rojava Kürtlerini açlıkla imtihan etmek insanlıktan uzak bir davranış.
"Kürt Arap çatışması yaratılmak isteniyor"
İsmail Aslan: Meskun alanlarımız sınıra 50-100 metrelik mesafede ve tam bir yaşama savaşı veriyoruz. Seken kurşunlar dört insanın ölümüne 30’un üzerinde yaralıya neden oldu. Ceylanpınar’da kurşun değmedik ev ve dükkan kalmadı. Sadece sekenler de değil, El Nusra tarafından atılan doğrudan provokasyon amaçlı kurşunlar var. Ekonomik, psikolojik ve fiziksel mağduriyetler yaşıyoruz.
"Ceylanpınar'da eğitim duracak"
Ceylanpınar 1943'te Arap ve Kütler tarafından kurulan bir işçi kenti. Bugüne kadar büyük bir gerilimin olmadığı bir yer. Ama şimdi Arap ve Kürt halkı arasında çatışma zemini oluşturuldu. Önümüzdeki yıl ilçede eğitim tamamen duracak. Öğretmenler tayin çıkarıyor, sınırdaki iki üç okulun tahliyesi söz konusu. Kira artışları, yevmiyelerin düşmesi, güvenlik sıkıntısı nedeniyle artık iyi akrabalık ilişkileri olanlar bile mültecileri Ceylanpınar'da istemyior.
Devlet başından beri muhaliflere destek verdi. Şimdi eski dosttan vezgeçememenin sancılarını yaşıyor. El Nusra yaralılarının hastanelerde tedavisine izin verilirken PYD’lilerinkine izin verilmiyor. Rojava'ya gidecek insani yardım kamyonlarımız tam 9 gün bayram öncesinde sınırda bekletildi. Arife gününde izin verildi; insanları açlığa mahkum etmek ve göç etmeleri teşvik ediliyor.
"Yıllarca çocuklar kimliksizdi"
Fadime Şeyuo: Serêkaniye’den 10 ay önce geldik Ceynapınar'a. Esad rejiminden özellikle ekonomik alanda yıllarca çok çektik. Birçok Kürdün kimliği yoktu; çocuklar yıllarca kimliksiz kaldı.
Tunus’ta devrim başladığında Rojava halkı da rejime karşıt bir şey yapabileceğine inanmıştı. Arap Hristiyan ve başka yerlerden gelen yerinden edilen kişilere yardım ederek onlara kucak açtık. Rejime sesimizi duyurmak için barışçıl şekillerde meydanlara çıktık. Ama 8 Kasım'da ÖSO ve Esad güçleri arasındaki çatışma bizim mahallelere de sıçradı. Bombardımana altındaki mahallelerden birçok kişi sınıra yöneldi. Birkaç saat çocuklarım kaybettim. Sonra onları da bulup Ceylanpınar'a geçtik.
"Ceylanpınarlılar artık bizi istemiyor"
Ceylanpınar halkı yaklaşık yedi ay bizlere çok yardımcı oldu. Ama artık yardımlar kesildi, kadın tüccarları ortaya çıkmaya başladı. İnsanlar artık "sizin kızınız vardı, bizim oğlana verelim" demeye başladı, yaptıkları yardım karşılığında kız istiyorlar. Eskiden kefalet belgesiyle hastaneden yardım alabiliyorduk, ilaç temin ediyorduk. Artık bu da bitti. İki ateş arasında kaldık. Ceylanpınar'da da şu anda sefalet ve korku içindeyiz. Ve artık Ceylanpınar halkı bizi istemiyor.
"Kürtler üçüncü yola itildi"
Erhan Keleşoğlu: Kürtler Esad rejimi altındaki en kötü durumdaki halktı. 2004’te de Kamışlı'da isyan etmişlerdi. Kürtler muhaliflere "Rejimden muzdrip biz, biz de sizinle olmak istiyoruz. Ama nasıl bir rejim kurulacağına dair bize güvence verin" dedi. Ama muhalifler güvence vermedi. Kürtler de kendilerine üçüncü bir kamp kurmak zorunda kaldılar. Bu Kürtlerin kendi tercihleri değil, itildikleri bir tercihti. Bunda Türkiye’nin de payı büyük.
"Suriye'den gelenlerle dayanışma kurulmalı"
Bu süreçten çıkışın tek yolu diplomasi. Kürtler seküler, demokratik bir Suriye’nin inşaasından yanalar, muhalifler içersinde bunu isteyenler dışlanmış durumda. Bu alternatif git gide uzaklaşıyor, inanç temelinde bir ayrışma yaşanıyor ve bölgesel ve emperyal güçler bu ayrılığın derinleşmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Küresel güçlerin bir araya gelerek aralarındaki çıkar farklılığını aşması için baskı kurulmalı.
Suriye'de Kürtler ve tüm etnik ve dinsel unsurların dahil edildiği alternatif bir modelin oluşturulması için hükümete baskı kurmamız gerekiyor. Rojava'ya geçişlerin kolaylaştırılması lazım, bizzat devlet eliyle yardım yapılması gerekiyor. Suriye'den gelenlerle dayanışma sağlanmalı.
Berzan İso: Suriye'de Alevi Sünni çatışmasını çıkardılar şimdi de Arap Kürt çatışması istiyorlar. Suriye’nin halklarının birbirini boğazlamasına seyirci kalacaklar. (NV)