Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, 2019 seçimleri, tahliye edilen gazeteci Deniz Yücel, çocuk istismarı, müebbet hapis cezası verilen gazeteciler Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ve Türkiye ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson arasındaki görüşme konularına değindi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
YSK’ya: “Yasa dışı işler için bir araya gelmiş topluluk”
“2019'da başka bir hedefimiz var. Yerel yönetimler. Nereyi alacağız İstanbul'u alacağız. Nereyi alacağız, Ankara'yı, Mersin'i, Denizli'yi alacağız. İkinci bir seçim daha var en az 50+1 diyorlar. Hayır hedefimiz en az yüzde 60. YSK içindeki çete dahi bizim başarımıza gölge düşürmesin.
“Çete dedim diye suç duyurusunda bulunmuşlar. Çete, yasa dışı işler yapmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk. Mühürsüz oy pusulaları geçerlidir diye karar aldılar mı? Kanuna aykırı mı? Aykırı. Bir araya geldiler mi? Geldiler. Vallahi de billahi de siz çetesiniz.
“Çocuk istismarına en ağır cezayı getireceğiz”
“Çoçuk istismarına karşı en ağı cezayı getireceğiz. Annelerin babaların bütün duyarlılıklarına kulaklarımızı kabartacağız.
“Cumhuriyet tarihinde hiçbir aile yoksul kalmayacak. Kız çocuklarının okuması, hayata tutunması en büyük arzumuzdur. Kız çocuklarını okula gönderen her aileye özel destek verilecektir.
"365 gün bir gazeteci iddianamesiz hapiste niye tutuldu”
“Deniz Yücel'in tahliye olmasına sevindim. Ama ben sizi biraz geriye götüreceğim. Deniz Yücel için ne dediler? Erdoğan konuşuyor, ‘Bu adam terörist, gazeteci değil’ diyor. Teröristse, ajansa niçin serbest bırakıyorsun bir ajanı. O zaman sana bu bilgiyi kim verdi? Seni kim aldattı sevgili Erdoğan.
“Erdem Gül'ün eşinin yurt dışına çıkış yasağı var. Eşinin ne günahı var. Bir yerlerden telefon gelince, yurt dışına çıkışa izin veriyorsun, süratle tahliye ediyorsun.
“365 gün bir gazeteci iddianamesiz hapiste niye tutuldu? Büyükada'da sivil toplum kuruluşları bir toplantı yapıyorlardı. 8 kişi hakkında tutuklama kararı çıktı. İkisi Alman ve İsveç vatandaşı. Onları da suçladılar. Nasıl oldu da bir süre sonra serbest kaldılar? Bu çifte standart hukukun neresinde var.
“Altan kardeşler ve Ilıcak hangi cebir ve şiddeti kullandı”
“Biz adaleti, hakkı ve hukuku 80 milyon için değil sadece, bütün dünya için isteyeceğiz. Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Ahmet Altan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Bunlar hangi cebir ve şiddeti kullandılar?
“Karar, saraydan alınan talimatla verilen bir karardır. Yargı, bağımsız değil. Kimisine makam, kimisine mevki, kimisine milletvekilliği sözü veriliyor ve satın alıyor. FETÖ'cü diye gazeteci, baklavacı, sanayici, esnaf, memur, profesör, polis buldun, bir tane siyasi yok mu?
“Yarın çıkıp diyecek ki Tillerson da bizi aldattı”
“Tillerson geldi, üç buçuk saatlik görüşme yaptı. Türkiye-ABD ortaklığı adında ortak açıklama yapıldı. Metinde PYD ve YPG'yi terör örgütü olarak görmüyorum diyor. Ağır silah vermediğini söylüyor, silahları toplamayacağını da söylüyor. Siz bunun altına hangi gerekçeyle imza attınız.
“Yarın çıkıp diyecek ki Tillerson da bizi aldattı. Görüşmede tutanak tutulup tutulmadığını da bilmiyoruz. Büyük bir ihtimalle Zarrab, Halk Bankası görüşüldü, onlar duyulmasın diye bunu yapıyorlar.
“Bedel ödeyen Türkiye”
“Amerika'nın ve Rusya'nın egemenliğinden kurtulun, o çekim gücünün biraz dışına çıkın. Onların eşliğinde barışı getiremezsin. Silahı veren kim?
“Ya Rusya ya Amerika. Ne zaman bu meseleler ilişkilerimizde çatışmaya yol açtıysa hep birlikte bedel ödedik. Bedeli ödeyen Türkiye. Söz verdiğin halde istifa etmiyorsun." (TP)