* Fotoğraf: Doğukan Keskinkılıç - Ankara/AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu.
Bugünkü grup toplantısında gazeteci Cemal Kaşıkçı konusunda Türkiye’nin attığı adımları anlatan Erdoğan’a seslenen Kılıçdaroğlu, konsolosluğa girmek için nedne beş gün beklenildiğini sordu.
Erdoğan’ın Cemal Kaşıkçı cinayeti faillerinin İstanbul’da yargılanması talebine de cevap veren Kılıçdaroğlu, “Beyefendi, onlar senin gözetiminde ve himayende yurtdışına çıktı” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşması özetle şöyle:
“Neden 5 gün beklediniz?”
“5 Ekim, dünya medyası yazıyor içeride öldürüldü diye. Başkonsolosluk'ta Türkiye'nin arama yapabileceği söyleniyor. Peki, arama ne zaman oluyor? 10 gün sonra.
“Birinci soru: Neden 5 gün beklediniz, kim size talimat verdi?
“İkinci soru: Konsolosluğun konutunda da arama yapılacak 16 Ekim'de. Şu garip işe bakın, konsolos elini kolunu sallayarak Suudi Arabistan'a gidiyor. Niçin müdahale edilmedi? Hunharca işlenen cinayetin faili ya da tanığı; neden serbest bırakıldı. Dokunulmazlığı var diyorlar, hikaye!
“Kuş uçmaz dediler, katiller uçtu”
“17 Ekim'de başdanışman açıklama yapıyor. ‘Olayı fazla deşelemeden…’ diyor. Yav ortada cinayet işlenmiş, masum bir insan öldürülmüş. Nasıl oluyor da deşelemeden bir şeyler yapıyoruz.
“Kaşıkçı'yı öldürmek amacıyla ekip geliyor, konsolosluğa yerleştiriliyor. Öldürülüyor. Dünya medyasına yansıyor. Ne oluyor arkasından? Öldürenlerin tamamı, elini kolunu sallayarak Türkiye'den ayrılıyor.
“15 kişilik timden 13 kişi, 18:30 ve 22:45 saatlerinde kalkan özel jetlerle, 2 kişi ise tarifeli uçakla gitti deniyor. Katiller herkesin gözünün önünde, uçağa binerek Türkiye'den ayrılıyor.
“Ne diyordu Yasin Aktay BBC'ye yaptığı açıklamada: Bütün makamlar haberdar oldular. Kuş uçsa tespit edilir. Kuş değil, katiller uçtu.
“Katiller senin himayende çıktı”
“Bu, şu anlama geliyor. Türkiye, ahır devletine, bir çadır devletine dönmüştür. Bu, gelip Türkiye'de cinayet işleyebilirsiniz, kimse size dokunmaz demektir.
“Bugün beyefendi diyor ki, failler İstanbul'da yargılansın. Beyefendi, onlar senin gözetiminde ve himayende yurtdışına çıktı. Para yüzünden Kaşıkçı'nın katillerini serbest bıraktılar.
“pasaportuna el konulan akademisyenler varsa…”
Kılıçdaroğlu üniversitelerde eğitim kalitesi ve tutuklu yargılama uygulamalarına da değindi…
“Tek adam rejiminde üniversiteler bilgi üretmez noktaya geldiler. Devleti yönetenlerin yalan söylemeye hakları yoktur.
“Erdoğan 13 Ekim'de, ‘Türk üniversitelerinin tarihlerinin en güçlü, en özgür, en bağımsız dönemini yaşadığını biliyoruz’ diyor. Zaytung haberi değil bu.
“Erdoğan 19 Ekim'de ‘Türkiye'nin 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor. Demek ki bir şeyleri ihmal ettik’ diyor.
“Beyefendi hala kandırılıyorsunuz farkında mısınız? Beyefendi seni PKK kandırdı, FETÖ kandırdı; yaptığın her şey yanlış.
“Bugün pasaportuna el konulan akademisyenler varsa, sen dünyanın her yerinde üniversitelerimiz özerk desen ne olur? Anca alay konusu olursun.
“Eren Erdem, Kavala, işçiler, avukatlar neden hapiste?”
“Eren Erdem niye hapiste? Hem gazeteci hem eski milletvekili. Niye hapiste? Kaçabilirmiş. Dokunulmazlık kaldırılırken defalarca gitti geldi.
“Osman Kavala hangi gerekçeyle hapiste? İddianamesi yok.
“Trump'ın Merkel'in mi araması lazım? Brunson telefon etsin bence. Sesini özlemişlerdir.
“Avukatlar hapiste. En acısı da 3. Havalimanı işçileri hapiste. Havalimanı CEO’su işçilerden özür diliyor, onlar haklıdır diyor. Ama işçiler hâlâ hapiste. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor.” (EKN)