Ekmek ve Gül'de "Günün İsyanı"nda Irak'taki kadınların isyanına yer verildi. "Irak'taki gösterilerde kadınlar, sokakların yanı sıra isyanlarını duvarlara da yansıtıyor." denildi. Ekmek ve Gül'ün sayfasına yansıyan bazı fotoğraflar
Irak'taki kadın hakları turk-archive.aawsat.com'da yazan Lina Hatip, Irak'taki kadınların mücadelesine ilişkin şu yazıyı kaleme aldı. Irak'taki gösterilerin başını kadınlar çekmekte. Ülkemizin ünlü kadın aktivistlerinden Hana Edward protesto hareketlerinin liderlerinden biri. Geçen ay, Irak Yazarlar Birliği genel merkezinde yaptığı uzun ve ayrıntılı konuşmada, Irak'ta 2003 yılından beri kurulan hükümetlerin hiçbirinin insan haklarına yeterince önem vermediğini hatta bazılarının sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini engellediğini vurgulayarak Irak'ta insan hakları mücadelesinin sabır ve azim gerektiğinin altını çizdi. Bugün kadın aktivistler, hükümette kadınların üst düzeyde katılım elde etmesi için çaba harcıyorlar. Irak'ta kadınların milletvekili seçilmelerini sağlayan dışarıdan alınmış bir sistem bulunuyor. Kadın aktivistlerin talepleri ise bu paylaşım sisteminde kendilerine verilen hakların ötesine geçmekte. Aktivistlere göre kadınların bakanlık yapabilmeleri yeterli değil. Bu nedenle yeni hükümette başbakan yardımcısı makamına bir kadının getirilmesini umut ediyorlar. Bu tür talepler bir hayalden ibaret değil. Mevcut Irak parlamentosunda en fazla sandalyeye sahip olan koalisyonun (Sairun) lideri Sayın Mukteda El-Sadr, iki yıl önce Hana Edward ile bir araya gelmişti. Bu görüşmeye gerekçe olarak, ortak bir reformist ve ulusal ajandaya sahip olmalarını göstermişti. Bugün de El-Sadr ulusal birlik hükümetini kurmakta aynı ikili sorun ile karşı karşıya. Birincisi, partisinin tek başına iktidar olmasını sağlayacak yeterli çoğunluğu elde edememesidir.İkincisi ise, vatandaşların reform taleplerinin gerçek muhatabı olması. Iraklılar, Sadr'dan şimdiye kadar kullandığı reform sloganlarında ciddi olduğunu kanıtlamasını istiyor. Müzakere sürecinin bir parçası olarak deneyimli bir kadının başbakan yardımcılığı görevine getirilmesi, Irak politik sahasında alışıldık yüzlerin dışına çıkılacağı yönünde halka verilen güçlü bir mesaj olabilir. Yine de bu adımın önünde tehlikeli engeller olduğunu da söylemeliyiz. Geçen Aralık ayında, Vian Şeyh Ali ve Yenar Muhammed gibi kadın hakları alanında çalışan aktivistler ile Iraklı Kadınlar Birliği ve Iraklı Kadınlar Ağı gibi kuruluşlar, Irak'ta Caferi yasası diye bilinen yasanın uygulanmaması için yürüttükleri mücadelede başarılı oldular. Meclise sunulan Caferi yasa tasarısının uygulanması halinde, din veya mezhep ayrımı yapmaksızın tüm Iraklılara eşit bir şekilde uygulanan mevcut Irak medeni yasası dini yasalar ile yer değiştirebilecekti. Bu da kızların yasal evlilik yaşının altında evlendirilmesine izin verecekti. Caferi yasasının hem Sünni hem de Şii destekçileri 2018 Mayıs seçimleri öncesinde bunu kullanarak insanları etraflarında toplamayı başardılar. Caferi yasasını savunan adayların kazanması halinde meclise medeni kanunlar yasasını tekrar görüşmesi için bir tasarı sunmaya çalışacaklarını iddia ettiler. Bu nedenle kadın aktivistler, bu konuda yürütmeleri muhtemel yeni bir mücadele için hazırlanıyorlar. Bunlara ek olarak Iraklı kadınların, hükümetin ciddi sorunlara yetersiz çözümler getirmesi gibi sorunlarla da mücadele etmesi gerekiyor. Konuştuğum kadın aktivistlerden biri bana, Selahaddin, Musul ve Dohok gibi bölgelerde bulunan mülteci kamplarının idarecilerinden kamplarda gerçekleşen tecavüz gibi olaylar konusunda zorlukla bilgi elde edebildiklerinden bahsetti Kampların güvenliğinden sorumlu yerli güvenlik güçleri ise bu suçlamaları reddediyor. Buna ek olarak aktivist, kadın hakları grupları tarafından yürütülen düzenli kampanyaların ardından merkezi hükümetin harekete geçerek DEAŞ tarafından alıkonulan kadınlara bir tazminat ödemeyi kabul ettiğini de işaret etti. Bu tazminat o kadar azdı ki 120 doları geçmiyordu. |
(EMK)