Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) TBMM Adalet Komisyonu'ndaki Grup Sözcüsü, İstanbul Milletvekili Zeynel Emre Genel Kurul'da İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun geçtiğimiz hafta hakkındaki hapis cezası infaz işlemleri için gönderildiği Silivri Cezaevi'nden tahliye kararına karşın bırakılmadığını ve emniyet görevlilerince hukukusuzca alıkonmaya devam edildiğini açıkladı.
Emre bu hukuksuzluk karşısında nasıl bir hak arama yoluna gittiklerine ve İl Başkanının özgürlüğünü kısıtlayan, kısa süreliğine de olsa hukuktaki karşılığıyla "alıkoyma suçu" olduğunu söylediği bu uygulama için suç duyurusunda bulunup bulunmayacaklarına ilişkin bilgi vermedi.
İktidar kanadından suçlamalara yönelik yanıtlama ya da açıklama yapılmadı. Emre'nin konuşması sırasında MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, Zeynel Emre'ye oturduğu yerden sataşarak "Hepimiz biliyoruz bunları, dört yıl on bir ay yirmi günde nasıl tahliye oldu? 14 Nisan 2020'de çok karşı çıktığınız infaz yasasını anlatın da anlasınlar." diyerek, Kaftancıoğlu'nun bir günde tahliye olmasına şükretmesi imasında bulundu: "İl Başkanınız iki yıl daha içerideydi."
Emre TBMM'deki konuşması sırasında Kaftancıoğlu'nun kaçırılması olayını şöyle anlattı:
İlk hukukusuzluk Bakırköy Kadın Cezaevi
yerine Silivri'ye gönderilerek yapıldı
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu |
"İl Başkanımızın infazını tamamlamasıyla ilgili meselede görevlendirdi partim [...] Normalde Bakırköy Kadın Cezaevine götürülmesi lazım ama Cumhuriyet Halk Partisi kitlesi toplanır diye son anda Silivri Cezaevine. Orada da kademeli bir trafik yoğunluğu hedefleniyor yani bizatihi memurlar tarafından yapılıyor bu, gözlerimizle gördük.
"Peki, oraya gidiyoruz; gittik ve İstanbul İl Başkanı, ilçe başkanları geliyor, belediye başkanları geliyor, partililer geliyor, yaklaşık birkaç bin kişilik bir kitle var. Bakın, cezaevi girişine daha girmeden dedi ki memurlar: "Girişte burası çok yoğun olur; sizi, kitleyi burada tutacağız; milletvekili ve avukatları öbür tarafa alacağız."
Emniyet görevlisi: İşlemi bitti ama biz bırakmayız
Emre, daha sonra İstanbul İl Sekreteri'nin telefonla şu bilgiyi verdiğini söylüyor: "Buradaki memur arkadaş bize diyor ki: 'Buradaki kitleyi buradan göndermezseniz, işlemi bitti ama, biz bırakmayız.'
"Ya, arkadaş, nasıl bırakmazsınız? Tahliye olmuş. "Bırakırız ama siz burayı göndermezseniz biz E6'da Karbey Tesisleri var, E6'nın kenarında, götürüp oraya bırakacağız." Yani, böyle bir şeyi ben nasıl ifade edeceğim ya? İnsan alıkoymadır bu ya, suçtur!"
Emniyet görevlileri: Biz Başsavcıyı dinlemeyiz, İçişleri Bakanına bağlıyız
Emre bunun üzerine Başsavcıyı aradıklarını ve Başsavcının "Kapıda bırakılması lazım." dediğini memurlara ilettiklerini aktarıyor. Memurların yanıtı "Biz Başsavcıyı dinlemeyiz," oluyor. "Biz İçişleri Bakanlığına bağlıyız."
Bu arada CHP yetklilileri Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürünü, ardından Genel Müdür Yardımcısını arıyorlar zaman geçiyor.
Emre TBMM'de anlatıyor:
"Bu görüşmeleri yaparken başka bir başçavuş geldi, dedi ki: 'Efendim, Karbey Tesislerine götürdük; çıktı demin siyah camlı Ford'la birlikte.'
"İstanbul İl Başkanı TEM'in kenarında bir tesise götürüldü. Bakın, kameralar var, yer veriyorum: Karbey Tesisleri. 'Yahu, Allah aşkına bu nasıl iştir?' dedik. Gözlerine inanamaz insan yani. Orada, bir defa, cezaevinde çıkmış, tahliye olmuş bir insan, sizin tesiste onu serbest bırakmanız ne? Gittik tesise, gerçekten orada. Oradan, tesisten alındı."
(AEK)