Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin haftalık grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 14 Ağustos 2001’de kuruluşunda Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin hedeflerine ilişkin sözlerini hatırlatarak bugün insan hakları, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü konularında içinde bulunulan durumu özetledi.
Kılıçdaroğlu ayrıca 19 Mayıs kutlamalarına getirilen kısıtlamalar, Sözcü Gazetesi’ne düzenlenen operasyon ve Fethullah Gülen Cemaati – AKP ilişkilerinden söz etti.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Bize ‘saray’ın değil devletin valisi lazım”
“19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti'nde Milli Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcıdır. Biz bu töreni, tarihimizi hatırlayarak kutlamak istiyoruz.
“Beşiktaş Belediyemiz de bu çerçevede kutlamak istedi. Valilikten izin istedi. Valilik izin vermedi. Bunun üzerine belediye başkanımız bütün gazetelere tam sayfa ilan verdi. Yaptıkları tüm hazırlıkları anlattılar.
“Bunun üzerine ‘Toplumu tahrik edici ve kamu düzenini bozan ilan verdin’ denerek belediye başkanımız hakkında soruşturma açtılar.
“Ya sen kim oluyorsun Vali Bey de, bizim geri adım atacağımızı düşünüyorsun. Asıl toplumun huzurunu bozan sensin.
“19 Mayıs'ı kutlamak ne zaman suç olmaya başladı. Diğer belediyelere izin verirsin, Beşiktaş Belediyesi'ne neden izin vermezsin? Bize Saray'ın valisi değil, bize devletin valisi lazım.
Sözcü’ye FETÖ operasyonu
“Sözcü gazetesine operasyon yapılıyor. Gazete çalışanları hakkında yapılan suçlama, ‘FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’.
“Sözcü'nün sürekli denetlendiğini biliyoruz. Sürekli denetlerler ama açık bulamazlar.
“Kamu bankaları bütün gazetelere ilan verirler, ama Cumhuriyet'e, Sözcü'ye ilan vermezler. THY, bütün havuz medyasının okunmayan ne kadar gazetesi varsa verir. Ama Cumhuriyet'i, Sözcü'yü sokmazlar.
FETÖ’cü arıyorsanız Saraya, Bakanlar Kurulu’na bakın”
“Cumhuriyet'te bulamadılar, Sözcü'de bulur muyuz diye FETÖ'cü arıyorlar. Savcı kardeşim, sen FETÖ'cü arıyorsan Bakanlar Kuruluna bakacaksın, saraya bakacaksın.
“Savcı kardeşime bir küçük ipucu da vereyim, Star gazetesinden… 24 Kasım 2013'te bir yazar, bakın şunları yazıyor: ‘Başbakan Erdoğan, Rusya’dan dönerken uçakta ‘Cemaat üyeleri şimdiye kadar bizden ne talep ettiler de yapmadık? Cemaatin en ileri gelenleri, mensupları bugüne kadar acaba ne getirdiler de Tayyip Erdoğan bunu geri gönderdi? Yani üniversitelerin verilmesiyle alâkalı adımlardan tutun da birçok faaliyetlere yönelik yapabileceğimiz ne varsa bunları yaptık. Benden geri dönen hiçbir şey yoktur. Buna rabbim şahittir’ dedi.
“Kontrollü darbe girişimi”
“Kontrollü darbe girişiminin ipliğini yakında pazara çıkaracağız, herkes tanık olacak buna, göreceksiniz.
“Bugün bu kontrollü darbe girişiminin ağır ağır ipuçları ortaya çıkıyor. Kimin ne yaptığını gayet iyi biliyoruz.
“15 Temmuz karşı darbe girişimidir. Bugün Türkiye, karşı darbeyle karşı karşıya.
“Binali Bey ne diyor; FETÖ'nün siyasi ayağı yok. Siyasi ayağı var kardeşim. Saraydan başlayarak AKP grubuna kadar ineceksin.
“FETÖ'yü beslediler, büyüttüler. ‘Ne istediler de vermedik’ dediler, Türkiye'yi teslim ettin. ‘Sözcü'de FETÖ'cü var mı’ diye soruyorlar. Ya sensin FETÖ'cü, senden iyi FETÖ'cü mü var? Kendi suçlarını gizlemek için garibanların üzerine gidiyorlar.
Erdoğan’ın AKP’nin kuruluşunda dedikleri
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın 14 Ağustos 2001’de AKP’nin kuruluşu sırasında sıraladığı hedefleri sıraladı ve şu an bu hedeflerin uzağında olduğumuzu ifade etti:
* Bugün oligarşinin çöktüğü gün olarak, tekelci bir anlayışa dayanan liderlik anlayışının çöktüğü, kolektif liderlik anlayışının yerleştiği bir gün olacak.
* ‘Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir’ özdeyişi, partimizin temel ilkelerindendir. Partimiz, bireyi bütün politikaların merkezine alarak demokratikleşmenin sağlanmasını, temel insan hak ve özgürlüklerini temin etmeyi ve korumayı en önemli ödevleri arasında sayar.
* Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve bütünlüğünün, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin, sivilleşmenin, demokratikleşmenin, inanç özgürlüğünün ve fırsat eşitliğinin esas kabul edildiği bir zemindir.
* Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır.
* Kamusal yaşamın her alanında tam şeffaflık ve hesap verme anlayışını hakim kılacak.
* Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir.
* Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder. Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri özgür medyanın varlığıdır. Başta anayasa olmak üzere medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır. Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri, titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacaktır.
* Hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı bütün unsurlarıyla gerçekleştirilecektir. Tüm bireylerin hak arama yolları kolaylaştırılacaktır.
* Parti içi demokrasi, bireyin ve azınlık görüş sahiplerinin hukuku ve demokratik yarışma hakları sağlanarak geliştirilecektir". Ya Davutoğlu'nun bir darbeyle kapının önüne koydunuz, hangi parti içi demokrasi? (EKN)