59. Antalya Altın Portakal Film Festivali 5. gününe girerken, geride kalan dört gün boyunca belki de en çok konuşulan film Emin Alper'in "Kurak Günler"i oldu. Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapan film, Türkiye'de ilk kez festivalde izleyici karşısına çıktı.
Önceki gün gösterimi yapılan film, izleyiciler tarafından dakikalarca alkışlanırken, sosyal medyada da çok konuşuldu.
Başrollerini Selahattin Paşalı ve Ekin Koç'un paylaştığı filmin yardımcı rollerinde Erol Babaoğlu, Erdem Şenocak, Selin Yeninci, Sinan Demirer, Nizam Namidar, Ali Seçkiner Alıcı ve Eylül Ersöz yer alıyor.
"Bir umut var"
Film bir süredir kuraklık sorunuyla boğuşan Yanıklar kasabasına yeni atanan genç savcı Emre ile belediye başkanı Selim, yerel gazeteci Murat ve kasabalılar arasında yaşanan çekişmeleri konu alıyor.
Bu hikâye bize karakterleriyle ve yaşanan olaylarla tam anlamıyla bir 'Türkiye gerçekliği' sunuyor. Açılış sahnesinden sizi içine çeken filmde, merak duygusu ve nabız da giderek yükseliyor ve finale kadar izleyiciyi içinde tutuyor. Emin Alper filmde "burada bu mesaj var" demeden ülkede yıllardır yaşadığımız katı gerçekleri Yanıklar kasabasına sığdırmış sanki.
Yoğun politik göndermelerin olduğu filmde herkesin kendi çıkarları doğrultusunda ilerleyen bir siyaset anlayışı görülüyor. Kasaba halkı ise gerçekten Türkiye'nin demografik yapısını gözler önüne seriyor.
Savcı Emre'nin Yanıklar'daki vakalara karşı kararlı mücadelesine rağmen "bu devran böyle geldi, böyle gidecek" tutumu karşısında yaşadığı çaresizliği, günümüze tanıklık ederek izliyoruz. Emin Alper'in gözlem yeteneğine hayran olurken bazı sahnelerde kahkahalara boğulup, bazı sahnelerde de çok geriliyorsunuz. Giderek artan temposuyla gelinen finalde yüzünüze çarpan "bir umut var" tokadı ise bir "oh" dedirtiyor. Bir başyapıt olmaya aday film, "belki de bu devran artık böyle sürmeyecek" dedirtiyor.
Çiğdem Mater'e selam
Film gösteriminin öncesinde konuşan Emin Alper, filmin yardımcı yapımcısı Çiğdem Mater'e özgürlük mesajı yolladı. Alper şunları söyledi:
"Çok meşakkatli bir sürecin sonunda burada, Antalya'da sizinle olmak çok mutluluk verici. Hepimizin bildiği gibi bu mutluluğumuzu gölgeleyen bir şey var. Yardımcı yapımcımız Çiğdem Mater şu an aramızda değil. Dolayısıyla mutluluğumuz buruk ama hepimizin inancı tam, bu karanlık, kötü günler geçecek. Dostlarımızı bir şenlik havasında tutuldukları yerlerden çıkarıp, layık oldukları yerlere oturtacağız."
"Basit bir iyi-kötü mücadelesinin ötesinde"
Emin Alper ayrıca filmin yapım aşaması ile ilgili olarak ise şu bilgileri verdi:
"Senaryo sürekli gelişen bir haldeydi. Hikâyenin ilk taslağında bir kadın karakter vardı. Fakat çok fazla ağırlık yapıyordu senaryoda o yüzden onu çıkarmaya karar verdim. Malum ülkede homofobi meselesi giderek bir devlet politikası haline dönmeye başladı ve bu durumunda hikâyeye eklenebilecek bir şey olduğunu düşündüm. Organik olarak seri içerisinde gelişti, senaryoya çok derinlik kattı. Filmi basit bir iyi-kötü mücadelesinin ötesine geçirdi."
Oyunculardan Selahattin Paşalı ise kariyerinin beşinci yılında Emin Alper ile çalışabilme seviyesine geldiği için çok gururlu hissettiğini belirtti.
"Her geçen gün daha da kıymetlenecek bir film"
"Provalardan önce oyuncu olarak net cevaplar aradığını aktaran Selin Yeninci de başlarda bazı durumlardaki bulanıklığın, siyah-beyazdan ziyade gri alanların oynanamaz bir şey olduğunu düşündüğünü aktardı.
Yeninci şöyle devam etti:
"Emin ile yaptığımız provalardan sonra tam olarak bir yönetmen sinemasının içinde olduğumu fark edip biraz rahatladım. Kendi yöntemlerimle karakteri anlamak için bir yolculuğa çıktım, bir adliyede bir hâkime hanım ile bir günümü geçirdim. Genel olarak enerjisini ve mesleğin detaylarını gözlemledim. Televizyon dışında biraz daha anlamlı şeyler yapmaya çalıştığınızda daha seçici oluyorsunuz.
"Karşılıklı olarak böyle güzel bir hikâyenin anlatıcılarından biri olduğum için Emin'e çok teşekkür ederim. Her geçen gün daha da kıymetlenecek olan bu filmin içinde olmaktan çok mutluyum."
Kar ve Ayı: Gerilim küçük sırlarla doluDünya prömiyerini 47. Toronto Film Festivali'nde yapan "Kar ve Ayı" da 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde izleyiciyle buluştu. "Kar ve Ayı" Selen Ergun'un ilk uzun metrajlı filmi olarak karşımıza çıkıyor. Filmin başrolünü ise Merve Dizdar üstleniyor. Ergun, güvende olmama, giderek artan sıkışmışlık ve umut duygularını filmde anlattıklarını söyledi. Küçük bir kasabada çektikleri filmle kapana kısılma, suçluluk ve umut duygusunun yaşanmasına vesile olduklarını vurgulayan Ergun, "Gerilim küçük sırlarla olsun istedim. | |
(AO/AÖ)