Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, HDP’nin Diyarbakır mitingine düzenlenen bombalı saldırı davasının sanığının tahliyesini Meclis’e taşıdı.
Tıklayın - IŞİD Sanığının Tahliyesine Hakimden Karşı Görüş: Deliller Bile Toplanmamıştı
İrmez, Adalet Bakanlığının yanıtlaması talebiyle verdiği önergesinde, sanık Burhan Gök’ün tahliye edilmesinden önce neden delillerin incelenmediğini, üzerinden çıkan cep telefonu kayıtlarına bile bakılmadığını sordu.
bianet’in haberine göre, İslam Devleti’ne (IŞİD) sınır geçişi sağlamakla suçlanan ve HDP’nin Diyarbakır mitingine yapılan bombalı saldırıdan yargılanan sanığın tahliye edilmesine, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir hakimi de karşı oy yazdı.
Hakim karşı oyda, “deliller tam olarak toplanmadan tahliye kararı verildiğinin anlaşıldığını” belirtti.
Tıklayın - IŞİD’e Sınır Geçişi Sağlamakla Yargılanan Sanık “Kaçma Şüphesi Yok” Diye Tahliye Edildi
Sanık Burhan Gök, mitinge saldırı davasında, “Nitelikli Öldürme” ve “Tehlikeli Maddeleri İzinsiz olarak Bulundurma veya El Değiştirme” de dahil birçok suçla yargılanırken, davanın son duruşmasında tahliye edilince, HDP’nin avukatları tahliyeye itiraz etmişti. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi de itiraza, “tahliyeye itiraz edilemez” yanıtı verdi.
“Gizlilik bir yıl sürünce delillere erişim kaybedildi”
İrmez önergesinde, müdahil avukatların, soruşturma boyunca da delillere ulaşamadığını ifade etti.
Avukat Özgür Erol, tahliyeyi bianet’e değerlendirirken, delillerle ilgili durumu şöyle anlatmıştı.
“Daha yargı sürecinin başında, bu kadar büyük katliam dosyasının soruşturması yürütülürken getirilen gizlilik kararıyla mağdurların avukatları dahi delilleri göremedi. Gizlilik bir yıl sonra kalktığında ise doğru düzgün hiçbir işlem yapılmadığını gördük.
“Gizlilik kararı kalktığında, soruşturma boyunca sanıkların cep telefonları kayıtları, nereye gittikleri, kimlerle bağlantı kurduklarına dair HTS incelemesinin bile yapılmamış olduğunu, MOBESE’lerden tespit yapılmadığını gördük. Gizlilik kararı bir yıl sürünce bu kayıtlara erişim de kaybedildi.”
Ne olmuştu? |
HDP’nin avukatları, Diyarbakır mitingine düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili açılan davanın sanığı Burhan Gök’ün tahliyesine itiraz etmişti. İtiraz dilekçelerinde, “saldırıyla ve İslam Devleti (IŞİD) ile bağlantısına dair birçok delil varken tahliye edilen Gök’ün yeniden tutuklanması ya da kaçmaması için adli kontrol tedbirlerine hükmedilmesi” talep edildi. Dilekçesinde, aradan geçen iki yıldan fazla zamanda, Gök’ün üzerinden çıkan cep telefonu ve diğer delillerin incelenmediği, HTS [telefon kayıtlarından yer tespiti] analizlerinin yapılmadığı ifade edildi. Avukat Özgür Erol, tahliyeyle ilgili bianet’e, “IŞİD mensuplarına sınır geçişi sağlamak ve ‘sınır kontrolü’ suçlamasıyla suçüstü yakalanan Burhan Gök, ‘kaçma şüphesi yok’ diye tahliye edildi. Sosyal medyada paylaşım yapan bile tutuklanıyorken, Gök hakkında, imza vermek, elektronik kelepçe gibi bir adli kontrol bile uygulanmadı” dedi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi bu itiraz hakkında, “itiraz konusunda karar verilmesine yer olmadığına” hükmetti. Mahkeme heyeti başkanı İlhami Demirkoparan imzalı “karar verilemez kararı” şöyle: “Bir kısım katılan vekillerinin verdiği 25 Temmuz 2017havale tarihli dilekçelerinde belirtmiş olduğu sebeplere dayalı olarak sanığın tahliyesinin yeniden değerlendirilip tutuklama kararı verilmesini talep etmiş iseler de; CMK [Ceza Muhakemeleri Kanunu] 104/2. maddesinde tahliye talebinin reddine itiraz edilebileceği düzenlemiş olup, sanığın tahliyesine ilişkin karara itiraz hususu düzenlenmediği ve dolayısıyla tahliye kararına itiraz edilemeyeceğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” Bunun üzerine itiraz, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi de oyçokluğuyla tahliyenin yerinde olduğuna hükmetti. ancak üye hakim Büşra Keskin, tahliyeye itirazı haklı buldu ve “delillerin tam toplanmadan tahliye kararı verilmiş olduğunu” belirtti: “Sanık Burhan Gök ile ilgili HTS kayıtları [baz istasyonundan yer tespiti bilgisi] ve telefon görüşmeleri incelendikten sonra tahliye hususunun değerlendirilmesi gerektiği, bu aşamada deliller tam olarak toplanmadan tahliye kararı verildiği anlaşılmakla, sanığın tutukluluk halinin devamı hususunda karar verilmesi görüşünde olduğumdan çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.” |
“Sosyal medyada muhalif paylaşım yapan tutuklanıyor”
İrmez’in olayla ilgili soruları şöyle:
* HDP’nin Diyarbakır mitingine düzenlenen bombalı saldırının faili olan, IŞİD mensuplarına sınır geçişi sağlamak ve “sınır kontrolü” suçlamasıyla yargılanan Burhan Gök’ün, “kaçma şüphesi yok” denilerek tahliye edilmesinin gerekçesi nedir?
* Son süreçte sosyal medyada muhalif paylaşım yapanlar bile tutuklanıyorken, saldırıyla ve IŞİD ile bağlantılı olduğuna dair birçok delil söz konusu iken Gök hakkında, imza vermek, elektronik kelepçe gibi bir adli kontrol bile uygulanmadan tahliye edilmesinin hukuki gerekçesi nedir?
* Burhan Gök yakalandığında yanında olan İbrahim El Bakraoui daha sonra sınırdışı edildi ve Brüksel saldırısını gerçekleştirdi. Gök’ün serbest bırakılarak yeni saldırılarda bulunma ihtimali göz önüne alındığında verilen tahliye kararı ciddi bir ihmalkarlık ve tedbirsizlik barındırıyor mu?
* Avukatların itiraz dilekçesinde bahsettiği cep telefonu ve diğer delillerin incelenmemesinin, HTS [telefon kayıtlarından yer tespiti] analizlerinin yapılmamasının gerekçesi nedir?
* Delillerin incelenmemesi sanığın lehine tutum geliştirildiği algısını oluşturuyor ve yargıya olan güveni zedeliyorken, bu algıyı tersine çevirme adına herhangi bir girişiminiz olacak mı?
* Burhan Gök’ün tahliyesi sırasında, Diyarbakır mitingi katılımcılarının onu teşhis ettiklerini belirten ifadelerini beyan etmelerine karşın söz konusu ifadeler neden dikkate alınmadı?
* IŞİD davaları sanıklarının tahliyeleri siyasi bir planlama çerçevesinde mi gerçekleşiyor?
Olayın ve davanın geçmişi |
Antep’te 2015 yılında İslam Devleti’ne (IŞİD) yönelik soruşturma başlatıldı. Burhan Gök ve Mustafa Kılınç, yanlarında Türkiye vatandaşı olmayan ve sınırı geçerek kamplara ulaşmak istediği iddia edilen üç kişiyle birlikteyken, bu soruşturma kapsamındaki operasyonda yakalandı. İkisi de Antep’teki örgüt mensuplarını, sınırdan geçirerek Suriye’deki kamplara ulaştırmakla suçlandı. 5 Haziran 2015’te HDP’nin Diyarbakır’daki İstasyon Meydanındaki mitinginde, çöp kutularına konan ve uzaktan kumandayla patlatılan bombalarla düzenlenen saldırıda Ramazan Yıldız (16), Necati Kulur (47), Şehmuz Kaçan (34), Civan Arslan (17) ve Ali Türkmen (65) hayatını kaybetti. Bu saldırının ardından Antep Cumhuriyet Başsavcılığı, yetkisizlik kararı vererek IŞİD soruşturması dosyasını Diyarbakır’a gönderdi. Sevk kararında, bombalı saldırının faili olan “Cafer” kod adlı Orhan Gönder’in Antep’te yakalandığı ifade edildi. Burhan Gök de Orhan Gönder ile irtibatı tespit edilince Diyarbakır saldırısı soruşturmasına dahil edildi. Burhan Gök ve Mustafa Kılınç, Diyarbakır saldırısıyla ilgili açılan davada Orhan Gönder’i saklamakla suçlandı. İddianamede Kılınç ve Gök’ün “suçüstü” yakalandıkları belirtildi. Gök’e “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Nitelikli Öldürme, Nitelikli Öldürmeye Teşebbüs, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz olarak Bulundurma veya El Değiştirme” suçlarından dava açıldı. Burhan Gök yakalandığında yanında İbrahim El Bakraoui vardı. Gök, El Bakraoui’yi Antep’ten alarak Suriye’deki IŞİD kampına ulaştırmaya çalışmakla suçlandı. El Bakraoui yakalandıktan sonra sınırdışı edildi, 22 Mart 2016’da Brüksel’deki Zaventem Havalimanı'nda vücuduna bağlamış olduğu bombayı patlattı. Aynı gün kardeşi Halid El Bakraoui’nin de metrodaki intihar saldırısıyla birlikte 31 kişi hayatını kaybetti, en az 260 kişi yaralandı. Saldırıları IŞİD üstlendi. Burhan Gök, 25 Temmuz’da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 6. duruşmasında “26 aydır tutuklu olduğunu, mağdur edildiğini” söyledi. Tahliye edildi. |
(AS)