Fotoğraf: Eyüp Elevli – Ordu / AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu'da, “Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri Buluşması”nda konuştu.
İktidar yetkililerince “bürokratları tehdit ettiği” yönünde eleştirilen Kılıçdaroğlu, bu konuyla ilgili bir kez daha açıklama yaptı:
“Bir kişi çıkıp da her şeyi ben biliyorum derse; bilin ki o adam hiçbir şeyi bilmez. Liyakatın olmadığı yerde devlet çürümeye başlar. Ben bürokratları tehdit etmiyorum, ‘Yasalara, kanunlara, adalete uyun’ diyorum.
Siyaset kurumu halkına hesap verme zorundadır. Vergileri nereye harcadığının hesabını veremeyen siyasi iktidar malı götürüyordur. Temiz bir siyaset harcadığı her paranın hesabını verir. Köprüyü kaça yaptın diyoruz, gizli… Rüşvet alan adamdan büyükelçi olur mu ya! Büyükelçi hem devlet hem de hükümeti temsil eder. Büyükelçi atıyorsunuz, rüşvet aldığı yüzde yüz belli. Yabancı ülke de biliyor rüşvetçi olduğunu.”
“Sarı bürokratlar” tartışması / Ne olmuştu?
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuyu ilk olarak geçen yılın Ekim ayında Twitter hesabından yayınladığı şu mesajıyla dile getirdi: “Bu ülkenin bürokratlarına sesleniyorum; halkımızı da şahit olmaya davet ediyorum. Unutmayın Türkiye devletini şahıs devletine dönüştürmüş bir kişi ve ailesi var. Zorlanmış bir kısım devlet memurları var. Bazıları çok baskı altında, bunun da elbette farkındayız. Ama unutulmamalıdır ki devlete değil, şahsi çıkarlara hizmet etmenin sorumluluğu var. Kamil akla gelmeniz için Kılıçdaroğlu abinizin, amcanızın bu size son çağrısıdır: 18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır.”
İktidar yetkilileri, Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamalarını, “bürokrasiyi seçilmiş hükümete karşı çıkmaya çağırmak” ve bürokratları tehdit etmek olarak değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu 19 Ekim’deki grup konuşmasında bu tepkilere şöyle yanıt verdi: “Yasal ölçüler içinde çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Ama mafyatik ilişkiler içine girenleri, tehdit mi ediyorsun diyorlarsa. Evet onları tehdit ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kılıçdaroğlu'nun, bürokratlara yönelik sözleriyle ilgili suç duyurusu yaptı, Twitter’dan da “Bugün 18 Ekim 2021. Kılıçdaroğlu'nun kamu kurumları ve görevlilerini şaibe altında bırakarak "ahır, lağım, pislik, mafyatik düzen, militan" gibi hastalıklı ruh hallerini yansıtan ifadelerle vesayet özlemli tehditleri için verdiği tarih” diye yazdı.
TIKLAYIN - "Ey şahıs, bu devletin onurlu memurlarının zamanı geliyor..."
Ardından üç hafta önceki grup toplantısı konuşmasında “Kirlenmiş bürokratlara seslenmek istiyorum. Bu Kemal Kılıçdaroğlu'nun onlara son iyiliği olsun. Suça bulaşmış bürokrat beni iyi dinle kardeşim. Sen bunların suç çarkını döndürürken kendilerini kurtarmak istiyorlar ama kurtarma planlarını içine seni bürokrat olarak asla dahil etmiyorlar” dedi.
24 Mayıs’ta Twitter hesabı üzerinden paylaştığı videoda da “Sarı bürokratlar. Sizler devleti, kanun dışı talimatlara uyarak adeta bitkisel hayata soktunuz. Bu süreçte kendinizi de bitirdiniz. Öncelikle birazdan açıklayacağım şey, skandalla yolsuzluklara dikkat çekmek değildir. Bunların ne olduğunu sağır sultan da biliyor. Amacım, komaya sokulan bu devleti uyandırmaktır. Komaya sokulan bu devi uyandırmak, çalışır hale getirmektir. Ama size de bir iyilik yapıyorum, ‘sarılar.’ Sizi bu suç gemisinden indirmek istiyorum. İnin kurtarın kendinizi. Çok geç olmadan, küçük cezalarla kurtulabileceğiniz bir aşamada kurtulun. Çünkü, hiç gündemlerinde yoksunuz.”
AKP MKYK Üyesi Metin Külünk, Kılıçdaroğlu'nun bu uyarısı üzerine “İzzet yoksunları bilmelidirler ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin memuru, sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden emir alır ve devletinden aldığı güçle eşkiyadan ürkmez” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da 26 Mayıs’taki grup toplantısı konuşmasında Kılıçdaroğlu’na şu sözlerle tepki gösterdi: “Bu kişi kendisine oy vermedi diye kimi zaman hakaret ettiği gibi, kimi zaman kamu görevlilerini alenen hedef göstermektedir. Kamu görevlilerimizin vazifelerini yürütürken tek bakacakları yer anayasa ve yasalardır. Hariçten gazel okuyanların naralarıyla bu devlet iş yapmaz. Bu devletin memuru da pozisyon almaz. Türkiye'nin kendi insanını tehdit eden değil, kendi insanına hizmet eden anlayışla yapılan ahlaklı, ilkeli, üretken siyasete ihtiyacı vardır.” (AS)