Fotoğraf: Fatoş Erdoğan
MSGSÜ’nün LGBTİ+ topluluğu Kuir Baykuş, üniversitenin tüm bileşenlerini bugün (16 Haziran) saat 13.00'te Fındıklı Kampüsünde olmaya çağırdı.
ÜniKuir’in de alanda gözlemci olarak takip ettiği açıklamaya saatler kala, kampüs içinde ve dışında olağan dışı hareketlilik gözlemlendi.
Öğrencilerin eylemi için kampüs içindeki Özel Güvenlik Birimi personellerinin sayısı iki katına çıkarıldı. Kampüsün kapısının önüne çevik kuvvet polisleri ve sivil polisler yığıldı.
Güvenlik pankartları kontrol etti
Basın açıklaması öncesi, öğrencilerin kampüs içinde pankart hazırken güvenlik müdahale etti. Güvenlik personeli, öğrencilerin dövizlerinin fotoğraflarını çekmeye başladı.
“Akademisyenlerin yeri cezaevleri değil, üniversitelerde öğrencilerinin yanıdır”
Fındıklı Kampüsü polis ablukasına alınınca MSGSÜ öğrenciler, Bomonti yerleşkesine geçti. LGBTİ+'lar, özel güvenliğin müdahalesine rağmen basın açıklamasını okumak için direndi. Özel güvenlik öğrencileri darp etti.
“Genel ahlak gibi hiçbir meşruiyeti olmayan bahaneleri” tanımayacaklarını söyleyen öğrenciler, basın açıklamasına toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemenin anayasal hak olduğunun altını çizerek başladı.
Temel haklar başta olmak üzere LGBTİ+’ları hedef alan baskıların ve yasakların gün geçtikçe arttığının altı çizilen açıklamada, üniversite özerkliğini hiçe sayan müdahalelere karşı çıkıldı:
“Tayfun Hocamız ve Mücella Hocamız, bir kent suçuna ortak olmadığı ve ses çıkardıkları için Gezi Parkı davasında yargılanarak hukuksuzca tutuklandı. Aynı davadan tutuklanan Can Atalay, Hatay milletvekili olarak seçilmesine rağmen hukusuzca cezaevinde rehin alınmış durumda. Akademisyenlerin yeri cezaevleri değil, üniversitelerde öğrencilerinin yanı ve kürsülerdir.”
Yasaklanan onur yürüyüşlerine, hukusuz gözaltılara karşı direnen ODTÜ LGBTİ+ Dayanışmasında, Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ kulübüne, tüm Boğaziçi Direnişçilerine ve tüm üniversite LGBTİ+ topluluklarına selam gönderilen açıklamada özgür üniversite talebinin altı çizildi:
“Atanmış değil seçilmiş rektörlerin olduğu; hocalarımızın yargılanıp tutuklanmadığı; okurken müşteri değil öğrenci olarak görüldüğümüz; bilimsel-sanatsal ve nitelikli eğitim veren üniversiteler istiyoruz!” (EMK)