İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, 2021’den beri toplumsal cinsiyet odaklı sanal ve fiziki sergiler, yayınlar ve etkinliklerle alternatif bir kültür platformu olarak faaliyet gösteriyor.
Dünyadaki 96 kadın ve toplumsal cinsiyet müzesi arasında yer alan müze, kapsayıcı ve katılımcı projeler hayata geçiriyor.
Eylül 2021’de açılan Türkiye’nin ilk toplumsal cinsiyet müzesi olan, İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, kuruluşunun üçüncü yılını kutladı.
Dünyadaki 96 kadın ve toplumsal cinsiyet müzesi arasında yer alan müze, bugüne kadar toplumsal cinsiyet odaklı dört sanal sergi, bir gezici fiziki sergi, beş yayın ve sayısız kültürel etkinlik gerçekleştirdi.
Kapsayıcı ve katılımcı müzecilik
Müze, toplumsal cinsiyet rollerini tartışmaya açan, farklı cinsiyetlerden, etnik ve kültürel kökenlerden deneyimleri kapsayan sanat ve kültürel üretimlere alan açıyor. .
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi ayrıca sanatta yapısal şiddetin,ayrımcılığın ve yok sayma mekanizmalarının ilişkisini tartışmaya açıyor.
İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, sanatın dönüştürücü gücünü kullanarak bu yapısal eşitsizlikleri görünür kılmayı ve feminist sanat ile feminist pedagoji pratikleri yoluyla toplumsal hafızayı yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
Müze, projeleriyle hem geçmişin sessizliğini sorguluyor hem de sanatı eşitlik ve adalet mücadelelerinin bir aracı olarak konumlandırıyor.
"Kapsayıcı ve katılımcı projeler üretiyor"
Etkinlikte açılış konuşmasını yapan müzenin kurucu üyelerinden Meral Akkent, müzenin önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerinden şu sözlerle bahsetti:
"Müzeler, ilham verici karşılaşma fırsatları yaratabilir. Birbirimizi duyabileceğimiz alanlar sunabilir. İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, üç yıldan beri her konuda toplumsal cinsiyet rollerini tartışan, diyaloglara alan açan, kapsayıcı ve katılımcı projeler üretiyor."
Müze, gelecekte de feminist sanat ve eğitim pratikleriyle, bireyleri ve toplulukları tartışmaya, işbirliğine ve etkileşime davet etmeye ve müzelerin nasıl bir eylem ve politika platformu olabileceğine dair modeller sunmaya devam edecek. Bu süreçte katılımcılıkla ürettiğimiz her proje, toplumsal barışa küçük ama önemli bir katkı sunuyor."
Çevrimiçi ücretsiz küratör turları
İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, ziyaretçileriyle diyalog kurmayı önceliklendiriyor. Her ayın ilk Çarşamba günü düzenlenen çevrimiçi ücretsiz küratör turları, ziyaretçilerin sergilerle daha derin ve kişisel bağlar kurmasını sağlıyor.
Bu turlarda, ziyaretçiler sergilerin arka planı ve tematik detayları hakkında küratörlerle sohbet fırsatı buluyor. Müze, etkinliklerini takip etmek isteyenler için güncel bilgileri etkinlik sayfasında paylaşıyor.
Uluslararası kadın
Kadın ve toplumsal cinsiyet müzeleri, 1980’li yıllardan itibaren, geleneksel müzelerin taraflı ve eksik tarih anlatılarına alternatif kurumlar olarak ortaya çıktı.
İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi de bu ağın aktif bir üyesi olarak, ağın uluslararası etkinliklere katılıyor ve toplumsal cinsiyet rollerini tartışmaya açan projeler üretiyor.
İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi’nin üçüncü yıl kutlama etkinliğinde konuşan Uluslararası Müzeler Konseyi, ICOM Eski Başkanı Suay Aksoy, müzelerin tarafsız olamayacağını şu sözlerle vurguladı:
“Müze tarafsız değil ama güvenli bir alan. Ancak sözünü ettiğimiz konular zor konular ve maalesef pek çok müze bu tür konuları ele aldıklarında karşılaşacakları baskıya direnecek, karar süreçlerinde ve toplumla ilişkilerinde küratoryal ve yönetimsel özerkliklerini güvenceye alacak ekiplere, mekanizmalara ve bilince sahip olmayabiliyorlar. Ama yine de Nijeryalı yazar Chimamanda Ngozi Adichie’nin “oto-sansür salgınına” karşı yaptığı uyarıya kulak vermekte yarar var. Yoksa bütün yaratıcılık ve güvenirlik elden gidiyor. Neyse ki, örneğin Birleşik Krallık Sanat Konseyi gibi kurumlar da var yeryüzünde ve sayıları artıyor. “Oto-sansürden kaçının, zor konuları açıklıkla ve güvenle ele alın” diyorlar, ayrıca “salt siyasi çalışmalar ürettiklerinden dolayı kurum ya da bireylere maddi desteği kesmeyeceklerini, reddetmeyeceklerini” ilan ediyorlar. Bu tür garantilerin olmadığı bir ortamda İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesinin varlığı işte bu yüzden çok önemli. Feminist arkadaşlara buradan selam olsun, müzelerin toplumsal değişimi yönlendirmeye katkı yapabileceğini ilk olarak kadın müzeleri göstermiştir. Bugün ise cinsler arası eşitliği ve kesişimselliği ileri götürecek olan, toplumsal cinsiyet müzeleridir.”
Kutlama etkinliğinde ayrıca İsveç Araştırma Enstitüsü’nden Anders Ackfeldt ve İsveç İstanbul Başkonsolosu Johanna Strömquist, müzenin kapsayıcı çalışmalarına vurgu yaptı. Müzenin bir kısa filmi gösterildi ve etkinlik, konukların katıldığı bir kokteyl ile son buldu.
Ziyaretçilere Çağrı
İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, geçmiş üç yılda olduğu gibi kapsayıcı ve katılımcı projeleriyle toplumsal cinsiyet rollerine dair düşünce ve tartışma alanları yaratmaya devam edecek. Müzenin sergileri ve etkinlikleri hakkında bilgi almak için müze web sitesini ziyaret edebilir, güncel etkinlikleri buradan takip edebilirsiniz.
(EMK)