Güçlü, "Türkiye'nin suyun petrol kadar değerli olduğu Ortadoğu ülkelerine komşu ve su kaynakları bakımından zengin bir ülke olması, komşularıyla ilişkilerinde belirleyici oluyor" diye konuştu.
MKÜ Tayfur Sökmen Kampüsü'nde "Su Havzalarında Toprak ve Su Kaynaklarının Korunması, Geliştirilmesi ve Yönetimi" sempozyumu dün (20 Eylül) tamamlandı. 18 Eylül'de başlayan sempozyumda Rektör Prof. Dr. Haluk İpek, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Çakmak ve MKÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Güçlü birer konuşma yaptı.
"Tarım iflasın eşiğinde"
Prof. Dr. İpek, Türkiye'de tarımın yetersiz ve ilgisiz kişilerce yönetildiği için iflas noktasına geldiğini söyledi. Prof. Dr. Çakmak da, "1950'li yıllarda gelişmekte olan tarım, 1980'den sonra yerinde saymaya başladı" dedi.
Prof. Dr. Güçlü ise, Türkiye'nin doğal kaynaklarını akılcı bir şekilde kullanması gerektiğini vurguladı, su kaynaklarının zenginliğine dikkat çekti. Güçlü, su kaynakları giderek azalan ve kirlenen dünyada, suyun petrol kadar önemli bir zenginliğe dönüştüğünü söyledi.
"Su petrol kadar önemli"
Güçlü, şöyle konuştu:
* Türkiye dünyanın çok önemli bir bölgesinde stratejik öneme sahip ülkedir. Petrol kaynakları bakımından zengin Ortadoğu ülkeleriyle komşudur.
* Türkiye'de doğup Arap ülkelerinde denize dökülen Fırat ve Dicle nehirleri komşularımızla olan ilişkilerimizi önemli ölçüde etkilemektedir.
* Suyun petrol kadar önemli olduğu Ortadoğu ülkelerinde, kargaşa, savaş ve anlaşmazlıklarla sürüp gitmekte, her geçen gün yeni senaryolar üretilmektedir.
* Türkiye Fırat ve Dicle nehirlerinin dışında denizlere dökülen çok sayıda akarsuya sahip olup toprak ve su kaynakları bakımından zengin bir ülkedir.
Nehirlerin yarısı kirli
* Son yapılan araştırmalara göre dünya nehirlerinin yüzde 50'si kirlenmiştir. Her yıl üç milyon kişi hava kirliliğinden, 5 milyon kişi su kirliliğinden ölmektedir.
* Tüm dünyada hızla artan nüfusu beslemek amacıyla yapılan bilinçsiz tarım toprağı öldürmektedir.
* Ülkemizin büyük bir bölümü özellikle son 20-30 yılda toprak ve su kaynakları kirlenmeye başlamış ve erozyon tehlikesi had safhaya ulaşmıştır.
* Endüstriyel kaynaklı katı ve sıvı atıklar, aşırı kullanılan pestisitler, azotlu gübreler, orman alanlarının yok edilmesi, meraların tarıma açılması kaynaklarının hızla tükenmesine neden olmaktadır. (NK/BB)