Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 1 Mayıs öncesinde bazı çevrelerin, özellikle bazı sendikaların gerilimi tırmandırmak, çatışma ortamı oluşturmak, 1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü olarak değil, gerilim ve çatışma günü haline dönüştürmek için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
Erdoğan KESK, DİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve TTB genel başkanlarıyla dün bir araya geldiğini hatırlatarak başkanlara ''Taksim Meydanı'nda yayalaştırma çalışmaları bulunduğunu, 30-40 metrelik kazılı şantiyelerin olduğunu, burada yapılacak bir törende provokatif eylem sonucunda olabilecek bir hareketlenmede, bırakın 20-30-40 kişiyi, bir kişinin ölümüne dahi dayanabilir misiniz, müsaade edebilir misiniz'' dediğini aktardı.
Erdoğan böyle bir durumda kendilerine “siz şantiye halindeki böyle bir Taksim Meydanı'na nasıl izin verirsiniz” diye sorulacağını belirtti.
Miting yerleri
''Bunu yapan iktidar biziz. Kutlamayın demiyoruz, sizden ricada bulunuyoruz.
“Biz 21,5 milyon oya sahip bir parti olarak, bu tür törenlerimizi Kazlıçeşme'de yapıyoruz da siz niye yapmıyorsunuz?
Geçin orada yapın, gayet rahat, müsait bir yer. Alanı daraltmak, büyütmek istiyorsanız buna uygun bir yer.
İstanbul'a sadece bu tür mitingler için Avrupa ve Anadolu yakasında iki yer inşa ediyoruz.
Çünkü şehrin tehdide açık bu tür yerlerinde bu tür mitingleri yapmayalım, buralarda yapalım diye. Ama sadece belli bir tehdidi oluşturmak için bunlar yapılırsa bu yanlış olur.”
Çözüm süreci
Başbakan Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili olarak da ''Bizden duymadığınız hiçbir iddiaya, hiçbir söze inanmayın” dedi.
“Çıkmış şunu söylüyorlar, pazarlık yapılıyormuş, tamamen yalandır. Al-ver süreci varmış, kuyruklu yalandır.
“Terör örgütü bu süreçte meşruiyet kazanacakmış, bu da yalandır” dedi.
Erdoğan, Eskişehir'de İç Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti’nin, bir şehit ailesini ziyaret ettiğini anlattı.
Şehit babasının ''Bu süreci bir şehit ailesi olarak canı gönülden destekliyoruz. Biz yandık, başkası yanmasın. Biz çok acı çektik. Biz dokuz yıldır acı çekiyoruz. Ama başkaları çekmesin. Benim kan düşmanım dahi bu evlat acısını görmesin. Nereye kadar devam edeceğiz- 30 sene devam ettikte ne oldu. Keşke 2004'te bitseydi de benim yavrum şu anda hayatta olsaydı, yavrusunun başında, hanımının başında olsaydı” dediğini aktardı. (YY)