Fotoğraf: Twitter
Ege Denizi’nde yakın zamanda peş peşe yaşanan mülteci ölümleri ile ilgili Antikapitalistler İzmir, Hak İnisiyatifi, Halkların Köprüsü Derneği, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, İzmir Müzisyenler Derneği, İzmir’de Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Konak Kent Konseyi, Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi, Medya ve Mülteci Hakları Derneği ve Mültecilerle Dayanışma Derneği ortak açıklama yaptı.
"Sınır politikalarından vazgeçilmeli"
Açıklamayı yapan İHD Ege Bölge Sorumlusu Mehmet Akel, 2000 yılından beri Avrupa’ya geçmeye çalışan 34 binin üzerinde mültecinin öldüğünü belirtti ve ekledi: “Bunca ölüm, insanlık dışı yaşam koşullarının hepsi bizzat Avrupa Birliği sınırları içinde yaşanmaktadır. Akdeniz’de daha çok mülteci ölümü yaşanmadan, Avrupa Birliği mültecilere sınırlarını açmalıdır. Güvenlik perspektifi üzerine kurulup, insan haklarına aykırı uygulamalara yol açan sınır politikalarından vazgeçilmeli ve düzensiz göçü önlemek adına yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir.
“2019’da Ege Denizi’nden 60 binin üzerinde mülteci geçiş yaptı ve bir o kadar da mülteci geçiş yaparken engellendi. Uluslararası Göç Örgütünün rakamlarına göre, Ege Denizi’nde geçtiğimiz yıl 71 insan öldü. Son 20 yıldır Avrupa topraklarına giriş yaparken hayatını kaybeden mülteci sayısı 34 bini geçmiş durumda.
"10 günde 26 mülteci yaşamını yitirdi"
“Ölümü atlatarak Avrupa’ya geçmeye çalışan mülteciler ise Yunanistan’a ait adalarda sefalet içinde yaşamaya ve bekletilmeye mahkum ediliyor. Son olarak İzmir Çeşme açıklarında batan mülteci teknesinde 8’i çocuk 11 mülteci yaşamını yitirdi. Mültecilerden geriye kalan can yelekleri, kimlik kartları, pasaport, fotoğraf ve çeşitli eşyalar ile çocuk ayakkabıları ve kıyafetler sahile vurdu.
Böylece, 2020’nin ilk 10 gününde Muğla ve İzmir açıklarında batan üç ayrı mülteci teknesinde 26 mülteci yaşamını yitirirken 6 mülteci ise denizde kayıp. 11 Ocak’ta da Yunanistan ile İtalya arasında batan mülteci teknesinde 12 mülteci hayatını kaybetti. Endişemiz ölümlerin devam etmesidir.
“Mültecilere koşulsuz mültecilik statüsü verilmeli”
“Mülteci krizinde, bölge ülkeleri kadar Avrupa ve diğer ülkeler de sorumluluk almalı; sorumluluğunu devretmeye yönelik yaklaşımlardan vazgeçmelidir. Türkiye de bir an önce geri gönderme işlemlerini sonlandırmalıdır. Hukuki belirsizlik ortamına son verilmeli ve Türkiye’de kalmak isteyen mültecilere de koşulsuz mültecilik statüsü verilmelidir.
“ Avrupalı devletlerin sınır politikaları karşısında biz evrensel insan hakları savunucularına da görev düşüyor. Devletlerin kirli pazarlıklarının konusu olmak zorunda bırakılan, dünyanın dört bir yanında ırkçıların yoğun saldırılarına maruz kalan, savaşlarda katliamlara tanık olan mültecilere dayanışma göstermeliyiz. Onların taleplerinin duyulmasına destek olmalıyız.” (RT)