Uluslararası Af Örgütü, İsrail'e uzun süredir yaptığı "tasfiye ve diğer keyfi öldürme siyasetlerine son vermesi" yönündeki çağrısını tekrarlayarak uluslararası topluluktan bölgeye insan haklarını incelemek üzere uluslararası gözlemciler gönderilmesini talep etti.
"İsrail yetkilileri, hedef alınan medya merkezinin gazeteciler ve başkaları tarafından sık sık ziyaret edildiğini biliyor olmalıydı ama, bunu hiç umursamadı" diyen UAÖ yetkilileri şunu vurguluyor:
"Gerçekleştirilen bu devlet suikastlarında İsrailli yetkililer, hiçbir suç kanıtı göstermiyor ve savunma hakkı sağlamıyor. Yargısız infazlar uluslararası hukuk tarafından kesinlikle yasaklanmıştır."
Uluslararası gözlemcilerin gönderilmesi gerektiğine dair yapılan çağrı uluslararası destek buldu. Avrupa Birliği dışişleri bakanları ve ABD Devlet Bakanı Colin Powell'ın da desteklediği bu çağrı, bugüne dek İsrail Hükümeti tarafından engellendi.
UAÖ açıklamasında şu talep gündeme getirildi:
"Uluslararası topluluk, artık insan haklarıyla ilgili çalışacak ve yeterli uzmanlığa, kaynağa ve izleme, soruşturma ve halka açık raporlar hazırlama yetkisine sahip bağımsız gözlemcileri göndermek konusunda herhangi bir mazaret veya gecikmeyi kabul etmemelidir."
30 Temmuz'da İsrail tarafından "arandığı" bildirilen 6 Fetih aktivisti Batı Şeria'daki Fara köyünde bir kulübedeki patlama sonucu ölmüştü . Filistin Hükümeti bu kişilerin İsrail tarafından hedef alındığını söylemiş, İsrail ise kendi bombalarının patlaması sonucu öldüklerini ifade etmişti.
UAÖ'nün bu tablo çerçevesindeki değerlendirmesi şöyle:
* Askeri uzmanlığı olan bağımsız gözlemcilerin bu iddia ve karşı iddiaları değerlendirerek her ölümün ardındaki durumu açıklığa kavuşturmalıdır."
* UAÖ, Hamas'ın İsrailin bu cinayetlerin bedelini ağır ödeyeceğini ifade eden açıklamalarından büyük kaygı duymaktadır.
* İsrail'de halka açık yerlerde suikast bombalamalarını da içeren Hamas saldırıları sonucu, aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda sivil ölmektedir .
* Hükümetler, nasıl bir insan hakkı ihlali yaparsa yapsın, bu sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şey haklı çıkaramaz.
* Aynı şekilde muhalif grupların gerçekleştirdiği öldürmeler de bir hükümetin temel insan hakları ilkelerini bu derece hiçe saymasını haklı çıkaramayacaktır.
Bilgi
Hedef alınan iki Hamas lideri Jamal Mansur ve Jamal Salim İsrail tarafından idari gözaltında tutulmuştu.
Jamal Mansur'un vakası, Mansur Filistin Hükümeti tarafından 1997-2000 yılları arasında gerekçesiz ve yargılanmaksızın üç yıldan fazla gözaltı merkezinde tutulduğunda UAÖ tarafından ele alınmıştı.
Hamas'ın siyasi kanadının liderlerinden olan Mansur yayıncı ve gazeteciydi .
Ağır yaralanan ve halen yoğun bakımda olan insan hakları savunucusu olan Ahmad Abu Shallal, merkezi Washington'da bulunan Uluslararası Dayanışma (International Solidarity) için çalışıyordu. İsrail ve Filistin Hükümeti'nin yönetimi altındaki bölgelerde siyasi tutuklular için çalışma yapıyordu.
Bildirildiğine göre, Londra merkezli al-'Awdeh adlı gazete için yazmakta olduğu bir rapor için, malzeme toplamaya Filistin Bilgi Merkezi'ne gelmişti.
Muhammad Beshawi ve 'Uthman Qatanan ise gazeteciydi ve saldırı sırasında Jamal Mansur'la röportaj yaptıkları anlaşılıyor.
6 yaşındaki Ashraf Khader ve 11 yaşındaki Bilal Khader ise, aynı binada bulunan bir kliniğe giren annelerini beklerken sokakta oynadıkları sırada öldürüldü.