Kreş Haktır Platformu, Antalya'da babasının çalıştığı kereste fabrikasında tomrukların yıkılmasını sonucu altında kalan 6 yaşındaki Ali Can Öz’ün ölümü üzerine yaptığı açıklamada “Bu ve benzeri olaylar kaza değil, kader ya da istisna değil, devletin sorumluluğunu yerine getirmediği için meydana gelen cinayetlerdir!” dedi.
11 Nisan’da Antalya’nın Aksu ilçesi, Isparta Karayolu üzerindeki bir ambalaj firmasına ait fabrikada çalışan anne ve baba, çocukları bırakacak bir yerleri olmadığı ya da özel kreşlere para veremeyecekleri için çocuklarını işyerine getirmişti. Çocuklar oyun oynarken, bir işçinin sayım yapmak için üzerine çıktığı tomrukların üstüne devrilmesi sonucu Ali Can, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmış ancak kurtarılamamıştı.
Kreş Haktır Platformu, konuya ilişkin açıklamasında “Eğer o iş yerinde kreş olsaydı, Ali Can yaşıtları ile birlikte oyun oynamaya devam edecekti” dedi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Ne mahallesinde ne iş yerinde çocuklarını bırakabilecek bir kreş olmadığı için çocuğunu kaybeden anne babanın yaşadığı bu durumu daha önce yaşayanlar da olmuştu. 2009 yılında iş aramak için evden çıkan Necla K. başka bırakacak bir yer olmadığı için 8 aylık ve 6 yaşındaki iki çocuğunu, 13 yaşındaki çocuğuna emanet ederek evde bırakmış, çocuklardan birisi dışarıdayken çıkan yangında 8 aylık bebek hayatını kaybetmişti. Bu ölümler kader ya da istisna değil, devletin sorumluluğunu yerine getirmediği için meydana gelen cinayetlerdir! Erken Çocukluk Bakım ve Eğitim Hizmetleri 2009’dan 2014’e ne değişti? Hâlâ kreş olan mahalle sayısı çok az. Hâlâ yalnızca 150 üstü kadın çalıştıran iş yerlerinin kreş açma zorunluluğu var. Oysa, Türkiye'de daha çok küçük ve orta ölçekli işletmelerin yaygın olduğu düşünüldüğünde 150 üstü kadın çalışanı olan işletme sayısının yok denecek kadar az olduğu aşikâr. Var olanlar da yeterince denetlenmiyor. Devlet kurumlarında ise ödeneklerinin kesildiği 2007 yılından itibaren 492 olan kreş sayısı 118’e düşmüş durumda. Ayrıca, bu hizmetlerden yalnızca 3-6 yaş arası çocuklar yararlanabiliyor, 3 yaşın altındaki çocuklar için ise devlet neredeyse hiç bakım hizmeti sunmuyor. Diğer yandan, biz kadınlar, çocuk bakımının çalışma hayatı başta olmak üzere toplumsal yaşamın her alanına katılımımızın önündeki en önemli engellerden biri olduğunu senelerdir dile getiriyoruz. Yasa yapıcılar da bu gerçeğin farkında; ancak kadınların önündeki bu engeli kaldırmak yerine esnek çalışma adı altında eğreti çalışma biçimlerini sihirli bir formülmüş gibi öne sürüyor ve kadınları eve hapseden politikaları uygulamaya geçirmeyi tercih ediyorlar. Oysa, Ali Can annesi çalışmak zorunda olduğu ve hükümetin teşvik ettiği gibi evde ona bakmadığı için değil, devlet kreş açma sorumluluğunu yerine getirmediği için ölmüştür! Devlet eğitim, sağlık gibi sosyal hizmetleri özelleştirirken, İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmadığı işyerleri bu kadar yaygınken, İş cinayetleri her gün artarken, Hükümet kadınlara esnek çalışma alternatifleri oluşturarak zaten kadınların sorumluluğunda görülen çocuk bakım yükünü yine kadınların üzerine yüklerken, Ali Can'ın ölmesi hiç tesadüf değil! Ücretsiz, 7/24 açık kreş istiyoruz! Bir yılı aşkın süredir, Kreş Haktır Platformu olarak hazırladığımız videolarla, broşürlerle, afişlerle “çocukların yaşadığı her yerde her çocuğa uygun kreş” diyoruz. Kreşlerin kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve özellikle vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık olması; kaliteli ve ulaşılabilir bakım hizmetlerinin devlet tarafından sunulması ve ayrıca erkekler tarafından paylaşılması; iş yerlerinde emzirme odası ve çocuk bakım hizmeti verilmesi zorunluluğunun kadın çalışan sayısı üzerinden değil, toplam çalışan sayısı üzerinden uygulanması; yerel yönetimlerin kreş açması için yerel yönetimler yasasında gerekli değişikliklerin yapılması gerektiğini savunuyoruz.. Ve Kreş Haktır Platformu olarak diyoruz ki; Artık Yeter! İş yerlerimizde, mahallelerimizde, kentlerimizde, köylerimizde, yaşadığımız her yerde kreşlerimizi istiyoruz! |
(ÇT)