Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Meclis’teki grup toplantısında ''adalet yürüyüşü''ne değindi.
Kılıçdaroğlu ayrıca "FETÖ ile mücadele iktidara kim muhalif ise onlar ile mücadeleye döndü" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Senin havuz medyanda senin istediğin saatte gel birlikte 15 Temmuz'u tartışalım" diye seslendi.
Kılıçdaroğlu, CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun MİT Tırları Davasıyla ilgili 25 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanmasının ardından 15 Haziran'da "Adalet" talebiyle Ankara Güvenpark'tan başlattığı yürüyüşü 25. gününde 9 Temmuz'da Maltepe'deki miting ile sonlandırmıştı.
"Nuriye, Semih, Yazıcıoğlu, Madımak..."
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Adalet Yürüyüşümüzü gerçekleştirdikten sonraki ilk grup toplantısındayız. Dünya tarihine bir not düştük. Dünyada adaletin yüceliğini anlatmaya çalıştık. Engel oluruz dediler engel olamadılar. Dünyanın en barışçıl eylemini yaptık. Taş attılar provokasyon düzenlediler ama ne on binler ne yüz binler asla provokasyona izin vermedi.
“Bu kadar vatansever eylemi gerçekleştirmenin huzuru kıvancı içindeyim. Katılanlara yürekten selamlarımı saygılarımı gönderiyorum.
“Bu yürüyüşü hak, hukuk arayan mazlumlar için yaptık. Adalet arayan hapisteki gazeteciler açlık grevindeki Nuriye ve Semih kardeşimiz için yaptık. IŞİD'e, PKK, FETÖ, El Nusra'ya yani teröre karşı olduğumuz için yaptık. Bu yürüyüşü, dosyası kapatılan ama hala adalet arayan Muhsin Yazıcıoğlu için yaptık. Bu yürüyüşü, hapisteki askeri öğrenciler, er ve erbaşlar için yaptık. Bu yürüyüşü 15 Temmuz akşamı linç edilen adalet arayan genç çocuklarımız hapisteki milletvekilleri için yaptık. Şehitler ve gaziler arasında hiç bir ayrım yapılmasın yapan vatan hainidir demek için yaptık. Bu yürüyüşümüzü, gayri meşru ilan ettiğimiz anayasanın dünyaya tanıtılması için, yıllardır adalet arayan Madımak ve Başbağlar için yaptık. Mavi Marmara'da şehit ve gazi olan arkadaşlarımız için yaptık. Korkudan sesini çıkaramayan can ve mal güvenliği olmayan iş dünyası için yaptık. Bu yürüyüşümüzü devlette liyakat sistemi yeniden gelsin diye yaptık. Bu yürüyüşümüzü, FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıksın diye yaptık. Her siyasi görüşten katılım oldu yürüyüşe. Adalet için yürüdük.''
"Ülkeyi yöneten bize dedi ki 'sokaklarda adalet aranmaz.' Sokaklarda demokrasi aranıyor, mücadele ediliyor. 250 şehidimiz var. Adalet yoksa devlet mi olur? Önce adalet, ahlak, kimlik. Adalet olmadan hiçbir şey olmuyor. Devletin, insanlığın temelidir. 'Kardeşim bu ülkede adalet var niye yürüyorsunuz' diyemiyorlar. Onlar da biliyor bu ülkede adalet yok. Toplumun her kesimi adaletsizlikten şikayetçi.'' ifadelerini kullandı.
"KHK ile haksızlığa uğrayanların adalete erişimi kısıtlandı"
"Bir şeye ilk kez bu hükümet döneminde tanık oldum; KHK'larla haksızlığa uğrayan kişilerin adalete erişimi kısıtlandı ve yok sayıldı. En tipik örneği İbrahim Kaboğlu. Dava açacak izin verilmedi, yurtdışına çıkışına izin verilmedi. Bir bilim adamına bu kadar büyük adaletsizliği dünya tarihi yazmamıştır.
"FETÖ ile mücadele iktidara muhalifle mücadeleye döndü"
"Geçen hafta 15 Temmuz'u kutladık. İki 15 Temmuz var. Bir halkın 15 Temmuz'u bir de sarayın 15 Temmuz'u. Halkın 15 Temmuz'u şehitlerimiz gazilerimiz. Onlar demokrasi milli iradeye sahip çıktılar. Onların mücadelesi hakkın mücadelesidir. Onları bağrımıza basıyoruz. Demokrasiye, TBMM'ye, Milli iradeye sahip çıktılar, mücadele ettiler. Onların mücadelesi hakkın mücadelecisidir. Halkın 15 Temmuz'u başımızın üstünde. Bir de sarayın 15 Temmuz'u var. Halkın 15 Temmuz'unu fırsat bilip 20 Temmuz'da sivil darbeyi gerçekleştirenler. Kendilerine ikbal hazırlayanladır. İkisini birbirinden ayıracağız. Demokrasilerin özü toplumsal uzlaşmadır.
"Darbeden sonra hepimiz bir araya geldik. Darbeye karşı çıktık. Hızla normalleşelim dedik. Onlar OHAL ilan etti. Binlerce kişinin haklı haksız işine son verdiler. Bir süre sona FETÖ ile mücadele iktidara kim muhalif ise onlar ile mücadeleye döndü.
''Biz birlikte yaşamaktan bahsediyoruz onlar tek adam, otoriter bir rejiminden bahsediyor. TBMM'ye içtüzük getirmişler.
"Hükümetin gündeminde ben varım"
"Hükümetin gündeminde kim var yine ben varım. 15 Temmuz darbe girişimi bütün boyutlarıyla aydınlansın diyorum. Bu hazret kızıyor bana. FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıksın diye bar bar bağırıyorum o kızıyor. Adil yargılama yapın diyorum hazret yine alınıyor nankör diyor.
"Ben hukuk devletini savunuyorum o dikta yönetimini savunuyor. Ben İbrahim'den yanayım o Nemrut'tan yana. Oysa onun çok korktuğunu biliyorum. Kul hakkı yememişseniz adalet için mücadele ediyorsanız neden korkacaksınız? Ama o korkuyor. 15 Temmuz davetiyelerini üç sefer değiştirdiler. Kılıçdaroğlu ya gelir konuşursa diye. TBMM Başkanı değiştirdi. Tek adamın, otoritenin talimatı üzerine değiştirdi. O kişi TBMM'nin Başkanı değil sarayın emir kuludur.
''Şimdi ben bu zata, açıkça meydan okuyorum. Onun sözleriyle söylüyorum cesaretin varsa korkak değilsen ödlek, vandal değilsen senin havuz medyanda senin istediğin saatte gel birlikte 15 Temmuz'u tartışalım. Çık karşıma sana açıkça meydan okuyorum cesaretin varsa çıkarsın." (RK/BK)
* Fotoğraf: Güven Yılmaz / Ankara / AA