Kadın Özgürlük Meclisi, geniş bir kadın heyetiyle çarşamba günü Muş-Varto’ya gidecek.
Varto'da 10 Ağustos'taki çatışmada HPG'li Kevser Eltürk'ün (Ekim Wan) hayatını kaybetmesinin ardından halkın tepkisi sonrasında Valilik 16 Ağustos'ta sokağa çıkma yasağı ilan etmişti.
Kadınlara yönelik saldırılar
Kadın Özgürlük Meclisi adına yapılan açıklamada Varto’da öldürülen bir kadın gerillanın bedensel bütünlüğüne yapılan saldırı "cinsiyetçi, tekçi, milliyetçi ve militarist erkek-devlet aklının bir parçası" olarak gösterildi.
Açıklamada son dönemlerde kadınların uğradığı diğer şiddetlere de dikkat çekildi. Tecavüz ve faili meçhul cinayetlerden yargılanan dönemin komutanı Musa Çitil’in terfi ettirilerek Diyarbakır’a atanması, mecliste kadın vekilleri susturma çabaları, toplu sözleşme görüşmelerinde sendikacı bir kadının konuşturulmaması, yaylalarının ranta çevrilmesine direnen Rabia Özcan’ın valilik tarafından tehdit edilmesi gösterildi.
Siviller insanların gözü önünde öldürülüyor
Açıklamada 90’lardaki savaş suçlarıyla ilgili cezasızlık sürerken ve bütün bunlarla henüz yüzleşilmemişken bugün halka, kadınlara kendi topraklarının yasaklandığı ifade edildi.
“Yaşam alanlarını daraltan, hatta yok eden “askeri güvenlik bölgelerinin” genişleyerek yayılması bunun göstergesi. 90’larda “faili meçhul”ler vardı, bugün ise siviller orta yerde insanların gözü önünde katlediliyor.
“Müzakere süreci devam ederken, IŞİD’le savaşılıyormuş gibi yapıp savaşı yeniden başlatanlar aklımızla, duygumuzla, bilgimizle, deneyimimizle dalga geçtiğini sanıyor.
Göçün ne olduğunu kadınlar bilir
“Can güvenliği tehdit edilirken sosyal, siyasal ekonomik haklar kullanılamaz duruma getirilmek isteniyor. İnsanın parçası olduğu doğa da bombaların hedefinde. 90’ları zorla yerinden etmeler, göçlerle hafızalarda tutarken, yeniden başlatılan savaşla coğrafya insansızlaştırılıyor. Göçün ne demek olduğunu biz kadınlar çok iyi biliyoruz.
"Barışın toplumsallaşmasının öznesi kadınlar, bu coğrafyanın her yanına sözünü duyurmaya devam edecek. Bizleri sokaklardan çekmeye, susturmaya çalışanlara daha da güçlenerek, çoğalarak karşı duracağız.
"Yıkılan masaları yeniden kurmak için insanların iradesini gasp ederek dayatılan erken seçim sonuçlarını beklemeyeceğiz. Demokratik çözüm ve müzakere sürecini saray darbesiyle sonlandıranlara inat kadınların barış masasını kuracağız." (NV)