CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, uzun yıllar birlikte çalıştığı emekli hesap uzmanı Tolga Yıldırım’ın Kadıköy’deki cenaze törenine katıldı. Törenin ardından açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
"Otelde yapılan bir görüşme"
(IMF görüşmesi) "Aslında bu, bir ilk görüşme de değil yani IMF heyeti ne zaman iktidarın davetiyle Türkiye'ye geliyorsa, iktidar milletvekilleri veya iktidar partisinin bürokratları veya bakanlarla değil aynı zamanda muhalefet partisinin milletvekilleriyle, sivil toplum örgütleriyle, akademik dünya ile de görüşüyor.
Türkiye ile ilgili gözlemleri istiyorlar, rica ediyorlar, bizim arkadaşlarımız da hayatın gerçeği neyse onu anlatıyor. Anlattıkları şey veya IMF ile görüşmeleri böyle çok gizli kapaklı bir görüşme değil, ilk kez yapılan bir görüşme de değil.
Daha önce ne zaman geldilerse, hemen hemen her gelişlerinde görüşme yapıldı. Bunu 'Üstü kapalı, çok gizli, özel bir görüşme' diye sunuyorlar. Otelde yapılan bir görüşme, davet üzerine yapılan bir görüşme. Konunun kamuoyuna yansıması, iktidarla IMF arasındaki görüşmelerin bir anlamda üstünün örtülmesine yönelik.
"Erdoğan zaten seçilemeyecek"
(İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Bu sistem böyle devam ederse Erdoğan seçilemez" açıklaması) Düşüncesini son derece saygıyla karşılıyorum. Zaten seçilemeyecek. Yeter artık, milletin yakasından düşmesi lazım. Milletin başına felaket geldi.
8 milyona dayanan işsiz var, enflasyon var, mutfaklarda yangın var. Hangi yüzle milletin karşısına çıkıp 'Bana oy verin' diyecek, hangi yüzle?
Millet İttifakı'na dahil bütün siyasal partiler korumak zorundayız. Bizim ortak hedeflerimizden birisi de budur.
"Adalet Bakanlığı müfettiş görevlendirsin"
(FETÖ borsası iddiaları) Sıradan bir borsa değil bu. İnsanların canını ve malını bir anlamda kurtarmaya yönelik olan bir borsa bu. 'Verirsin parayı, senin mallarına da haciz uygulanmayacak, el konulmayacak, seni hapse de attırmayacağız, dava bile açılmayacak.' Fettah Tamince benzeri çok sayıda örnek var. O nedenle Adalet Bakanlığı 2 müfettiş görevlendirirse bütün bu ayrıntılar ortaya çıkar. Tabii yanlarında bir de maliyeci olacak. Taraflarla oturulup konuşulacak.
(Selahattin Demirtaş'a yeni tutuklama kararı) Tahliye edilmesi gerekirken, derhal hakimler devreye konuyor, 'Tutuklayın, tutuklama kararı verin, içeride kalsın.' Bu sadece ve sadece Türkiye'ye zarar verir. Erdoğan'dan ziyade Türkiye’ye zarar verir.
Kendisi itiraf ediyor (Erdoğan) zaten 'Bırakmayız' diyor. Kimsin sen bırakmayacaksın? Hakim misin, savcı mısın, karar verme konumunda mısın? Hayır. Ama o şunu çok iyi biliyor, 'Ben bunu söylediğim zaman bütün hakimler gereğini yapacaklar.' Yaşadığımız tablo bu." (DB)
Kaynak:AA