* Fotoğraf: Robert Fisk - Independent
Haberin Kürtçesi için tıklayın
The Independent'ın Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, Türkiye'nin 20 Ocak’ta başlattığı ve “Zeytin Dalı Harekatı” adı verilen Afrin operasyonuna ilişkin izlenimlerini yazdı.
Independent’ın Afrin harekatının başlamasından bu yana “Afrin’den bildiren ilk batılı gazeteci” olarak ifade ettiği Robert Fisk’in üç gün sürecek olan yazı dizisinin ilk bölümünü BBC Türkçe’den özetledik.
“Ayakkabılara dokunmadılar ama cesetler gitmişti”
“Küçük bir köy olan Maabatlı'da Taha Mustafa al-Khatr, eşi, iki kızı ve oğlu uyumadan önce ayakkabılarını evlerinin kapısının bıraktı. Orta Doğu'da pek çok aile de aynı şeyi yapar. Bu bir gelenektir ve evin temizliğinin işaretidir.
“Türk top mermisi onların evini vurduğunda, ucuz plastik terlikler elbette hala oradaydı. Birkaç saat sonra evlerine vardığımda, aynı ayakkabıları buldum. Birkaçı merdivenlere düşmüştü, çoğu ise hala yan yana sıralıydı...
“Kürt vilayeti Afrin'deki kurtarma görevlileri bile ayakkabılara dokunmadılar... Ancak elbette cesetler gitmişti... 19 yaşındaki Safa mucizevi bir şekilde kurtuldu, sadece ellerinden yaralandı. Ancak elbette o artık bir yetim.
“Mabetalılar ‘Zeytin dalı’na sinirleniyor”
“Suriye'de Kürt bölgelerine yönelik askeri operasyonlarına, saldırılarına Zeytin Dalı Harekâtı adını vermeleri ise zeytin bahçeleri ile çevrili Mabeta'da insanları sinirlendiriyor...
“Al-Khatr ailesi de Kürt değil Araptı. Kuzeydeki Tel Krah köyünden gelmişlerdi.
"Maabatlı'da o kadar yenilerdi ki, konuştuğum Kürt komşuları onların adlarını bile bilmiyordu. Ancak Afrin kentinden 10 mil (yaklaşık 16 kilometre) uzaktaki bu köyde nüfus karışık (Aleviler de yaşıyor). Bu nedenle Perşembe gecesi köye gelmelerine de kimse şaşırmamıştı.
Afrin hastanesinden…
"Afrin Hastanesi Müdürü Doktor Jawan Polat kinayeli bir dille 'Afrin'de ne olduğunu ortaya çıkarmak istersen hastanemize gel' dedi bana ve ekledi: 'Ölenleri, üzerleri kanlı yaralıların halini görmelisin'.
"Hastane koğuşundakilerden 50 yaşındaki Ahmad Kindy, Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekâtı'nda kara operasyonun gölgesinin düştüğü 21 Ocak gününün ilk saatlerinde ailesini köyden çıkarmış. Ancak akılsızca geri dönmüş. Arkasından şarapnelle vurulmuş. 'Orada YPG savaşçısı yoktu' diyor.
"Sadece Afrin Hastanesi'ne 34 sivilin cesetlerinin getirildiği katliam ile ilgili olarak Türkiye'den yapılan açıklamada, 70'den fazla Türk jetinin 21 Ocak'ta Suriye'de Kürt YPG milislerini bombaladığı belirtildi.
“Anadolu Ajansı sıradan bir şekilde saldırıların ilk gününde Türk uçaklarının 100'den fazla 'hedefi' bombaladıklarını, bunlardan birinin ‘havaalanı’ (esrarengiz bir şekilde adı açıklanmadı) olduğunu bildirdi. Operasyonlarda sözüm ona YPG 'kışlaları, barınakları, mevzileri, silahları, araçları ve teçhizatı' hedef alınmıştı.
“Bunları duymamış mıydım?”
"Afrin Hastanesi'nin koğuşlarında gezinirken, 'Tüm bunları daha önce de duymamış mıydım?' diye düşündüm.
“Güney Lübnan'da 'teröristlere' yönelik her İsrail hava saldırısı, eski Yugoslavya'da 'Sırp güçlerine' yönelik her NATO hava saldırısı, 1991-2003 arası Irak 'güçlerine' daha sonra da Afganistan'a ve geçen yıl Musul'a yönelik her Amerikan saldırısı... Duyduklarım, onların tekrarı değil miydi?
“34 sivil öldü”
"Doktor Polat, 21 Ocak'tan 26 Ocak ortasına olan döneme ilişkin tüm hastane kayıtlarının çıktısını aldı, The Independent'a verdi.
“Buna göre, 10’u çocuk, 7’si kadın toplam 34 sivil hayatını kaybetti.” (EKN)