Maltepe Üniversitesi 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü yaklaşırken "kızların temel eğitim hakkı"na dikkat çekmek amacıyla #kendihikayeniyaz projesini hayata geçirdi.
Kızlarını okutmak istemeyen babaları konu edinen kısa filmlerden oluşan proje, her gün dünyada milyonlarca, Türkiye'de binlerce okul çağındaki kız çocuğun yaşadığı sorunu konu alıyor.
Filmler için zamanında okulu bırakma tehlikesiyle karşı karşıya kalan ancak öğretmenlerinin ve kendi gayretleriyle okula devam ederek başarılı bir hayat süren kızlar seçildi ve bu zorlu yolculuk ekrana taşındı.
Van, Hakkari ve Malatya'da olmak üzere üç ayrı şehirden seçilen üç baba ve kızlarının hikâyesinin işlendiği filmlerde babalar, kızlarının ısrarı ve gayretiyle değişen kararlarını, nasıl ikna olduklarını anlattı. "Kız çocuklarının eğitim hakkının ellerinden alınmaması"nı söylemek için kameraların karşısına geçmeyi kabul eden babalar, "Bizler yaptık, pişmanız. Kızlar okusun, babalar cahil kalmasın..." dedi.
Anadolu'nun farklı köşelerinde günler süren çekimlerle ilgili bilgi veren Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar, Birleşmiş Milletler kararıyla kabul edilen "11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü"nde kız çocuklarının eğitimine engel olan babalara dikkat çekmek istediklerini söyledi.
Filmler, ulusal kanal ve sosyal medya platformlarında 9 Ekim Cuma gününden itibaren yayınlanacak.
Filmde babalar şu anlatımlarla yer alıyor:
"Ben şimdi başka babaları ikna ediyorum"
"Gürgün Tomris inşaat işçisi. Van'a bağlı Edremit ilçesinde yaşıyor. Üçü kız altı çocuk babası. En büyük kızını hiç okula göndermedi. Şu anda lise öğrencisi olan ve okul başarılarıyla dikkat çeken Hayriye Tomris'i ise ilkokuldan sonra okutmayacaktı. Öğretmenleri devreye girdi, önce okula gönderdi, sonra vazgeçti. Tomris, şimdi kızının doktor ya da avukat olmasını hayal ediyor. Tomris, o günlerde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"'Kızlarımı okutmasaydım şu anda boş boş evde duracaktı. Kızlarım iyidir. Okumaya heveslidirler. Çalışkandırlar. Hem kendilerini hem de böyle hevesli okumalarını seviyorum. Sınavlarda Türkiye birincisi oluyorlar. Ben bütün Türkiye'ye sesleniyorum: Kızlarını okutsunlar. Kızlar daha başarılıdır. Karşı çıktığıma, engel olduğuma çok pişmanım. Yaz, kış, gece, gündüz demeden hâlâ inşaatlarda çalışıyorum. Sadece kızlarımı okutmak için. Ben şimdi başka babaları ikna ediyorum, 'Yollayın kızlarınızı okula' diyorum.'"
"Hatice şimdi köylerdeki kızları okutuyor"
"Cemal Temir ise kızının okumasına yıllarca karşı çıktığı için çok pişman. O günleri şöyle anlatıyor:
"'Ben nüfus sayımına eve memur geldiğinde bile 'Kaç çocuğun var' sorusuna sadece erkek çocuklarımın sayısını söyleyerek yanıt veriyordum. Hatice'nin de diğer kızlarımın da okumasına karşı çıktım. Ama Hatice beni dinlemedi, kaçarak okudu; bizim köyde tek üniversite okuyan kız Hatice'dir. Ben seviyorum artık; kızlar okusun. Cahil kalmasınlar. Babaları da cahil kalmasın. Hatice şimdi köylerdeki kızları okutuyor. Kadınlara iş öğretiyor. Ben yaptım, kimse yapmasın, siz kızlarınızı okutun'"
"'Tamam' dedim; nasıl isterse öyle olsun"
"Malatya'da yaşayan Hamza Onuk ise, üç çocuk babası, kahvehane işletiyor. Onuk'un hikâyesi diğer babalardan biraz farklı. O, kızının okumasına değil, futbol oynamasına karşı çıktı. Oysa kızı Mizgin Onuk, futbolda üstün yeteneğe sahip. Baba Hamza Onuk da bu kadar engellemeye rağmen kızının ısrarıyla gelen başarılardan şaşkın olduğunu söylüyor:
"'Futbolu hep benden gizli oynadı. Okulda ilk kaptan olmuş. Ne zaman oynadı ne zaman kaptan oldu? Kim oynamasına izin verdi ki bu oynadı? Meğer hep benden gizli gidip oynuyormuş. Bense 'Top oynamasın başka ne yaparsa yapsın' diyordum. Bir kız futbol oynar mı? Bir noktada durdum, baktım kızım istiyor, çok da başarılı, 'Tamam' dedim; nasıl isterse öyle olsun.'"
(AÖ)