CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni hükümet için ''kurulan birinci saray hükümetidir" dedi.
"Davutoğlu getirmeyi biliyordu ama götürmeyi bilmiyordu, Binali getirmesini de götürmesini de iyi biliyor."
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada gündemdeki konuları değerlendiren Kılıçdaroğlu anahatlarıyla şunları söyledi.
Dokunulmazlık
“Bizim parti programımızda kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılması istiyoruz şeklinde yazıyor.
“Siyaset yapmanın güvencesi olarak biz dokunulmazlığı görüyoruz. Çıkıp özgürce herkes düşüncesini dile getirmeli. Dokunulmazlıkla ilgili bir anayasa değişiklik teklifi geldi. Güzel. Katılmadığımız yanları da vardı. Ama neden başbakan ve bakanların dokunulmazlığı kalkmıyor?
“Rüşvet alanlar, kul hakkı yiyenlerin, devleti soyanların dokunulmazlığı aynen duruyor. Vatandaşlarımıza sesleniyorum: Eğer bu içine siniyorsa söyleyecek şeyim yok. Ama sinmiyorsa gördüğün her AKP'liye sormalısın bakanların dokunulmazlığı neden duruyor diye.
“Kamuoyunda şöyle bir algı yaratılmak isteniyor: Efendim dokunulmazlıklar sadece HDP için kalkıyor. Hayır en çok fezlekesi olan benim korkuyor muyuz? Hayır sonuna kadar gideceğiz. Demokrasi için bedel ödeyeceğiz bir baskı rejimi bütün adımlarıyla geliyor. Türkiye'nin üzerindeki kara bulutları kimse unutmasın. Biz mücadelemizi hak yolunda yapacağız. Bizi hapse atacaklarmış atmazsanız namertsiniz.”
"AYM'ye gitmeyeceğiz"
"Anayasa Mahkemesi'ne gidecek miyiz. Hayır gitmeyeceğiz. Hangi gerekçeyle gideceğiz siyaseten de olmaz. Ama şunu yapacağız. Fezlekesi olan her milletvekilimize her türlü hukuki desteği vereceğiz.”
TIKLAYIN - YENİ BAKANLAR KURULU AÇIKLANDI: 1 KADIN, 26 ERKEK
“Saray hükümeti”
64. Cumhuriyet hükümeti saray darbesi ile yıkıldı. Bu, birinci saray hükümetidir. 65. Cumhuriyet hükümeti değil.
Hükümete saray hükümeti diyoruz da belki farklı bir şey. Aslında 'Binali – inali' hükümeti desek daha doğru olur. Eski başbakanla yenisinin arasında bir fark var. Eski başbakan Davutoğlu getirmesini biliyordu ama götürmesini bilmiyordu. Yeni başbakan ise hem getirmesini hem götürmesini biliyor. Götürme konusunda Binali'nin eline kimse su dökemez çünkü o saraydan öğrendi.
“Sayın Binali'ye bir tavsiyem var. Malı götürürken gideceksin nasıl götürdüğünü anlatacaksın. Ama giderken geri geri çıkacaksın. Sırtını sakın dönme her an bir bıçak yiyebilirsin. Her ortaklık bozulur ama suç ortaklığı bozulmaz. Bunların suç ortaklığı var.”
Mal varlığı çağrısı
Bir kayığı bile olmayan adamın şimdi nasıl otuz gemi sahibi oldu. Onu öğrenmek istiyoruz. Sayın Binali Yıldırım'a çok açık bir çağrı yapıyorum: Kendinin, ailesinin, çocuklarının, yakınlarının mal varlığını açıkla.
Yumurta atılması
"Ben siyasette hoşgörüyü hep benimsedim. Daha önce gittiğim yerlerde de yumurta atıldı, hatta savcılar yazı yazdı, 'Hakkında soruşturma açalım mı?' diye. Açmayın dedim. Demokratik hakkını kullanıyor, yumurta atabilir, pasta atabilir, yuh çekebilir. Bunları biz normal karşılarız, demokrasilerde de normal karşılamamız lazım.
“Ama şehit cenazesini istismar eden, ibadet mekanını istismar eden, namaza ve inanca saygı göstermeyen bir hareketi benim affetmem mümkün değil. Çünkü ben dine, inanca saygılıyım. Hele hele cebine yumurtayı koyacaksın, şehit cenazesine geleceksin namaz kılmaya, şehidi anmaya, uğurlamaya, böyle bir şey olabilir mi?
“Sen oraya 'Ben Kılıçdaroğlu'na yumurtayı nasıl atarım' diye geliyorsun. Şehide ve cenazesine, inanca saygısızlık gösteriyorsun. Senin Müslüman olma anlayışını bile ben sorguluyorum. Sen Müslüman bile olamazsın."
PKK ile görüşme
"Bunların içinden birisi çıkıp da 'Bir dakika siz nasıl terör örgütüyle masaya oturursunuz?" dedi mi? Demedi. Niçin? Bunlar vicdanlarını satan, kiralayan insanlardır. Çıktı bakanları, 'AK Parti ile PKK görüşüyor' dedi. Kaza ile 'CHP, PKK ile görüşüyor' desek başımıza neler gelir. Bu konumda olanlar, 'Nasıl böyle bir görüşme yaparsın' dedi mi? Demedi. Kızdı mı? Kızmadı. Neden? Vicdanını, aklını, onurunu para ile kiraya vermiş adamlar. '
“Ben merak ediyorum; 8 şehidimizin olduğu gün, daha bedenleri soğumadan İstanbul'da görkemli bir nikah töreni yapıldı. Peki bunlar bir şey söylediler mi? Ben kızıma böyle bir düğün yaptırsam, 8 şehidimizin olduğu gün, yer gök inlerdi, kıyamet kopardı." (YY)