Komisyon açıklamasında, "Biyolojik ve fiziksel çevrenin yanında sosyal çevrenin de sağlıklı olması bireyin en temel anayasal hakkıdır. Sağlıklı bir sosyal çevrenin oluşması ve sürdürülmesi önündeki en büyük engellerden biri bireysel ve toplumsal şiddettir" denildi.
Komisyon Başkanı avukat Nebahat Gürsoy'un da katıldığı açıklamayı, Kadın Hukuku Komisyonu adına avukat Cengiz Çetinkaya okudu.
"Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi" (CEDAW) hakkında bilgi veren açıklamada, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yasal düzenlemeler de özetlendi.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin tarihi
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
* Kadına karşı ayrımcılık ve şiddet ilk kez 1993'te Viyana'da toplanan Dünya İnsan Hakları Konferansı'nda uluslar arası hukuka yansıdı. Böylece, kadına karşı şiddet konusu, 20. yüzyılın sonunda nihayet hükümetlerin gündem maddesi olarak bir zemin kazandı.
* CEDAW, 1979'da "şiddet" konusuna yer vermeden yürürlüğe girmişti. Ardından CEDAW Komitesi, 19 maddelik Genel Tavsiye Kararı ile kadına karşı şiddeti ayrımcılıkla ilişkilendirip devletleri şiddeti önlemekle sorumlu tuttu. Hükümetler CEDAW Resmi Raporlarında şiddet konusuna yer vermekle yükümlü kılındı.
* Kadın kuruluşlarının Viyana Konferansında elde ettikleri başarı iki önemli gelişmeye daha olanak sağladı.
1) Birleşmiş Milletler bünyesinde 1946'da Kadın Statüsü Komisyonu oluşturuldu. Bu komisyon CEDAW'ı hazırladı ve üye ülkelerce imzalandı. Türkiye kabul edilen ilk ülkedir.
2) 1993'te Kadına Yönelik Şiddetin Tasfiyesi Deklarasyonu kabul edildi.
3) 1994'te İnsan Hakları Komisyonu, Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörlüğü görevini oluşturdu.
* Bu adımlarla kadına yönelik şiddet konusunda geriye dönüşü olmayan bir süreç başladı. Kadınlar ve insan hakları savunucuları, uluslar arası insan hakları mekanizmalarını kullanarak çeşitli kazanımlar elde etmeye başladılar.
Yasal düzenlemeler
* 20 Mayıs 2003'te kabul edilen İş Kanunu'nun 24. maddesinde "işyerinde cinsel tacizin" işçinin iş sözleşmesini derhal feshedebilmesi için haklı neden oluşturduğu kabul edildi.
* Şiddete uğrayan eşi korumaya yönelik "4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun", 14 Ocak 1998'te kabul edildi.
* Yeni Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu da, kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi yolunda atılmış önemli adımlar olarak değerlendirilebilir. (BB)