Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Haklı olanların mahkemede, haksız olanların dışarıda olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Osman Kavala, Demirtaş, Can Atalay içerdeler. Suçlular dışardalar. Cumartesi Anneleri evlatlarının yerini bize gösterin diyor, ona bile izin vermiyorlar” dedi.
“Bahçeli’den de Erdoğan’dan yanıt istedim”
Meclis’te bugün görüşülecek tezkerelere dair de şu açıklamayı yaptı:
“Tezkerede şunlar yazıyor; 'Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi'. Eyvallah. Hiç itirazımız yok. Terör varsa, Türkiye'yi tehdit ediyorsa, TSK, yani güvenlik güçlerimiz gider, müdahale ederler. Uluslararası hukuk da buna izin verir.
Ama cümle şöyle bitiyor: 'Ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması'. Aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı bir silahlı kuvvet Türkiye'ye gelecek ve burada belli olaylara müdahale edecek. 'Buna izin verin' diyorlar. Cumhuriyet'i kuran bir parti, kökleri Kuvayımilliye'de olan bir parti, nasıl olur da yabancı askerlerin Türkiye'ye gelmesine izin verir? Akıl tutulması gibi bir şey.
Ben, biz, kadınıyla, erkeğiyle, vatanseveriyle, bayrağını sevenle kendi ülkemizin mübarek topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz. Kendi topraklarına yabancı askerleri davet edip terörle mücadele adı altında burada onların bazı müdahalelerde bulunmalarına izin vermek, açık ve net olarak vatana ihanettir. Yabancı askerler, Türkiye'de neye müdahale edecekler?”
Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Türkiye'ye gayrimeşru yabancı postalların ayak basması diye bir şey yoktur" sözlerini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bizleri kandıracaklarını sanıyorlar. Ben meşru yabancı postal da istemiyorum. Ben kendi ülkemde yabancı asker postalı istemiyorum, terörle mücadele konusunda. Meşru ne demek? Ben el kaldıracağım, yabancı askerler istemeyeceğim, böylece meşruiyet kazanmış olacak. İstemiyoruz, yabancı asker istemiyoruz. Terörle mücadele edeceksek gideriz. Teröristler bana saldırdı, bir askerimiz şehit oldu. Size saldırmadı. Siz, çocuklarınızı parayla pulla askere gönderdiniz, ben evladımı parasız pulsuz askere gönderdim.”
“Ben şimdi sana mı güveneceğim?”
Tezkerede, Cumhurbaşkanına da büyük yetki verildiğini savunan Kılıçdaroğlu, Milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Gazi Meclis'in Mustafa Kemal Atatürk'e başkomutanlık yetkisini bile 3 ay süreyle verdiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güvenmediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Kardeşim, sen papazı teslim ettin. Biz sana nasıl güvenelim? Çıktın milletin önüne, 'Bu can bu bedende kaldıkça asla bu teröristi, papazı alamazsın' dedin. Güzel. Peki Trump ne dedi? 'Beni kızdırma, senin malvarlığını araştırırım, dünyaya da duyururum' dedi. Sonra papazı götürdün tıpış tıpış teslim ettin. Ben şimdi sana mı güveneceğim?
Cemal Kaşıkçı cinayeti. Toplum unutabilir ama bizim hafızamız unutmaz. Konsoloslukta Cemal Kaşıkçı öldürüldü. Dava açıldı, sonra bir tehdit geldi, davayı Suudi Arabistan'a götürdüler teslim ettiler. Ben şimdi sana mı güveneceğim?
Dolayısıyla yabancı asker buraya geldiğinde, sen davet ettiğinde, Kemal Kılıçdaroğlu ve bütün CHP'liler olarak yabancı askerler önünde duracağız ve onları kovacağız. Hiç tereddüdümüz yok. Beraber gideceğiz, beraber mücadele edeceğiz ve bunları göndereceğiz. Yok öyle bir şey. Bu ülke, Milli Kurtuluş Savaşı'nı veren bir ülkedir. Ben, Milli Kurtuluş Savaşı'nın tarihine ihanet ettirmeyeceğim.” (AS)