Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında Darbe Komisyonu'nu eleştirerek "15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu değil, darbe girişimini kapatma komisyonu" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
* Komisyon, darbeyi aydınlatmak ve darbeyi yapanları ortaya çıkarmak değil; darbeyi nasıl kapatırız, onun hesabı içinde. Komisyon başkanı da zaten geçmişte Fetullah Gülen'e övgüler düzen birisi. Kaç kez Pensilvanya'ya gitti, onu da bilmiyoruz. El etek öpen birisi. Şimdi kalkmış, komisyona başkanlık yapıyor.
* Eğer bir siyasi iktidar, darbeden şikayetçiyse darbecilerin tamamını yargılamak ve gerçek darbecileri yargının önüne çıkarmak durumundadır. Bunu yapmıyorsa darbecinin kendisi zaten odur. 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu değil, darbe girişimini kapatma komisyonu.
* Sadece o değil, 17-25 Aralık'ta yapılan yolsuzlukları da kapatma komisyonu. 17-25 Aralık'ta bir hükümetin, bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Hiç kimse bu düşünceden bizi vazgeçiremez. Rapora göre, FETÖ'nün elemanları devlete sızmış. Ne sızması kardeşim? Devlete yerleştirildi bunlar. Hangi sızmadan söz ediyorsunuz? O atamaları kim yaptı?"
"Asıl dinlenmesi gereken Binali ve Erdoğan"
* Asıl çağrılıp, dinlenilmesi gereken kişi, AK Parti'nin iki genel başkanı; Binali Yıldırım ve Recep Tayyip Erdoğan. Gelip, bilgi vermeleri lazım. Nasıl bilgi vermezler? 'Darbeyi dünürden haber aldım'. E dünür gelsin o zaman. Marmaris'e niye gittin, niye gizleniyorsun Marmaris'te. Asıl onların gelip, bilgi vermesi lazım.
* Bu nasıl bir darbe ve nasıl bir araştırma? FETÖ'cü diye baklavacı, çikolatacı, sanayici, börekçi, inşaatçı, hakim, kaymakam, vali, paşa, er, askeri öğrenci buldun; ama bir tane siyasetçi yok. Nasıl olur bu? 15 Temmuz darbe girişimiyle bir karşı darbenin alt yapısı oluşturulmuştur. OHAL uygulamalarıyla bir darbe süreci yaşıyoruz.
* 159 gazeteci hapiste, muhalif hiç kimseye izin vermiyorlar. Kafasını kaldıranları ya devletten atıyorlar ya da işine son veriyorlar. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Demokrasi ve anayasa tamamen askıya alınmıştır. Gayrimeşru bir anayasa ile Türkiye yönetilmektedir. Bu anayasa, mühürsüz anayasadır. (NV)
Fotoğraf: Ümit Kozan - Ankara/DHA