27 Mart Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisini bu yıl tiyatro yazarı, akademisyen Prof. Dr. Ayşegül Yüksel kaleme aldı.
tiyatronline.com'da yer alan habere göre Prof. Yüksel bu yıl, ITI (Uluslararası Tiyatro Enstitüsü) Üniversiteler Türkiye Temsilcisi Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü Başkanı Jason Hale ve ITI Türkiye Temsilciliği Yönetim Kurulu'nun (Turan Oflazoğlu, Engin Uludağ, Ayşe Emel Mesci ve Savaş Aykılıç) ortak kararıyla yazdı.
"Dionysos'un coşkusu, Apollon'un sağduyusu"
2023 Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi şöyle:
"27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde, bir kez daha mitologyanın -geçmişi geleceğe ulaştıran- geniş zamanındayız. Antik dünyada sanatın efendisi olan Apollon ile tragedya ve komedya'nın atası Dionysos'un bir kez daha konuğuyuz. Tiyatro, insanlığın ortak vicdanına yer etmiş binlerce yıllık hüzün ve sevinci sahnede kotarırken, benliğimizde coşkuyu ve sağduyuyu buluşturuyor. Dionysos'un coşkusunu Apollon'un sağduyusu dengeliyor. 'Tiyatro yaşantısı' dediğimiz büyülü ortam işte bu dengede gerçekleşmekte: 'Duygusal birliktelik' ile 'düşünsel paylaşım'ın bütünleştiği noktada birbirimize bağlanıyoruz.
"'Vicdan'ın sesi duyulmaz olmuş"
"Tiyatro sanatının yarattığı ortak yaşantı hepimizi sarıp sarmalarken, duyarlığımızı da keskinleştiriyor. En çok bu yüzden 'tiyatro yaşantısı'na gereksinmemiz var. Çünkü teknoloji geliştikçe, insanca ilişkilerin yok sayıldığı, uygarlık ilerledikçe toplumsal ve bireysel düzeyde ilkelleştiğimiz, çelişkilerle bezeli bir dünyada yaşıyoruz. Çünkü güç ve para hırsıyla doğayı hoyratça yağmalayan, savaş çığlıklarıyla kirletilmiş, açgözlü bir insanlık düzeninde 'vicdan'ın sesi duyulmaz olmuş.
"Tiyatromuz yara aldı"
"Toplumumuz zor bir geçitte yol almaya çalışıyor. Amansız bir pandemi dönemini tam atlatamamışken, uğradığımız deprem felaketinin yarattığı yıkımla yüz yüzeyiz. Tiyatromuz her iki aşamada da yara aldı. Pandemi döneminde neredeyse yok olma noktasına yaklaşan gösteri sanatları, depremin ardından bir süre daha sessizliğe gömüldü. Hem de tiyatro yaşantısının yarattığı duygu ve düşünce birliğini en çok özlediğimiz aşamada...
"Yaraları sarma zamanı"
"Şimdiyse acılarımızı yüreğimize gömerek yaralarımızı sarma zamanı. Ekonomik iyileştirme aracılığıyla insanca yaşama koşullarının sağlanması nasıl önemliyse, tiyatronun, ortak yaşantılarda buluşturduğu insanlara, yalnız olmadıklarını duyumsatma, onların dayanma, direnme ve dayanışma gücünü destekleme yönünde yarattığı sanatçı/izleyici enerjisi de aynı düzeyde önemli...
"Özlem duyuyoruz..."
"2023 yılı ülkemiz için önemli bir dönemeç oluşturuyor. Cumhuriyet'imizin 100. yılındayız. Yakında kutlayacağımız ikinci yüzyılımız için dilediğimiz gelişmeler birer düş olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmeli. Hepimiz, gelecekte çocuklarımızın esenliğini sağlayacak oluşumlara özlem duyuyoruz: Hukukun üstünlüğünün tartışılmaz olduğu, düşünce ve söz özgürlüğünün özenle korunduğu, yoksulluk ve işsizlik sorunlarını aşmış, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımcılığından arınmış, çocuk haklarına saygılı, genç kuşağın eğitimi adına doğru yatırımlara yönelmiş, kavga ve çekişmeleri geride bırakmış, barışçıl bir toplumda yaşamak istiyoruz.
"Bu doğrultuda, tiyatromuza, hem ülkemiz hem de dünya insanları adına, bugünden geleceğe ulaşacak, iyiye ve doğruya sahip çıkacak duygusal-düşünsel yaşantıları oluşturma görevi düşüyor.
"Dünya Tiyatro Günü, tiyatroculara ve seyircilerine kutlu olsun.
(AÖ)