CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün (20 Haziran) partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
6 Şubat depremleri sonrası toplanan yardım paralarını hatırlatan ve toplam 115 milyar liranın 41 milyar lirasının yatırılmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Kim bu parayı ödemeyenler? Acaba bu parayı ödemeyenler beşli çeteler mi?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, 11 bin 402 lira olarak açıklanan yeni asgari ücrete ilişkin de değerlendirmede bulundu.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın açıklanan asgari ücrete itiraz etmemesine şaşırdığını belirten Kılıçdaroğlu, "Eğer sendika iradesini saraya ipotek etmişse, sendikacı olmaktan çıkar. Onun hukuktaki adı sarı sendikacılıktır" dedi.
Yardım paraları nerede?
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Depremi yaşayan insanlara en azından 85 milyon olarak katkı moral vermek istedik, kampanyalar açtık.
Yıl sonuna kadar deprem bölgesindeki evlerin elektrik ve doğalgaz faturalarını bizler ödeyebiliriz. Deprem sonrası 'Türkiye Tek Yürek' kampanyası açıldı. Herkes katkı vermeye çalıştı.
Ben de 'bir aylığımızı ödeyeceğim' dedim, ertesi hafta götürdük yatırdık. 115 milyar liranın 74 milyar lirası yatırılıyor 41 milyar lirası ise hiç yatırılmadı.
Kim bu parayı ödemeyenler? Acaba bu parayı ödemeyenler beşli çeteler mi? Buradan çağrıda bulunuyorum nerede bu paralar kim ödemedi bu paraları?
Televizyonlara çıkacaksınız, parayı ödemeye gelince yok olacaksınız. Biz takipçisi olacağız. Ödemeyenlerin kamuoyu ile açıklanmasını istiyoruz."
Can Atalay mesajı
"Can Atalay tutuklu. Parlamentoya gelip yemin edemiyor.
Meclis Başkanı'na çağrı yaptım mazbatasını aldığı halde milletvekili yemin edemiyorsa asıl sorumlu sensin Sayın Numan Kurtulmuş."
"İşçinin hakkını korumak sendikanın görevi"
"Bugün asgari ücret açıklandı, net 11 bin 402 lira oldu. İşçinin hakkını korumak sendikanın görevidir.
Beni şaşırtan Türk-İş Başkanı'nın [Ergün Atalay] buna hiç itiraz etmemesi, 'makuldür' diyor bu rakam, öyle anlıyorum ben. Aynı Türk-İş'in yaptığı başka bir açıklama var: Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti 13 bin 439 lira.
İşçinin hakkını ve hukukunu korumak sendikanın görevidir. Eğer sendika iradesini Saray'a ipotek etmişse, sendikacı olmaktan çıkar. Onun hukuktaki adı sarı sendikacılıktır.
Biz söyledik, makulü 15 bin civarında bir şey verirsiniz. Bu da kabul görmedi. İşçinin hakkını savunmak yine bize düştü."
"Türkiye'de bir beka sorunu var"
"Çok sık tekrar edilen bir sözcük var: Beka. Nedir beka? Bir beka sorunumuz var. 'Kılıçdaroğlu bir milli güvenlik sorunudur' diye söylerler.
Türkiye'de bir beka sorunu var. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a oy veren vatandaşlarıma seslenmek istiyorum. Eğer devleti yöneten bir kişi mal varlığı dolayısıyla teslim alınmışsa, o kişi teslim alınmış kişidir.
O kişi devletin en tepesindeyse Türkiye için bir beka sorunudur. Tehdit ediyorlar, [Erdoğan'a] 'Kızdırma senin mal varlığını açıklarız' diyorlar. 'Araştırmazsanız namertsiniz ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin cumhurbaşkanıyım beni asla tehdit edemezsin' demeliydi, demedi.
Türkiye'yi tefecilere teslim etmişseniz beka sorunu var demektir. Devleti uluslararası tefecilere teslim eden bir kabine."
Türkiye'nin iradesini satmak beka sorunudur. Türkiye'nin iradesi satıldı. Toplum unutabilir biz unutmayacağız. İstanbul'da Kaşıkçı cinayeti işlendi. Eğer bu ülke bağımsızsa davanın burada görülmesi gerekirdi."
"Sahtekârdan Cumhurbaşkanı olmaz"
"Oy veren vatandaşlarıma seslenmek istiyorum: Ne oldu bu [montaj] videolar? Sahte video hazırlayana sahtekâr denir. Sahtekârdan da Cumhurbaşkanı olmaz. Bu kadar açık.
Ve son: Bakın bütün bu anlattıklarım hangi tabloda olduğumuzu gösteriyor. Nerede olduğumuzu gösteriyor. Ama hiçbirimizin, hiçbir CHP'linin umutsuzluğa kapılma hakkı da yetkisi de yoktur."
"Düyûn-ı Umûmiye kabinesini mutlaka göndereceğiz"
"Hiçbirimiz umutsuzluğa kapılmayacağız. En zor koşullarda Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak bizim görevimizdir. Tarihin bize yüklediği bir görevdir bu.
Açık ve net söylüyorum: Değil 6'lı masa, Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı masa kuracağım. Yeter ki Türkiye'yi aydınlığa çıkaralım.
Ve bu Düyûn-ı Umûmiye kabinesini mutlaka ama mutlaka göndereceğiz. Bunun onuru 25 milyon kişiye ait olacak."
(VC)