Kıyıların ticarileştirilmesine karşı Türkiye’nin dört bir yanında mücadele eden KIYIDA hareketi, Türkiye genelinde eş zamanlı olarak bir araya gelerek basın açklaması yaptı.
KIYIDA hareketi, Datça, Akyaka, Çanakkale, Burgazada, Heybeliada, Burhaniye, Bodrum, Dalyan, Ayvalık, İznik, Fethiye, Güzelbahçe, Altınoluk, Dikili, Köyceğiz ve Van'da yaptıkları basın açıklamasıyla “Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı”nın kurulduğunu duyurdu.
Açıklama şöyle:
“Kıyı savunucuları olarak bizler; doğanın bir parçası olan kıyıların yok edilmeye çalışıldığını biliyoruz. Kıyılar üzerindeki rant politikalarına dur diyoruz. Çünkü bir yandan kıyıların işletmeye açılması yoluyla özel-mülkleştirildiğini ve halkın serbest ve ücretsiz erişimine kapatıldığını görüyor, bir yandan da kıyılardaki doğal yaşamı bozan tüm yapılaşma ve hizmet adı altındaki faaliyetlerin kıyı ekosistemine geri dönüşsüz zararlar verdiğini biliyoruz.
“Yeryüzünün varoluşuyla birlikte var olan kara ve su ekosistemlerinin kesişme noktaları, biyolojik çeşitliliğin en zengin olduğu kıyıların, iklim kriziyle birlikte yok olmaya doğru hızla gittiğini gören ve bu gidişe karşı mücadele etmeyi hepimizin insanca yaşaması için görev sayanlar bir araya geldik. Her yıl binlerce türün yok olduğu bir yeryüzünün, doğaya hakim olma anlayışındaki endüstriyel kapitalizmle mücadele etmeden kurtulamayacağının farkındayız. Ekolojik ortak varlıkları yok etmeye devam ederek, çeşitli ticari yöntemlerle kıyıların yok edilmesine çözüm bulunamayacağını düşünüyoruz. Ticari girişimler kâr güdüsünden ayrı düşünülemez; kıyılara kar edilecek varlıklar olarak bakılamaz. Kıyıların deniz ve kara ekosistemlerinin bir araya geldiği, tüm canlılar ve cansızların varoluş alanı olduğunu biliyoruz; bu ortak varlığın kâr uğruna yok edilerek, bir avuç sermayedara terk edilmesine karşı çıkacağız. Endüstriyel kapitalizmin deniz, göl ve akarsu kıyılarını yok edeceği ve yıllar sonra geriye terk edilmiş, yağmalanmış kıyılar kalacağı konusunda uyarıyor ve daha çok kâr uğruna kıyıların bu hale getirilmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Yerellerdeki özerk kıyı hareketleri olarak haklılığımızdan aldığımız güçlerimizin farkındayız ama bir araya gelmenin, dayanışmanın gücünün de farkındayız.
“Bizler bu talan politikalarına karşı yerel direnişlerimizi güçlendirmek ve yereller arasında dayanışma köprüleri kurmak amacıyla bir araya geliyoruz. Kıyı savunucuları olarak, mücadelemizde haklıyız. Yaptığımız şey basit; kamusal haklarımızı, ekolojiyi ve müşterek varlığımız olan doğayı savunuyoruz. Yasal düzenlemelerin verdiği güvenceyi, kıyıların kamu yararına kullanılmasının zorunlu olduğunu biliyor, bizler zaten bizim olanı geri almak için mücadele ediyoruz. Kıyılar konusunda belirlenmiş kotalar üzerinden pazarlık yapmayacağımızın; bizlerden çalınan kıyıların hepsini geri istediğimizin bilinmesini istiyoruz.
“Kıyıların sadece insanların olmadığı bilinciyle, tüm ekosistemiyle bir bütün olarak korunması için tüm kıyıların kendi doğallığında bırakılması için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizde, yerel yönetimlerin ve demokratik kitle örgütlerinin de dayanışma içinde olacağını biliyor ve tüm demokratik kurumları Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı ile birlikte mücadeleye davet ediyoruz.”(AÖ)