İşkence Fotoğrafları Basını İkiye Böldü
Orhan Erinç (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Türk askeri olsa kimileri yayınlamazdı
Türk basını sıkıyönetim veya Olağanüstü Hal'deki (OHAL) yasadışılıkları gündeme getirdi, bazıları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) kadar gitti. Kuraldışı davranışları haberleştirmek basının görevlerinden biri. Fotoğraftaki Türk askeri olsaydı, kimi Türk gazetelerde yayınlanırken kimilerinde yayınlanmazdı. Genel bir değerlendirme yapmak zor.
Oktay Ekşi (Basın Konseyi Başkanı): Silahlı kuvvetlerin sillesinden çekinilirdi
Türk basını böyle bir fotoğraf gelse zannediyorum ki, yayınlamakta çok tereddüt ederdi. Basınımızın kafa şartlanması, bu konularda yeterince cesur davranma alışkanlığından maalesef henüz uzaktır. Çünkü basınımız, geçmiş deneyimlerin etkisi altında devletin ve özellikle de silahlı kuvvetlerin sillesinden çekinirdi.
Prof. Dr. Haluk Şahin: Türk gazeteciler devleti korur
Gazetecinin asıl patronu, gerçeklerdir. Gerçek gazeteciyi karşılaşacağı baskı ilgilendirmez. Görevi gerçekleri yayınlamaktır, o gerçeklerin hukuki veya diğer alanlardaki sorunları düşünmek avukatlara düşer. Haber doğrulanabiliyorsa yayınlanmalıdır. O fotoğraf Fransa'da yayınlanmazdı. İngiliz basını da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) basınından cesaret alıp yaptı.
Gazete yöneticileri ne diyor?
Fikret Ercan (Hürriyet): Önce gerçek olup olmadığım araştırırız
Bu tür şeyler asla gizlenemez, o fotoğraflar önümüze konduğunda yayınlamaktan başka çaremiz kalmaz ama gazetecilik şunu gerektiriyor: O fotoğraflar gerçek midir, gerçekten onu yapanlar asker midir? Mesleğimizin zorluğu buradadır. Fotoğrafların hangi kaynaktan geldiğini araştırıp onaylatmak en zor görevimizdir. Bunu yaptıktan sonra kimse bir şey söyleyemez.
Mehmet Y. Yılmaz (Milliyet): Tereddütsüz yayınlardık
Türk askeri böyle bir olaya neden olmuş ve bu fotoğraf elime geçmiş olsaydı hiç tereddütsüz yayınlardım. Türk askerinin pislik yedirme uygulamaları da Türk basınında yayınlandı. İçimizde gazetecilik yapmaktan çok devlete ve hükümetlere yaranmak isteyenler vardır ama kendine gazeteciyim diyen herkes böyle bir haberle karşılaştığında bunu yayınlamaya tereddüt etmez. Silahlı kuvvetlerin tepkisinden tedirgin olmazdım.
Nurcan Akad (Akşam): Manşet yapmazdım
Çok zor bir soru, sıcağı sıcağına kullanırdım diyemiyorum, asparagas olma tehlikesi var, ülke şartları önemli. Önce fotoğrafın gerçek olup olmadığı araştırmak gerekiyor. Gazetecilik açısından yüreğim kamuoyunun bunlara ulaşması gerektiğini söyler. Belki içerde küçük fotoğrafla eleştirisiyle birlikte mutlaka verirdim ama manşet yapmazdım. Geçmişte PKK ile mücadele sırasında bazı fotoğraflar Türk basının önüne çok geldi ama hiçbiri kullanılmadı.
Mehmet Coşkundeniz (Posta): Hangi gazetenin eline geçse yayınlar
İnanıyorum ki, kimin eline geçerse, o fotoğrafı büyük bir heyecanla basar. Köylülere, subayların dışkı yedirdiğini Türk basını ortaya çıkardı.
İbrahim Yıldız (Cumhuriyet): Dışkı yediren Türk askerini de yayınladık
Yayınlardık çünkü haber değeri taşıyan bir fotoğraftır. Kaldı ki, Cumhuriyet Gazetesi, geçmişte bu tür haberleri yayınlamıştır. Örneğin Güneydoğu'da köylülere "dışkı yedirme" olayını ilk kez Cumhuriyet Gazetesi gündeme getirmiş daha sonra öteki gazeteler konuyu ele almıştır.
Selahattin Sadıkoğlu (Yeni Şafak): Basınımız bu konuda duyarlıdır, yayınlanır
Bu fotoğraf gelse hiç tereddütsüz yayınlardık. Ayrıca Mehmetçiğin böyle bir eylemi yapabileceğine ihtimal vermiyorum, çünkü Mehmetçik inançlıdır. Buna rağmen böyle bir eylem gerçekleşmiş olursa biz açık tavır koyar ve fotoğrafı yayınlarız. Türk basını çok hassastır, Güneydoğu'da dışkı yediren subayı ifşa etmiştir, bunu ortaya çıkaran Türk basınıdır bu da duyarlılığının göstergesidir.
Cengiz Kahraman (Dünden Bugüne Tercüman): Polis olsa yayınlıyoruz ama asker olunca...
Yayınlar mıydık bilemiyorum, çünkü bizim ülkemizde çifte standart var. Bu fotoğrafları biz kullanmak istesek dahi kesinlikle sansür edilirdi. Ama vatan hainliğiyle bile suçlansak bile yayınlamak gerekiyor.
Aydın Candabakoğlu (Tercüman): Bir grup kendini bilmez diye kınardık
Türk askerinin bunu yapma ihtimalini düşünmek dahi istemiyorum. Buna rağmen olursa ne olurdu epey düşünmek lazım. Gazetecilik açısından mutlaka verilmesi gereken bir olay ama ortada da bir de milli duygular var. Kınayan bir üslupla verirdik.
İsmet Berkan (Radikal): Haber değeri taşımalı
Gazetemiz "Askeri kızdırır mıyız" gibi kaygısı olmaksızın, eğer haber değeri taşıyorsa o fotoğrafları yayınlar.
Ekrem Dumanlı (Zaman): Türk askeri yapmaz ama yaptıysa yayınlanır
Önce şunu belirtmeliyim ki Türk askeri böyle bir şey yapmaz. Bizde esirlere adaletle hatta şefkatle davranmak dini ve milli bir görevdir. Türk askerinin böyle genel bir yanlışa kapılacağına inanmıyorum buna rağmen kendini bilmez birisi çıkıp böyle bir davranış gösterse ve bu fotoğrafla sabitlense bu fotoğraf yayınlanabilinir.
Vatandaş ne diyor?
Yıldıray Öztürk (28-Kuaför): Bizim medyada nerede o cesaret
Türk Basını işkence konusunda da duyarsız kalırdı. Bu fotoğraf cesaret gerektiriyor. Medyamızın İngilizlerden örnek alması gereken çok şey var.
Sadık Karakum (20-Öğrenci): Yayın yasaklarının kalkmasını istiyoruz
Yayın yasağı kalksın. Gazeteler üzerinde baskı olmamalı. Demokrasiyi tam manasıyla yaşamak istiyorsak özgür düşüncenin önünü açmalıyız. Türk basını bu kadar cesur olamazdı.
Ercan Alpay (30-İşletmeci): Gazetelerimiz Mirror'ı örnek alsın
Hani İngilizler Irak'a demokrasi götüreceklerdi? Saddam'dan beter çıktılar. Tüm dünya, batının ikiyüzlülüğünü görmeli. Müslüman Irak halkına yapılan zulmü gösterdiği için Mirror'ı kutlamak lazım.
Necmettin Altın (32-Esnaf): Her şey uluorta yayınlanmaman
Her şeyi ulu orta yayınlamak sakıncalı. Bizim basında 'işimize geleni yayınlarız' mantığı var. Gerçekten tarafsız davranılacaksa her şey tüm çıplaklığıyla ortaya konmalı.
Nurcan Gündüz (32-Ev hanımı): Yayıncılık etiğine aykırı yayınlanmamalı
Yayıncılık etiğine uymayan görüntülerin yayınlanmasını doğru bulmuyorum. Gazeteler magazinle dolmuş. Basın kontrol altında tutulmazsa kimsenin özel yaşamı kalmaz.
Fatih Başkır (23-Emlakçı): Helal olsun İngiliz medyasına
Adamlar, kendileriyle yüzleşecek kadar cesurlar. Biz niye bu kadar cesur olamıyoruz? Yayın yasakları kalkmalı. (BA)