Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 16 ilin valisine Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imzasıyla gönderildiği iddia edilen “3 Hilal Operasyonu” başlıklı genelgeyle ilgili Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
IMP News (Independent Media Platform) adlı haber sitesinde yayınlanan bir haberde, gönderildiği iddia edilen genelgede Diyarbakır, Dersim, Bingöl, Elazığ, Erzurum, Ağrı, Şırnak, Muş, Bitlis, Siirt, Hakkâri, Van, Mardin, Urfa, Adıyaman ve Maraş illerinde “PKK’ye yardım ve yataklık eden kim varsa gözaltına alınarak, mal ve mülklerine el konulması” ile Bolu, Isparta ve Kayseri’den gönderilmiş olan özel komando birliklerine korucu ve özel timlerin katılacağı ifade edilmişti.
Ayrıca genelgede “5 bin güvenlik gücümüzü feda etmek gerekirse edeceğiz ve terörü söküp atacağız”, “terör örgütünün taşeronu olan mevcut partinin destekçileri arasında bulunanlara özel bir özen gösterilmesi”, “Operasyonlara katılacak tüm personelin hiç kimseye merhamet duygusu ile yaklaşmaması” gibi ifadelerin yer aldığı iddia edilmişti.
"Savaşa son vermek için meclis adım atmalı"
Kürkçü, Meclis Araştırması açılması isteminin gerekçesinde sözü edilen ve henüz adı geçen yetkililerce tekzip edilmeyen haberlerin gerçek olması durumunda AKP hükümetinin barışçı çözümü tamamen terk etmenin de ötesinde “nihai çözüm” yoluna girdiğini belirtti.
Kürkçü, Türkiye’de toplumsal barışın yeniden inşa edilebilmesi için TBMM’nin bir araştırma komisyonu kurarak bu savaşa son vermek amacıyla adım atması gerektiğini ifade etti.
Gerekçede şöyle dendi:
“Yukarıda anılan genelge ile HDP grubunca TBMM’de daha önce de tartışmaya açılan “Çöktürme” eylem planı birlikte analiz edildiğinde Sri-Lanka’daki yok etme harekâtının Türkiye’ye uyarlanmış şeklinin halen sürdürülmekte olduğu düşünülebilir. Geçtiğimiz hafta yayınlanan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin, Temmuz 2015 - Aralık 2016 arasında Güneydoğu’da sürdürülen güvenlik operasyonlarına ilişkin raporu da 30 kent ve mahalleyi etkileyen ve çoğunluğu Kürt 355.000 ila 500.000 arasında insanı yerinden eden operasyonlar sırasında, büyük çaplı kentsel yıkımlar gerçekleştirildiği, çok sayıda sivilin katledildiği, ağır ve vahim insan hakları ihlallerine ilişkin iddiaları doğrularken, “Çöktürme” harekatına ilişkin iddiaların da ciddiye alınabilirliğine işaret etmektedir.
“Genelgede geçen, “yoğun yol kontrolleri”, “köylere gıda ambargosu”, “yaşam alanlarının yok edilmesi”, “yardım, yataklık ve kuryelik yapanlara karşı merhametsiz olunması”, HDP tabanına karşı “özel uygulamalar”, yerleşim yerlerinin uzun ve kapsamlı ablukalara alınması talimatlarının tıpkı 1990’larda olduğu yüzbinlerle ifade edilen köy boşaltmalar ve göçlere yol açacağı açıktır. Nitekim, Nusaybin’in Xiraba Bava ve Talatê köylerindeki ablukalarla başlayıp en son Lice, Bingöl, Genç üçgeninde devam eden operasyonlar, bu yönde işaretler vermekle birlikte o dönemi fersah fersah aşan aşan hak ihlallerinin ortaya çıktığı görülmektedir. Kürt muhalefetinin demokratik sosyal tabanını da tamamıyla yok etme iddialarıyla bir arada “üç hilal”in bir kitlesel linçi kapsadığı anlaşılmaktadır." (NV)