TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun bünyesinde kurulan "Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Yönelik Alt Komisyon" taslak raporunu tamamladı.
Rapora göre, istatistiklere geçmeyen ölüm olayları hariç, son 30 yılda toplam 35 bin 576 kişi yaşamını yitirdi.
* Son 30 yılda 7 bin 918 kamu görevlisi öldü.
* 1984-2012 yılları arasında 22 bin 101 PKK'li öldü.
*1984-2012 arasında 5 bin 557 sivil hayatını kaybetti.
* PKK'nın iç infazlarının sayısı ise bilinmiyor.
* Faili meçhul cinayetlerin sayısı belli değil. İki binin altındaki rakamlar ile 17 bin arasında olduğu tahmin ediliyor.
Zincirleme etki travma yarattı
Terörün toplumda "zincirleme" bir tahribata neden olduğu belirtilen raporda, görüşülen kişilerden "başkaları yanmasın", "sözün bittiği yer" alıntılarına yer verildi.
Terör ve terör eylemlerinin ilk olarak ona maruz kalanların yanında aileleri, akrabaları ve yakın çevrelerine de sirayet ederek genişlediği ve en nihayetinde bütün toplumda derin bir etki bıraktığına dikkat çekilerek yaşanan acıların ve travmanın ortak olduğu belirtildi.
Teröre çözüm sağlamak yolunda, bütün dünyada geçerli "En İyi yaklaşım" bulunmadığı gibi bütün terörü bir anda önleyebilecek "Tek yöntem" de yoktur denen raporda "Karma Tedbirler Paketi"nin uygulanması gerektiği söylenebilir dendi.
Ekonomi, eğitim gelişmeli
Raporun sonuç bölümündeki 19 maddelik öneriler bölümünden satır başları:
* Terör ortamını yaratan, ona zemin hazırlayan unsurların ortadan kaldırılması için proaktif önlemler alınması. Ekonomik tedbirler, yatırımlar, istihamın geliştirilmesi. Eğitime önem verilmesi, sosyal destek projelerinin ve kültürel imkanların arttırılması.
Yerel yönetim güçlenmeli
* Eskisi gibi tarım hayvancılık gelişmeli. Her ilin gelişme yönleri belirlenmeli, merkezden koordineli olmakla beraber il bazında ve il'e özgü politikalar olması açısından etkin biçimde projelendirmeler yapılmalı. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi.
Düşman değil, suçlu
* Terörle mücadelede şiddeti yöntem olarak seçmiş bulunanları "düşman" değil "suçlu" olarak görmek, bunlarla hukuk devleti çerçevesinde ve hukuk içinde mücadele etmek, "imha edici-yok edici" yaklaşımdan ziyade "hayatta tutan", suçun rehabilitasyonu ile kazanmaya çalışan bir anlayışı hâkim kılmak. Politik düşüncelerin ve yaklaşımların kendilerini ifade edebileceği meşru zeminler yaratmak.
Yeni anayasa önemli
* 12 Eylül 1980 darbesinin izlerini taşıyan 1982 Anayasasına son verecek yeni Anayasa çalışmalarının önemi büyük.
* Merkezde Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun koordinesindeki çalışmaların illerde valiliklerin il'e özgü önlemler ve çözüm yolları geliştirerek uygulamaları gerekli.
* Terörle mücadelenin mümkün olduğunca ihtisaslaşmış birimler tarafından yürütülmesi, sınır yönetiminin sivil ve uzmanlaşmış bir birim tarafından gerçekleştirilmesi. Jandarma ve sahil güvenlik birimlerinin sivil otorite olan İçişleri Bakanlığı ile bağlılıklarının kuvvetlendirilmesi.
Üniversiteler sürece dahil edilmeli
* Bölgede yaptığı çalışmalar ve uygulamalar ile başarılı örnekler ortaya koymuş olan idareciler bir araya gelmeli.
* Sivil toplum örgütlerinin çözüm sürecine katılması sağlanmalı.
* Bölge üniversitelerinin sosyal bilimler alanındaki saha çalışmaları değerlendirilmeli.
"Trafik terörü" demek sorunlu
* Terör olaylarının haberleştirilmesine ilişkin bir çerçeve tespit edilmeli. Toplumda şiddet içeren bütün olayların "trafik terörü", "stadyum terörü", "futbol terörü" ve "kapkaç terörü" gibi haber başlıkları ile kamuoyuna iletilmesi sorunlu.
* Kamu kurum ve kuruluşlarının terör, terör kaynaklı yaşam hakkı ihlalleri konusundaki verilerde olabildiğince saydam, bilgilendirici ve açık olması gerekli.
* Terörün yarattığı sosyoekonomik sorunları rehabilite edici önlemler yanında kimlik ve kültür konularında çağdaş demokrasilerin referansları esaslı meşru tartışma zeminlerinin gözetilmesi faydalı olacak.
* Terör örgütünün kendi elemanına yönelik işlediği infazlar ve terör örgütü içinde işlenen faili meçhuller dâhil olmak üzere terörle bağlantılı herkesin hukuki pozisyonu ve hukuken değerlendirilmesi gereken yönü bulunmaktadır.
Fail meçhuller ortaya çıkmalı
* Faili meçhullerin ortaya çıkarılması, faili firarda olanların yakalanarak hukuk önüne çıkarılması ve zaman aşımının kimi insan hakkı ihlallerinde hukukun içini boşaltan bir sonuca dönüşmemesi gerekir.
* Terör nedeniyle hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının ya da terör olayını bizzat yaşayarak sağ kurtulanların yaşadıkları travmanın sağlıklı biçimde sonlandırılması açısından travma sonrası sürecin çok iyi yönetilmesi ve bunun etkili bir kurumsal altyapıya kavuşturulması gerekli.
* Merkezde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Şehit Yakınları ve Gaziler Daire Başkanlığı olmalı.
Partiler üstü anlayış şart
* Şehit olan kamu görevlilerinin geride kalan ailelerinin hakları için yararlandıkları yasalardaki farklılıklar giderilmeli.
* Sorunun siyasetin meşru mecralarında çözülmesi gerektiği açıktır. Bu noktada Hükümet ve TBMM önemli platformlar olarak görülmektedir. Partiler üstü bir anlayış gerekli.
* Dış siyaset ve uluslararası ilişkiler de göz önünde bulundurulmalı. Var olan birlikte yaşama isteği, ülkemizin her köşesine yayılan sosyal ve kültürel bütünleşmişlik, çeşitli araştırmalara da yansıyan "Bayrak Benim Bayrağımdır", "İstiklal Marşı Benim Marşımdır" ifade birlikteliği bu alanda önemli bir iradeyi yansıtmaktadır.
Raporun sonunda Abdullah Öcalan ile görüşmelerden bahsedilmeden "çözüm için aralanan kapının ve oluşan fırsat penceresinin iyi değerlendirilmesi" gerektiği belirtildi.
386 bin kişi zorunlu göç etti
* 14 ilde 62 bin 448 hanede 386 bin 360 kişi köylerinden göç etmek zorunda kaldı. Bunlardan 187 bin 861'ini (yani yüzde 48,6'sı) Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi (KDRP) kapsamında köylerine geri döndü. Bu amaçla 1999-2011 arasında 128 milyon 360 bin TL ödenek aktarıldı.
* Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde 2011 itibarıyla 2 milyar 659 milyon 967 bin 285 TL ödenek kullanıldı.
* Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında 18 milyon 755 bin 197 TL tazminat ödendi.
* 8 bin 543 er, 6 bin 483 iştirakçı ve 5 bin 34 köy korucusu olmak üzere toplam 20 bin 60 kişi Sosyal Güvenlik Kurumundan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alıyor. (NV)
* Raporun sonuç bölümüne ulaşmak için tıklayınız.