Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, 14 Aralık operasyonuyla ilgili, “yaşanan gelişmeleri AKP ile Cemaat’in iktidar kavgası” tanımını yaptı. Karasu, “hiçbir şeyin geçmişte AKP ve Cemaat arasındaki kirli işbirliğini göz ardı ettiremeyeceğini” söyledi.
“Kürtler her gün tutuklanıyor”
Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) haberine göre Karasu, “şu anda Türkiye'de AKP ve Fethullahçılar konusunda demagojik yaklaşımların olduğunu” dile getirdi ve gerçeklerin Türkiye toplumları açısından bilinmesinin önemli olduğunu ifade etti.
“Şu anda Türkiye'de Fethullahçıların politikalarını ve geçmişteki uygulamalarını söylersen AKP'yi desteklediğini iddia edenler, AKP'yi ve tutuklamalarını eleştirirsen de işte Fethullahçıları, paralel yapıyı desteklediğini iddia edenler oluyor. Bunlar hepsi demagojidir. Şu anda sadece Fethullahçılar tutuklanmıyor. Her gün birçok Kürt tutuklanıyor. Son süreçte 1000’den fazla Kürt tutuklanmış ve bunlarda görmezden geliniyor.”
17 Aralık yolsuzluk operasyonu
“Geçen sene 17 Aralık'ta onlar yolsuzluk operasyonu başlatmışlardı. O zaten Fethullahçılarla AKP arasındaki savaşın şiddetle başlaması anlamına geliyordu. Ondan sonra tabii AKP de Fethullahçı çevreye yönelik her türlü operasyonları başlattı. Ekonomik ve siyasi olarak onlara yönelik baskılarını artırdı. Onların bütün imkanlarını kısıtlayan ve onları giderek daraltan bir politika izledi.”
“O günden bu güne işte bu Fethullahçıların ve onlarla ilgili bütün kurumların devlet tarafından yani AKP hükümeti tarafından sıkıştırıldığını, birçok olanaklarının ellerinden alındığını biliyoruz. Şimdi anlaşılıyor ki AKP hükümeti bu yapılan sınırlamalar, kısıtlamalar onları daraltmaya yetmemiş daha etkili sonuç almak istiyor.
“Hegemonya mücadelesi”
“AKP ve Fethullahçılar arasında bir hegemonya mücadelesi var, iki güç arasındaki kavganın nedeni bu. Demokratik bir Türkiye yaratma için olsaydı, bu kavga buraya gelmezdi. Şimdi AKP'liler de, Fethullahçılar da 'Ben hegemon olacağım' diyor. Bu bir hegemonya mücadelesidir.”
“Şu anda hegemonya mücadelesi yürüttükleri için birbirlerine karşı mücadelede de her türlü insan haklarını çiğniyorlar. Her türlü özgürlükleri ve demokratik hakları çiğniyorlar. Doğrudur şimdi Fethullahçılara dönük operasyonlarda özgürlükleri; basın özgürlüğü, siyasal özgürlük vb. çiğniyorlar.”
“Bunu bir iktidar mücadelesi temelinde yapıyorlar. İktidar mücadelesi içinde bunlar her şeyi mubah görüyorlar. Bunlara göre amaca ulaşmak için her şey mubahtır. Hem AKP için hem de Fethullah için de aynıdır, her şey mubahtır.”
“Operasyon doğru değil”
Karasu fikirlerinden ve iktidara muhalefet etmelerinden dolayı hiç kimseye karşı operasyon ve tutuklamalar düzenlemesini doğru bulmadıklarını, bu nedenle “Fethullahçı basına karşı geliştirilen operasyonları da benimsemediklerini” ifade etti.
“Ama bu durumdan dolayı Fethullahçılarla AKP arasında yakın döneme kadar süren kirli ittifak da gözden kaçırılmamalı. Çünkü Türkiye'de şu anda demokrasi ve özgürlükler yoksa hep böyle siyasi ahlaksızlıktan ve çifte standarttan, ikiyüzlülükten ileri geliyor. Dün Fethullahçılar her türlü kirli savaşı savunuyorlardı, bütün Kürtlerin tutuklanmasını istiyorlardı.”
“On binlerce Kürt insanın ve siyasilerinin tutuklanmasının arkasında, faili meçhul cinayetlerin arkasında Fethullahçılar var. Bütün Kürdistan gaz odalarına döndürüldü. Bunu Fethullahçı polisler yapıyordu. Tabi Hükümetle birlikte, hükümetin bilgisi dahilinde yapıyorlardı. İşte şimdi bunu yapanlar bu gün kalkıp biz mağduruz, basın özgürlüğü, bize haksızlık yapılıyor, yargı siyasete alet ediliyor diyorlar. Bunlar doğrudur. Ama sen dün kendin yapıyordun.”
“Kürt hareketine karşı operasyonlar”
"AKP ve Gülen Cemaati arasındaki işbirliği ve ittifak sürecinde AKP'nin Kürt Özgürlük Hareketi'ne, başka guruplara yönelik operasyonları ve politikalarının hepsinin arkasında Fethullahçılar vardı. Onların polis ve yargı içinde etkinlikleri vardı. Bütün işleri onlara yaptırıyordu.”
“Tabi bunların kirli politikalarında en fazla ittifak yaptıkları yer ise Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı yürütülen kirli savaştı. Özellikle 2011'den sonra savaşın şiddetlenmesi öncesi ve sonrasında siyasal soykırım operasyonlarının yapılmasında en fazla da Fethullahçılar işin içinde oldular.”
“Hatta bütün operasyonların ideolojik ve psikolojik temelini Fethullahçılar hazırladılar. Panelleriyle, gazeteleriyle, propagandalarıyla kesinlikle işte KCK tutuklamalarının olması gerektiğini, teröre karşı mücadele veriliyorsa yasal dayanaklarının, toplum içindeki dayanaklarının da tümden etkisizleştirilmesi gerektiği biçiminde bir propaganda yaptılar.
“‘KCK operasyonları’ diye adlandırdıkları siyasal soykırım operasyonlarını en fazla savunanlar onlar oldu. Sri Lanka Modeliyle yani etrafının kuşatılarak Kürt Özgürlük Hareketinin tümden tasfiye edilmesini savunanlar Fethullahçılardı. Yine PKK'nin bütün Önder kadrolarının öldürülmesi ve böylelikle PKK'nin tasfiye edilmesini savunanlar onlardı.”
“Bir zamanlar işte Kürt Konferansları yaparak daha sonra bu Kürt konferanslarını Güney Kürdistan'a taşıyarak Kürt Özgürlük Hareketi'ni tasfiye etme planlarının içinde hep Fethullahçılar vardı. Ama bunları AKP ile birlikte yapıyorlardı. Yani Fethullahçıların yaptıklarından AKP habersizdir diye bir şey söylenemez.”
“Yeşil Ergenekon”
Mustafa Karasu AKP ve Fetullahçıların aralarındaki kimi farklılıklara rağmen daha düne kadar da birlikte hareket edip “Yeşil Ergenekon’u birlikte kurduklarına dikkat çekti:
“AKP Yeşil Ergenekon'u kurarken polis teşkilatında biraz Fethullahçılar etkiliydi, yargıda varlardı. Bu nedenle Yeşil Ergenekon'u kurarken Fethullahçılar biraz önde oldular.”
“Devlet, bürokrasi, yargı, polis içine sızma eskiye dayandığı için bu yönüyle Yeşil Ergenekon oluşturulurken biraz daha Fethullahçılar önde oldu. Zaten 12 Eylül darbecileri de, ABD de Fethullahçılara daha fazla göz yummuştu. Bu nedenle Fethullahçıların daha etkili hale gelmesi 12 Eylül sonrasıdır. Ama AKP iktidara geldikten sonra birlikte yaptılar. Birbirlerine muhtaçlardı. Bu bakımdan göz yumdular. Ortak bir Ergenekon oluşturmak istediler.”
“En temel sorun, Kürt sorunu”
“AKP'nin psikolojik savaş yöntemlerini kullanarak algı yaratmak istediğini biliyoruz. Bu aslında Türk devletinin de karakteri. Türk devleti geçmişten beri hep böyle önemli bir şey olduğu zaman başka gündemlerle saptırmıştır.”
“Bunu AKP çok daha fazla kullanıyor. Bu bakımdan tabi ki neden bu zamanlamaya geldi kuşkuya kapılmak lazım. Çünkü Türkiye'nin en temel sorunu halen Kürt sorunudur.”
“AKP'nin en temel sorunu Fethullahçılar sorunu değildir yani. Hele bu, 2015 seçimleri öncesi Kürt Özgürlük Hareketi'ni oyalama, aldatma ve böylelikle seçime ulaşma temel politikasıdır.” (AS)