Selim Evren, edebiyat dünyası hakkında eleştiriler yaparak, bir tür "edebiyat sosyetesi" olduğunu ileri sürüyor. Meriç Miroğlu, futbolun sistemin sürekliliğini garantiye almak için kullanılan bir mekanizma olduğu hakkında yazıyor. Emel Göçen, Londra'dan ötenazi üzerine; Shirvan Nuray Stocholm'den "uzun kış günlerinden sonra baharı karışlamanın" ruh hali üzerine söz alıyor. Tıpkı Nazmiye Güçlü gibi bahar gelince aşık olmak meselesinde olduğu gibi...
Merdan Yanardağ, ABD'nin saldırganlığına vurgu yapıyor ve Türkiye'nin Suriye'ye olası bir saldırıya dahil olacağını ileri sürüyor. Magnus Fiskesjö bir antrpolog. ABD'de Şükran Günü ile iktidarın bağışlayıcı mekanizması arasında koşutluk kuruyor. Çiğdem Öztürk, İsrail ve Filistin'deki çatışmalarda kadınların barış dayanışması haberini veriyor.
Diyarbakır Can TV'den Ahmet Beşenk gazetecilik serüvenini anlatıyor. Tavsife Selen DMG Yayın Konseyi'nin iş başında eylem yapan gazeteciler hakkındaki bildirgesi üzerine yazıyor. Nuh Köklü, İstanbul Film Festivali'nde belgeselleri gösterilecek olan Estela Bravo'yu tanıtıyor.(NK/BB)