Savcılık talebiyle, emniyetin emriyle, mahkeme kararıyla falan değil, altı üstü yeterli talep yokmuş.
Yani korktuğumuz kadar yokmuş işte, kurslar açılsa da kimse gitmiyormuş sonuçta.
Tüm bunları bugünkü Radikal'in manşetinden ve İsmet Berkan' ın bu habere dayanarak yazdıklarından öğreniyoruz.
Yok, haksızlık etmeyelim, asıl sevinilecek şey kursların açılmasına izin vermekle ülkenin bölünmeyeceğinin kanıtlanmış olmasıymış.
Bunun için kursların kapanması gerekmezdi, daha güzeli yoğun ilgiyle karşılanan kurslardan görüntüler, öğrenciler ve öğretmenlerle söyleşiler, bu kurslara katılıp sertifika alanlardan bazılarının ana dillerinde yazıp çizmeye başladıklarını anlatan hikayeler basmak olurdu.
İşte, açıldı, iyi oldu, Kürtlerin hayatına, Kürtçe edebiyata, tüm ülkenin ve hepimizin hayatına ve edebiyatına nasıl da katkıda bulunuyorlar diyebilirdik o zaman.
Korkunun anlamsızlığının bundan iyi kanıtı olabilir miydi? Ama hayır, anlamsız korkuların anlamsızlığının kanıtının ancak böylesine acıklı bir durum olabileceğini düşünüyoruz.
Haberde; Batman'daki kursun, kursu açan kişinin hesaplarını doğru yapmamış olduğu için, gereğinden büyük, kirası da ona göre yüksek bir yerin maliyetini karşılayamayacak duruma geldiği için kapandığı aktarılıyor.
Bir de kursa katılımın belki ilgi azlığından değil, insanların herhangi bir kursa katılmak için para ayıracak durumda olmadıkları için düşük olabileceğini. Ama önemli olan bunlar değil...
Daha doğrusu bunlar da önemli, ama daha vahim olan başka bir şey.
Aslında ne nedenle olursa olsun, açılan kurslara katılımın düşük olması, birinin kapanıyor olması, diğerlerinin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olması sevinilecek değil, üzülünecek bir şey.
Tabii ki, İsmet Berkan'ın dediği gibi, çalışanların işsiz kalacak olmaları yüzünden de, ama asıl yıllardır eğitim yoluyla geliştirilememiş bir dilin, milyonlarca insanın ana dilinin yeniden hayata kavuşması, yaşatılabilmesi, geliştirilebilmesi için küçük de olsa bir şansın ne nedenle olursa olsun kullanılamamasından dolayı.
Ama daha da vahimi var. Bu başlıkları, bu yazıları okumak bizler ve ötekiler ayrımını farkında olmadan da olsa, ne kadar içselleştirdiğimizi gösteriyor.
Bizler, kimsek, Radikal'in okuyucuları, İsmet Berkan'ın okuyucuları ötekilerle ilgili bir duruma dair konuşuyoruz.
Kurslar kapanıyor diye neredeyse seviniyoruz, kendimizi takdir ediyoruz, bizim içimizdeki mantıksız korkuların sahiplerine korkacak bir şey yok, zaten teker teker kapanıyor kurslar diyoruz.
Kurslar açıldı diye sevinçli törenler yapmış olanlara da dönüyoruz: Bakın, olmadı işte, gördünüz!(FU/BA)