CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fethullah Gülen cemaatinin Bakanlar Kurulu kararı ile "terör örgütü" ilan edileceği yolundaki açıklamasıyla ilgili konuştu.
"Namuslu bütün hakimlere sesleniyorum, eğer bu dosya önünüze gelirse, doğrudan doğruya Recep Tayyip Erdoğan'ı davet edeceksiniz. 'Gel, sen ne diyordun?' diyeceksiniz. 'Siz ne istediniz de biz vermedik?'. Hakim soracak, 'Söyle bakalım ne istediler, neyi verdiniz?' Yardım ve yataklık diyorsanız, bundan büyük yardım ve yataklık mı olur? Kendi itirafı.
PKK'ya gelince, valilere 'Dokunmayın, bırakın, silah deposuna döndürsün, bırakın insanlar ölsün' diyorlar. Öbürüne gelince, 'Ne istediniz de vermedik, her şeyi verdik, biz size' diyor. Nasıl bir terör örgütüne sen her şeyi veriyorsun? Devleti bile sen teslim ettin.
“Şimdi hakimlerden bekliyorum, bunu ve yandaşlarını mahkemenin huzuruna çağıracaklar, soracaklar. Biz de taraf olacağız orada. Türkiye Cumhuriyeti'nden taraf olacağız. Onlar ne istediler de siz verdiniz, biz bunu öğrenmek istiyoruz. Bizim hakkımız var."
Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısındaki konuşmada anahatlarıyla şu konulara değindi…
Gezi eylemleri
"Ben Taksim meydanında zekasını, aklını, bilgisini kullanan bütün gençlere şükran borçluyum. Onlar, gençlerin 'özgürlük' diye haykırdığını bütün dünyaya gösterdiler. Ve onlar, hiç kimsenin vermediği bir dersi bir diktatöre verdiler ve ona diz çöktürdüler. O nedenle onlara şükran borçluyum.
“Olay iki ağaç mı? Olay iki ağaç değil arkadaşlar, binlerce ağaç. O fidanlarımızın her biri birer ağaçtı. Onlar mücadele ettiler. Ne istiyorlardı onlar? 'Bizim yaşam tarzımıza, kimliğimize, inançlarımıza müdahale etmeyin. Size ne' diyorlardı. Bir özgürlük patlamasıydı Gezi. Ve dünya siyaset tarihine altın harflerle yazılan bir eylemdi.
“O nedenle Gezi eylemini başlatan, büyüten ve sürdüren herkese yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
“Gezi eylemi derken bunların nelerle uğraştıklarını, vatandaşları kışkırtmak için neler yaptıklarını da herkesin duyması lazım.
“Vicdanı olan herkese, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren vicdan sahibi bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, ne yaptı o çocuklar? Adam mı öldürdüler, ellerinde silah sokağa mı çıktılar?”
TIKLAYIN – "CHP ULUSALCI, MİLLİYETÇİ HASSASİYETLERİ DEMOKRATİK HASSASİYETE TERCİH ETTİ"
Fetih kutlamaları
“Şimdi bunlar kalkmışlar Fetih Kutlaması yapıyorlar. Fatih Sultan Mehmet'in neredeyse, görüntüleri hiç yok. O Fatih ile şimdiki İstanbul arasında dünya kadar fark var. O Fatih Sultan Mehmet, şairdi, entellektüeldi, dünyayı bilirdi, dünyayı okurdu, 'Ormanlarından tek dal ağaç kesenin başını keserim' diyecek kadar doğaya saygılıydı.
“Gemileri karadan yürütenlerle, yürüttükleri gemiyle dünya malı edinenler, aynı insanlar değiller.”
Davutoğlu
Kılıçdaroğlu, "saray darbesiyle yeni hükümet kurulduğunu, Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hakkını koruyamadığını, gittiğini" ileri sürdü.
“Ancak sarayda oturan zat, 'Mal bildirimi beyanını il ve ilçe başkanları düzeyine indirirseniz, bu görevi üstlenecek kişiyi bulamazsınız' diyor. Sen misin 'yolsuzluğu kaldıracağım' diyen. Elinden dilekçeyi aldılar, hadi güle güle..."
Akademisyenlerin bildirisi
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun akademisyenlerin bildirisinden sonra, "Prensip olarak insanların tutuklu yargılanmasına karşıyım.", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise "Bu akademisyenlerin tutuklanması lazım. Ne demek düşünceyi açıklama özgürlüğü" dediğini savundu.
Kılıçdaroğlu, bunun üzerine de Davutoğlu'nun gönderildiğini ileri sürdü.
CHP Genel Başkanı, Davutoğlu'nun Maksut Serim'in yerine eski öğrencisini örtülü ödeneğin başına getirdiğini, bunun üzerine de görevden alındığını savundu.
Zarrap
“Bir avukat arkadaşımız davayı izleyecek. Darbe dönemlerinin temel özelliği yolsuzlukları saklamaktır. Deniz Feneri Almanya'da başladı Türkiye'de herkes beraat etti. 17-25 şimdi ABD'de yargılanıyor. Nerede bu Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, hakimler, savcılar... Adalet mülkün temelidir. Adaleti hepimiz korumak zorundayız.”
Yargıtay
“Yargıdaki başkanlar Erdoğan'ın davetiyle çay içmeye gittiler. Eleştirdim, baktım Kırşehir'e de gittiler. Devlet protokolünden haberiniz yok. Sizin ne işiniz var orada?
“Çıktı açıkça konuştu 'Yasama ve yargı benim için ayakbağıdır' dedi. Sonra 'AYM'ye saygı da duymuyorum, uymayacağım' dedi. Sizin ne işiniz var orada? Yargıya saygı duymayan adamın önünde neden el pençe duruyorsun? Anayasayı ihlal ediyor. Siz de mi namusu ve şerefi alıp bir tarafa atıyorsunuz?
“Bunları yanında çanta gibi taşıyor. 'Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim' diyor. Vermezsen namertsin. Biz bağımsız yargıya güveniriz. Bu eleştiriyi de zaten yargıya duyduğumuz saygıdan ötürü yapıyoruz. Cübbelerini çıkarsınlar, AKP'ye kayıtlarını yapsınlar. Kaçak Saray'da bir sürü oda var gitsinler orada otursunlar. Bu tür insanlar yargıyı temsil edemez. Birileri sizi çanta gibi yanında taşıyorsa bunun nedenini oturup konuşmaları lazım. Şimdi size düşen tek bir görev var, o koltuktan ayrılmak.” (YY)