İstanbul Barosu yönetiminin gazeteci Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Kuzey Suriye’de öldürülmesi sonrası açıklama nedeniyle görevden alınması istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ayrıca baro yönetimi hakkında soruşturma izni istedi.
İstanbul Barosu tarafından sosyal medya platformu X üzerinden yapılan paylaşımda olayla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmesi istenmiş ve konunun takipçisi olunacağı ifade edilmişti.
Basına yansıyan bilgilere göre, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta Suriye'de yaşanan gelişmeleri takip ederken uğradıkları saldırı sonucu yaşamını yitirmişlerdir. Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınması, Uluslararası İnsancıl Hukukun ve Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali niteliğindedir. Dahası, savaşa taraf olmayan sivillerin hedef alınması, Roma Statüsü 8/2/b/ii. maddesinde savaş suçlarından biri olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla, silahlı çatışma bölgesinde görev yapan gazetecilerin korunmasına ilişkin kurallar, Uluslararası İnsancıl Hukukun bünyesindedir.
Yine, bahsi geçen olaya ilişkin Şişhane Meydanında yapılmak istenen basın açıklamasında, aralarında Baromuz üyesi dört meslektaşımız ile iki hukuk fakültesi öğrencisi ve onlarca gazetecinin olduğu yurttaşlar gözaltına alınmıştır. Uluslararası hukuku ihlal eden bu olaya ilişkin derhal soruşturma başlatılması ve sorumlulardan hesap sorulması gerekirken, Anayasal haklarını kullanan ve meslektaşları için yas tutan basın mensuplarının ve meslektaşlarımızın gözaltına alınması kabul edilemez bir durumdur.
İki basın mensubu yurttaşımızın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmesini ve Anayasal haklarını kullanarak basın açıklaması yaptıktan sonra gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyor, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Savcılık İstanbul Barosu hakkında soruşturma başlattı
22 Aralık 2024
Türkiye saldırıyı üstlenmedi
Daşdan ve Bilgin’in öldürülmesi sonrasında Türkiye’den yetkililer tarafından herhangi bir açıklama yapılmamasına rağmen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, her iki gazetecinin PKK üyesi olduğunu ve operasyonun Türkiye güvenlik güçleri tarafından yapıldığını savundu.
Savcılığın açtığı soruşturmaya karşı İstanbul Barosu, Adalet Bakanlığından soruşturma izni verilmesi isteğine karşı dava açtı.
İstanbul Barosu, Anayasa ve Avukatlık Yasası gereği, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma ve koruma görevi çerçevesinde 21.12.2024’de bir açıklama yaptı."
Bu açıklama nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında, hiçbir yasal dayanağı bulunmadığı halde soruşturma başlattığını 22.12. 2024 günü kamuoyuna duyurdu. Böylece Baro yönetimi, Başsavcılık tarafından şüpheli ilan edilerek kamuoyu karşısında asılsız suçlamalarla hedef haline getirildi. Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin beyanı alınmadan ve soruşturmanın yasal ön koşulu olduğu halde Adalet Bakanlığından izin istenmeden başlatılan soruşturma, daha sonra onay için 25.12.2024 tarihinde Adalet Bakanlığına gönderildi; Bakanlık ise, aynı gün soruşturma izni verdi. Bu şekilde sonradan onay işlemi, usul ve esas yönünden Avukatlık Kanunu’na ve Anayasa’ya açıkça aykırı olup, Savcılık ve Bakanlık işlemleri hukuken yok hükmündedir. Daha baştan adil yargılanma hakkını ihlal eden hukuk dışı işlemlerin muhatabı olduğu için ifade vermeyi reddeden İstanbul Barosu yöneticileri ise, Savcılıkta beyan işlemleri öncesi kamuoyuna açıklama yapmadı.
Her koşulda hukuka saygı kararlılığında olan İstanbul Barosu yönetimi, Baro tüzel kişiliğini de hedef alan hukuk dışı işlem ve eylemlere karşı yargı yolunu kullanmak zorunda kalmış ve Adalet Bakanlığının; Avukatlık Kanunu’na, Bakanlık genelgesine ve Anayasaya aykırı "soruşturma izni" verilmesine ilişkin işlemini iptal davası açmıştır.
İstanbul Barosu, Daştan ve Bilgin için yaptığı açıklama nedeniyle ifade verecek
6 Ocak 2025
Savcılıktan açıklama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise Baronun açıklaması karşısında Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtığını duyurdu. Davada savcılık Baro yönetiminin görevden alınması ve yerlerine yeni yönetim seçilmesi talebinde bulundu. Savcılık açıklamasında;
21/12/2024 tarihinde İstanbul Barosu tarafından resmi Twitter hesabından da duyurulan açıklamayla PKK terör örgütü mensupları Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i övücü nitelikteki sözler ile ayrıca adı geçenlerin terör örgütü mensubiyelerine dair açık tespitler olmasına rağmen sözde gazetecilik faaliyetleri ve gazeteci kimlikleri nedeniyle öldürüldükleri, terörle fedakarca mücadele eden Devlet görevlilerimizin sözde savaş suçu işlediği şeklindeki tespitlere göre terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda propagandasını yapmaları nedeniyle İstanbul Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan re’sen başlatılan soruşturma kapsamında şüphelilerin savunmaları 07/01/2025 tarihinde alınmış, akabinde kovuşturma izninin verilmesi için soruşturma evrakı 09/01/2025 tarihinde Adalet Bakanlığı’na gönderilmiştir. Ayrıca 14/01/2025 tarihi (bugün) itibarıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığı’nın istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içerisinde sonuçlandırılır” şeklindeki 77/5’inci maddesi uyarınca İstanbul Barosu başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ile Baro Yönetim Kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi ve yeni Baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talepli davanameyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açılmıştır.
denildi.
(Mİ)