Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd) şiddet ve çatışma ortamında büyüyen çocukların eğitim hakkının gözetilmesi, barış sürecinde eğitim sistemine, öğretmenlerin eğitimine ve müfredata entegre edilebilecek yaklaşımlar ve reformlar üzerine birçok politikalar geliştirilmesini öneriyor.
hYd "Toplumsal Barışın İnşasında Öğretmenlerin Rolü – Kürt Meselesi Okula Nasıl Yansıyor?” raporunda öğretmenlerin Türkiye’deki halkların konuştuğu dillerden en az birini öğrenmesini önemli buluyor.
Banu Can, Prof. Dr. Fatma Gök, Soner Şimşek'in "Barış Sürecinde Bir Aktör Olarak Öğretmenlerin Desteklenmesi Projesi" kapsamındaki çalışma alan araştırmasını ve politika önerilerini içeriyor.
Rapor barışın inşası, eğitim ve öğretmenler”, “Kürt meselesinin eğitim alanına yansımaları ve öğretmenler”, “Türkiye’de milli eğitimin inşası ve sürdürülmesi”, “Kürt meselesi ve eğitim”, “Barış için eğitim ve öğretmenler”, “öğretmen yetiştirme sistemi ve hizmet içi eğitimler” başlıklarıyla sorunu tartışıyor.
Raporda alan araştırması da”öğretmen görüşlerine ilişkin bulgular”, “Ötekileştirme, önyargılar, tektipleştirme ve eğitim dili sorunu”, “öğretmenlerin okulda farklılıklara ve çatışma temelli sorunlara yaklaşımı”, “veli görüşmelerine ilişkin bulgular” başlıklarıyla sunuluyor.
Farklılığın gerçekliği
Rapor anadili “Türkiye’de kültürel aidiyetin en belirgin taşıyıcısı” olarak niteliyor, anadili konusundaki tutum ve uygulamaların gözden geçirilmesini zorunlu görüyor, farkları görmezden gelmeyi inandırıcı bulmuyor.
" ‘Hiçbir farkınız yok’ yaklaşımı gerçekçi değildir. Er ya da geç farklılıklarla karşılaşacak çocuğun kendi gibi olan ve bazı yönleriyle kendinden farklı olanla nasıl bir ilişki geliştireceği, okulda bu konuların nasıl ele alındığıyla yakından ilişkilidir.”
Raporun sonuç bölümündeki tespit ve önerilerin bazıları şöyle:
Öğretmen yetiştirme anlayışı
* Öğretmen yetiştirme programlarının ülkenin çokkültürlü, çokdilli yapısı, yakın tarihi ve güncel toplumsal meseleleri daha iyi tanıma ve kavramalarını sağlayacak, açık bir tartışma ortamını teşvik edecek şekilde yeniden düzenlenmesi yararlı olacaktır.
* Bölgedeki öğretmenlerin sorunlarının çözülmesi için gerekenler yapılmalı ve atanan öğretmenlerin hiç değilse birkaç yıl aynı okulda kalmaları için devlet politikaları yoluyla uygun teşvikler düşünülmelidir.
Devlet öğretmene güvenmeli
* Toplumsal sorunlardan kopuk bir eğitim alanı, öğrencilerin hayatında okulun ve öğretmenlerin rolünü önemsizleştirebilmektedir.
* Öğretmenlerin açık bir tartışma ortamı sağlayabilmeleri için öncelikle memuru oldukları devletin bu konuda onlara güvenebilmesi gerekir.
* Öğretmenlerin, öğrencileri, savundukları görüşleri temellendirmeye, karşı argümanları iyi anlamaya, çok taraflı, analitik değerlendirmeler yapmaya teşvik etmeleri, onları çatışmalı ve zor toplumsal meselelere, karşıt görüşlerin ve yaklaşımların dayanaklarını da dikkate alarak demokratik, uzlaşıya dayalı çözümler üretebilmek yönünde güçlendirecektir. (YY)
Raporun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.