ÖZGÜR-DER Diyarbakır Şubesi, Şemdinli'de Umut Kitabevi'nin bombalanmasından sonra yedi kişinin gözaltına alınması, Kulp'taki toplu mezar ve Uşak'ta Abdülaziz Yılmaz'ın öldürülmesiyle ilgili pazar günü (19 Şubat 2006) bir açıklama yaptı.
Altun, Şemdinli çetesini suçüstü yakalayarak emniyete teslim eden halktan yedi kişinin, "kamu malına zarar verme" ve "devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma" gerekçeleriyle tutuklandıklarına değindi.
"Çeteyi suçüstü yakalayan halk"
Altun, "Kontrgerilla çetesini suçüstü yakalayan halka, ömür boyu hapis istemiyle dava açılmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Şemdinliler tanık olamaz', Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Astsubay Ali Kaya'yla ilgili, 'Tanırım, iyi çocuktur' sözlerinin mahkeme kararında etkili olduğu, bu çeteleri koruduğu ortaya çıktı" dedi.
Olayın hemen ardından bombalama sanıklarına verilen ödülün manidar olduğunu vurgulayan Altun, "Bunun üzerine gidilmedi. Aynı şekilde, bombalamaları yaşayan halkın protesto gösterileri sırasında F-16'lara alçak uçuş yaptırılmasının da hesabını soracak kimseler çıkmadı" dedi.
Kulp katliamı da bağlantılı
Altun, Kulp'taki toplu mezarda bulunan kemiklerin 1993'te gözaltına alınan köylülere ait olduğunun adli tıp raporuyla kesin olarak belgelendiğini anımsattı ve şöyle dedi:
"Şemdinli bombacıları Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in Kulp Alaca köy katliamı sırasında Bolu Komando Tugayına bağlı olarak Kulp yöresinde faaliyet yürüttüğü iddiaları dikkate alındığında, bölgedeki karanlık işlerin ve hukuksuzlukların nasıl tek merkezden ve organize bir şekilde idare edildiği anlaşılmış olacaktır. Bu nedenle Kulp katliamı Şemdinli'den bağımsız düşünülemez."(EZÖ)