Caracas sokaklarında dün kadınlar vardı. Tepeden tırnağa pembeler giymiş kadınlar forum alanında 20 kişi başladıkları "savaşa karşı" yürüyüşlerini yaklaşık 250 kişiyle bitirdiler.
Aralarına her katılana da pembe bir şeyler giydiriyorlar. Çünkü, onlar "Kod adı Pembe" (Code Pink) grubu.
Bu adı George W. Bush'un terör kodlamaları bağlantısıyla almışlar. Şimdilerde Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) savaş karşıtı kadın hareketinin kilit noktalarından biri.
Kırmızı, turuncu ve sarı
Bush'un, renklerden oluşan bir terör alarm sistemi kırmızı, turuncu ve sarı. "Kod Adı Pembe" de barışı simgeliyor.
Grup, Irak'ta işgal başladığından beri sadece bu savaşı değil bütün savaşları bitirmek için çalışıyor. Önce kadınlar olarak başlamışlar işe ama şimdi erkekleri de aralarına bekliyorlar.
Caracas'a "Kod Adı Pembe" olarak kadın grubu temsilcisi, gençler, öğretmenler, akademisyenler ve gazeteciler olarak 230 kişi gelmiş. Medea, "Neredeyse bir uçak dolusu insan yani" diyor .
Türkiye örnek ülke
Medea ile eylem arası konuşmaya çalışıyoruz, çok heyecanlı. Her şeyi birden söylemek istiyor. Derler ya; bin şapkalı, tam öyle bir kadın işte.
ABD'de bin 500 kadar örgütün bir araya geldiği Barış ve Adalet için Birlik (United for Peace and Justice) üyesi öncelikle.
"Yüz binlerce insanla Irak savaşına karşı sokağa döküldük. Bu yıl 19 Mart'ta küresel eylemlere dahil olacağız. ABD'de 700 ayrı yerde gösterilerle sokakta olacağız. 29 Nisan'da New York'ta kadınlar ve göçmenlerle barış için yürüyeceğiz."
Medea'nın "Türkiye bizi Irak savaşı konusunda gururlandıran bir ülke," sözlerinden alınanlar da bence gururlansın şimdi.
"Çok özel bir örnek" dediği Türkiye'yi yöneticilerin halkın savaş karşıtlığını anlayarak değerlendirmesini Bush'un da ders alması gerektiğini düşündüğü için de önemsiyor.
ABD'de savaş karşıtı olmak
"ABD dışındaki insanlar Amerika Birleşik Devletleri'nde savaş karşıtı bir hareket olduğunu öğrendiklerinde şaşırıyorlar. Bize sarılıp, ağlayanlar bile oldu. Bu da bizi şaşırtıyor aslında."
Tayland'da geçen yıl bir toplantıda Medea'nın ABD'den olduğumu öğrendiklerinde önce çok mesafeli davranmışlar. Beyaz Saray'ın önünde tutuklandığını öğrenince artık akan sular durmuş.
"ABD'de belki dışarıdan çok fark edilmese de çok ciddi ve büyük bir savaş karşıtı örgütlenme var. Bush yönetimine ve işbirlikçi medyaya karşı büyük bir mücadele yürütüyoruz. 2005 Haziran'ından beri yapılan anketler Irak'a gidilmesinin bir hata olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Bu savaş karşıtı hareketin bir başarısı."
Bu barış eylemcisi kadın Caracas'ta aynı zamanda Küresel Değişim (Global Exchange) adlı örgütü de "dünyadaki sosyal hareketlerin yıllık planların öğrenmek ve planlara dahil olmak" adına temsil ediyor.
8 Mart'a hazırlık
Arap Birliğ'nden Latin Amerika'ya kadar dünyanın pek çok yerindeki kadın örgütleriyle dirsek temasındaki örgütlenme, dünyanın dört bir yanında 8 Mart dünya kadınlar gününde yapılacak büyük eylemlere hazırlanıyor.
Medea, şu anda en çok "Kod Adı Pembe" grubunu önemsiyor ve hemen bianet yoluyla Türkiye'de barış için mücadele eden kadınlara ulaşması için anlatıyor:
"Grup olarak 'Kadınlar savaşa hayır diyor' adıyla yeni bir kampanya başlattık. 8 Mart'ta toplanan imzaları dünyanın her yerindeki ABD büyükelçiliklerine teslim edeceğiz, savaşa ve Bush'a tepkimizi göstermek için."
Kadınlar daha iyi örgütleniyor
Şu ana kadar, 30 bin imza toplanmış; dertleri kadınları öyle ya da böyle daha fazla bir araya getirmeyi başarmak.
"Latin Amerika'da kadınlar daha iyi örgütlenebilir, Kuzey Amerika'da da, Filipinler'de de, dünyanın her yerinde kadınların daha iyi örgütlenmesini başardığımız anda dünya daha güzel bir yer olacak."
"Kadınlar savaşa hayır diyor" kampanyası imza metninin sadece savaşla ilgili olması eleştiri aldığını söyleyen Medea, duruma şöyle açıklık getiriyor:
"Elbette ki kadınlar neo-liberal politikalara da, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nca yürütülen politikalara da karşılar ama zaten bütün bunlar savaş ve küreselleşmeyle ilgili değil mi? "
ABD elçiliklerinde eylem
Tam da bu kampanyayı planlarken dünyanın pek çok yerinde ABD büyükelçilik ve konsolosluk binalarının şehrin dışına taşındığını öğrenmişler. Yani değil eylem yapmak, yaklaşmak bile imkansızmış.
İstanbul'daki ABD Başkonsolosluğu'nun da şehir dışına çıktığını duymuşlar, yine de kadınların bu elçilik ve konsolosluklara ulaşmayı başaracağından eminler.
Neden emin olduklarını Medea açıklıyor yine: "Savaşa karşı dünyanın dört bir yanında son üç yıldır örgütlenen duruş gayet sağlam ancak birbiriyle ilişki kurmakta zorlanan bir yapılanma. Artık bunu kırmalıyız, kırıyoruz da..." (ÇM/BA)