CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuştu. Artvin Cerattepe’de altın madenine karşı yürütülen mücadele, Suriye topraklarına yapılan top atışı, AKP Grubu’nda Deniz Baykal’ın alkışlanması, geri kabul anlaşması değindiği konular arasındaydı.
Kılıçdaroğlu, AKP'yi savaşa sokmaya çalışmakla suçladı ve "Kendi çocuklarınızı cepheye gönderecek misiniz?" diye sordu. AKP'nin yürüttüğü dış politikayı ise "Ey Amerika, ey Rusya diye bağırıyorlar. Ama kimse sizi duymuyor. Duvara bağırıyorsun, kimse seni dinlemiyor" sözleriyle değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Cerattepe
Cerattepe’de mücadele var. Orman katledilecek altın için. Artvin halkı istemiyor. Neden zorla yapıyorsunuz? Birileri para kazanacak diye tabiatı yok ediyoruz?
Bütün dünya duyarlı, bir tek birileri duyarlı değil. Çünkü onun tek derdi para.
CHP ezilenlerin yanında
* CHP Artvin halkının yanında. Çöpten kağıt toplayan arkadaşlarım da burada. Yolsuzluk yapmıyorsunuz, birilerini kandırmıyorsunuz. Çoluk çocuğunuzun rızkını sağlıyorsunuz. Bu imkan elinizden alınmak isteniyor. Unutmayın, CHP emekçi sınıfların, ezilenlerin yanındadır.
Savaş
TIKLAYIN - DAVUTOĞLU: ALÇAK, HAİN, BARBAR UÇAKLAR
* Milliymiş. Herkes Türkiye’yi savaşa sokmak istiyor, bunlar da teşne. Kendi çocuklarını da gönderecek misin cepheye? O zaman sana milli diyeceğim. Kimse milliyetçiliğimiz test edemez. Biz milliyetçiliğimizi Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na yazan bir partiyiz. ‘CHP bizim yanımızda dursun’ diyorlar. İyi şeyler yaptığınızda her zaman yanınızda dururuz…
Barış
* Yurtta barış, dünyada barış” diyoruz. Siz iyi şeyler yaptığınız zaman her zaman yanınızda dururuz. Komşularla sıfır sorun dediler, hiç itiraz yaptık mı? Hayır. O dönem Antep’ten Hatay’a bütün oteller, lokantalar doluydu. Haftasonunu geçirmek için Suriye’den, Irak’tan, İran’dan insanlar Türkiye’ye geliyordu. Hiçbirimiz ‘Bu ne rezalettir’ demedik. Memnun olduk, bu politikanın sürdürülmesi gerektiğini söyledik.
Pan-İslamizm
* Mart 2011. Birdenbire çatışmalar çıktı, durup dururken Esad’la kavga ettiler. ‘Efendim, sen neden İhvancıları kabul etmiyorsun, neden yer vermiyorsun?’ Pan-İslamizm hareketini, yani ‘Bütün İslam coğrafyasını biz yöneteceğiz’ diye ortaya çıktılar. ‘Sakın’ dedik, bizi dinlemediler. ‘Ortadoğu’ya girmeyin’ dedik. ‘Nasıl bataklık dersiniz’ dediler. TIR’larla silah gönderdiler. Ne kadar cihatçı varsa, Nusra’cılar, IŞİD’ciler hepsi Türkiye üzerinden gittiler. Kamplar kurdular. ‘Siz bilmezsiniz, biz biliriz’ dediler. Sonra ne oldu? IŞİD 70 ilden militan toplamaya başladı. Tamamı bu hükümetin gözleri önünde oldu. Kadınların boğazı kesildi, gencecik çocuklar öldürüldü, türbeler, camiler havaya uçuruldu. Vahhabilik aldı başını yürüdü. Her türlü çanağı tuttular.
Suriye’nin iç işleri
* Neymiş, ‘Esad gitsin’miş. Neden karışıyorsun iç işlerine. Yanlış yapıyorsun. Milli politika diyorlar, bu politikanın adı gayrımilli politikadır. Suriye’de Kürtler var, Türkmenler var, Araplar var. Hepsi kardeşimiz, akrabaları Türkiye’de. Neden düşman ilan ediyorsun, yazık günah değil mi?
Zeytinyağı
* Bir ülkeyi yönetenlerin o ülkenin yakın tarihini bilmeleri gerek. Ortadoğu tarihini bilmen gerekir. Kendi ülkesinin talihini bilmeyen Türkiye’yi batağa sürükler. Sayın Davutoğlu, tarihten vazgeçtim. Halit Rıfkı Atay’ın Zeytindağı kitabını oku. Bütün ayrıntıları var Ortadoğu’nun tarihinin. Neden Türkiye o bataklığın dışına çıkmıştır, bütün ayrıntıları görürsün. Kendi tarihimizi bildiğimiz için bu eleştirileri yapıyoruz.
Bayırbucak Türkleri
* Türkiye şu anda yönetilmiyor. Bir rüzgara kapılmış gidiyoruz. Yönettiklerini sanıyorlar ama arkalarından birileri onun zembereğini kuruyorlar, farkında değiller. Bayırbucak'tan bahsediyorlar, ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı, haberleri yok.
Münih’te dışlanan tek ülke
TIKLAYIN -SURİYE, İRAN VE RUSYA’DAN TÜRKİYE’YE TEPKİ
* Münih'te güvenlik konferansı toplandı, dışlanan tek ülke vardı, Türkiye. Dışişleri Bakanı bile yarım bırakıp dönmek zorunda kaldı. Bağırıyorlar ya, 'Ey Amerika' diye kimse seni dinlemiyor. Kimse seni adam yerine koymuyor. Bunlar gayri milli bir politika güdüyorlar.
Geri kabul anlaşması
* Parlamentoya geri kabul anlaşması geldi. Bunlar da tıpış tıpış o sözleşmeye imza attı, bu anlaşmaya imza atmayın dedik. Onlar gayri milli tıpış tıpış imza attılar. Şimdi Recep Erdoğan konuşuyor, 'Bizim alnımızda enayi yazmıyor' diye. 'Bu işin hakkı neyse onu yaparız' diyor. Peki, sen geri kabul anlaşmasını niye imzaladın? Sen otobüslerle onları gönderirsen, onlar da sana geri gönderir. Çünkü altına imza atmışsın. Ancak enayiler bu sözleşmeyi imzalar. Sen hangi akılla 2,5 milyon Suriyeli Türkiye'deyken bu anlaşmaya imzayı atarsın. Alnımızda vallahi de enayi yazıyor. (HK)
* Fotoğraf: Aykut Ünlüpınar - Ankara/AA