Fotoğraf: Pentagon
Yazı ilk olarak Bilim Fili sitesinde, “11 Eylül’de İkiz Kuleler Neden ve Nasıl Çöktü?” başlığıyla, Zeynep Senis imzasıyla yayınlandı.
Dünya Ticaret Merkezi'nin (WTC) çöküşü, ikiz kulelerinin El Kaideciler tarafından kaçırılan uçaklar tarafından vurulmasından bu yana geçen 22 yıl boyunca yoğun bir kamuoyu incelemesine konu oldu. Her iki kule de çarpışmadan iki saat sonra çöktü, konu hakkında birçok soruşturma başlatıldı ve çeşitli komplo teorileri üretildi.
İkiz kulelerin her birinin 110 katı, 97 yolcu asansörü ve 21 bin 800 penceresi bulunuyordu. Dünya Ticaret Merkezi 1 (kuzey kule) ve Dünya Ticaret Merkezi 2 (güney kule) olarak, yaklaşık 35 bin kişi ve 430 şirket için yaklaşık 10 milyon metrekarelik ofis alanı sağlanıyordu.
1972’de açıldı
Kuzey Kule ve Güney Kule’nin inşaatları 1960'larda başladı. Yapımlarında, çığır açan bir tasarım kullanılarak çelik ve betondan inşa edildiler. O zamandan beri çoğu yüksek binada benzer yapılar kullanılıyor.
İkiz kuleler, mimar Minoru Yamasaki tarafından tasarlandı ve resmi olarak 1972'de, tamamlanmadan dört yıl önce açıldı ve 1976'da Manhattan silüetinin ikonik özellikleri hâline geldi.
Soruşturma
11 Eylül 2001 saldırısıyla ilgili soruşturma raporları, ABD Federal Acil Durum Yönetim Ajansı (FEMA) ve Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü tarafından üstlenildi. FEMA'nın raporu 2002'de yayınlandı. Bunu, Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü'nün (NIST) ABD Federal Hükümeti tarafından finanse edilen ve 2005'te yayınlanan üç yıllık soruşturma izledi.
Bazı komplo teorisyenleri, NIST soruşturmasının federal hükümet tarafından finanse edilmesini, hükümetin kendisinin ikiz kulelerin çökmesine sebep olduğu veya bu saldırıların olacağının farkında olduğuna ve kasıtlı olarak engel olmadığı inancıyla yorumladı. Günümüzde, yürütülen soruşturmalar kusursuz olmasa ve her iki rapor için de bolca eleştiri bulunsa da, binaların çöküşlerine ilişkin açıklamalar geniş çapta kabul görüyor.
Çöküşlerin, doğrudan uçakların çarpmasından veya patlayıcı kullanımından değil, çarpmadan sonra binaların içinde gerçekleşen yangınlardan kaynaklandığı sonucuna varıldı.
Neden olduğu gibi çöktü?
Bazıları, uçakların yandan binalara çarpmasından sonra binaların neden “devrilmediğini” sorguladı. Ancak, detayları düşününce cevap netleşti.
Uçaklar, çoğunlukla alüminyum gibi hafif malzemelerden yapılır. Bir uçağın kütlesini, 400 metreden daha yüksek, çelik ve betondan yapılmış bir gökdelenin kütlesiyle karşılaştırırsanız, binanın devrilmeyeceği anlaşılır.
Kuleler ayrıca, uçağın kütlesinin 1000 katından daha fazla olacak ve 30 katından daha fazla sabit rüzgâr yüklerine dayanacak şekilde tasarlanmıştı. Bununla birlikte; uçaklar, çelik kolonlar ve çelik zemin makasları (beton levhanın altında) üzerine kaplanmış olan, kulelerin içindeki yangına dayanıklı malzemeyi yerinden çıkardı.
Ateşe dayanıklı malzemenin eksikliği çeliği korumasız bıraktı. Bu nedenle, darbeler aynı zamanda destekleyici çelik kolonlara da yapısal olarak zarar verdi. Birkaç kolon hasar gördüğünde taşıdıkları yük diğer kolonlara aktarılır. Bu nedenle her iki kule de ilk darbelere dayandı ve hemen yıkılmadı.
Aşamalı çöküş
Bu gerçek, aynı zamanda 11 Eylül saldırılarının en yaygın komplo teorilerinden birini de ortaya çıkardı: “Binaların içinde bir yerlerde bomba patlatılmış olmalı.”
Bu teoriler, kontrollü yıkıma benzer şekilde, çarpmadan bir süre sonra kulelerin hızla aşağıya çökmesi üzerine öne sürüldü. Ancak araştırmalar gösteriyor ki; bu şekilde, patlayıcı olmadan çökmüş olmaları da mümkün.
Aşamalı çöküşlerin sebebi yangınlardı. Yangınların, kalan uçak yakıtının yanmasıyla çıktığına inanılıyor. FEMA raporuna göre, binaların içinde başlayan yangınlar, zeminlerin yatay olarak dışa doğru genleşmesine neden olmuş ve sert çelik kolonların da üzerindeki baskıyı artırmıştı.
Görsel: FEMA
Harekete direnen kolonlar ile beton zeminlerin genişleyebileceği başka bir yer yoktu. Bu durum, döşeme kirişleri ve bağlantılar pes edene kadar, zeminlerde artan bir stres birikmesine yol açtı. Zeminlerin genleşmesi üst kolonları içe doğru çekerken, sonunda burkulmalarına ve zeminlerin çökmesine neden oldu. Çöken zeminler daha sonra aşağıdaki katlara düşerek kademeli bir çöküşe yol açtı.
Görsel: FEMA
Resmi raporlarda belgelenen bu açıklama, uzmanlar tarafından ikiz kulelerin yıkılmasının nedeni olarak kabul ediliyor. Güney Kulesi'nin daha erken çöktüğü, çünkü ilk uçak çarpmasından daha fazla hasar gördüğü ve ayrıca daha fazla yangına dayanıklı malzemenin yerinden koptuğu anlaşılıyor. Tüm bunların yanında, uçaklar ikiz kulelere o kadar zarar verdi ki, jet yakıtıyla beslenen ve en az 1100°C'ye ulaşan aşırı sıcak bir alev değil, 550 ila 980°C'lik normal bir yangın, kuleleri zayıflatmak için yeterli oldu.
Yeni binalar güvenli mi?
O zamandan beri, bir yangın çıkması durumunda, binaların yapısal performansının yanı sıra, kaçış fırsatlarını (ilave merdiven boşluğu gereksinimleri gibi) iyileştirmeye yönelik bina kodlarında ve standartlarında değişiklikler oldu. Bunların arasında, bina malzemelerinde yangına dayanıklılığı artırmak, yapıları çökmeye karşı güçlendirmek ve asansör ve merdiven boşluklarına patlamaya dayanıklı duvarlar eklemek, merdivenlerin genişletilmesi için önlemler bulunuyordu.
Önlemlerin tümü, binaların insanları dışarı çıkaracak kadar uzun süre yıkılmadan kalmasına yardımcı olmak için tasarlandı.
Kaynak ve ileri okuma
David Oswald, Erica Kuligowski, Kate Nguyen, “9/11 conspiracy theories debunked: 20 years later, engineering experts explain how the twin towers collapsed”
A.S., Usmani, Y. C. Chung, J. L. Torero (2003). “How did the WTC towers collapse: a new theory” (pdf) Fire Safety Journal, Volume 38, Issue 6.
Thomas W. Eagar and Christopher Musso “Why Did the World Trade Center Collapse? Science, Engineering, and Speculation”
9/11 saldırısının zaman çizelgesi, uçaklar ve saldırganlarla ilgili bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. [İngilizce]
(ZS/AS)