Milena bu mektupları 1939'da yayınlaması için yakın arkadaşı Willy Haas 'a verdi ve kendisi 17 Mayıs 1944'te Almanya'da toplama kampında öldü.
Milena'nın Kafka'ya yazdığı mektuplar bulunamadı.Yalnız, Kafka'nın yakın arkadaşı Max Brod, Kafka'yı anlatan kitabında, Milena'nın kendisine yazdığı birkaç mektubu yayınlamıştır. Kafka'yla ilgili bu mektuplar,Milena hakkında çok az da olsa bir fikir veriyor.
Kafka'nın Milena'ya mektupları kitaplaştı ve Türkçe'ye de çevrildi. Aşağıda bu mektuplardan birini yayınlıyoruz:
Milena, Milena, Milena....Adından başka şey yazamıyorum. Yazmalıyım ama! Bugün şaşkınım, yorgun ve sensizim Milena. (Yarın da yanımda olmayacaksın.) Nasıl bitik olmayayım? Hastayım diye altı ay dinlen, günlerini hoş geçir diyorlar bana....Oysa bu süre içinde yalnız dört gün bağışlanıyor!
Bu dört günün salı ve pazarından yalnız bir parça, sabahlarla akşamlar da yok ediliyor üstelik! Tam bir esenliğe kavuşmadımsa suç bende mi, Milena!? (sol kulağına fısıldıyorum bunları...Güzel bir yorgunluktan sonra derin bir uykuya dalmışsın...Yoksul bir yataktayız, sağdan sola dönüyorsun ağır ağır, dudaklarımdan yana...)
Yolculuğum nasıl mı geçti? Anlatayım: İstasyonda gazete bulamayınca sokağa fırladım, sevindim buna da, ama yoktun sen, gitmiştin. İyi, dedim, böyle olması gerekirdi. Sonra gene trene döndüm, düzüldük yola, gazeteyi okumaya başladım. Nasıl olması gerekirse, öyleydi her şey...
Biraz sonra vazgeçtim okumaktan, sen yoktun artık yanımda...yanımdaydın elbet, bunu bütün benliğimle duyuyordum, ama birlikte geçirdiğimiz o dört günün yakınlığına benzemiyordu bu...Alışmalıydım bu çeşidine. Gene okumaya başladım: Bahr'ın günlüğünü okuyordum gazetede; Grein'deki bir yeri anlatıyordu. Bitirdiğimde yazıyı, dışarı baktım, ters yöne giden bir vagonun üstünde "Grein" yazılıydı!
Karşımda oturan biri "Narodni Listy"nin geçen pazarki sayısını okuyordu. Ruzena Jesenska'nın bir yazısı ilişince gözüme, istedim gazeteyi adamdan; bir göz attım, bıraktım sonra; beni uğurlarken gördüğüm yüzünü anımsadım da o yüzle oturdum ben de .
Unutamayacağım bir doğa olayıydı yüzün istasyonda Milena: Bulutlardan değil, kendiliğinden gölgelenen bir güneştin sanki.
Ne söyleyeyim daha? Kafam ve ellerim dinlemiyor beni.
Senin...
Franz Kafka