Şarkı yazarı, şarkıcı, gitarist Ike Wister Turner rock'n'roll'un doğduğu 1951'de Sam Phillips'in stüdyosunda kaydedilip, Chess Records'tan çıkan "Rocket 88"'le önce rythm & blues (R&B) çevrelerinde zirveye çıktı sonra 1960'larda Tina Turner'la ikili olarak dünya çapında konserlere terfi ettiler.
Albüm o yıllarda ABD'de yarım milyon sattı. Saksofoncuları Jacki Brenston büyük itibar kazandı. Little Richard ve Jerry Lewis gibi isimler Ike Turner'dn çok etkilendiler.
Ike, Anna Mae Bullock'la yani Tina Turner'la 1956'da tanıştı. "The Ike and Tina Turner Revue" rock ve soul'u birleştirdiler ve ortaya çıkardıkları müzikle benzersiz bir üne eriştiler.
"Rever Deep Mountain High" single'ıyla yakaladıkları başarı da Ike'ın Tina üzerinde uyguladığı şiddeti gölgeledi, görünmez kıldı. Oysa tanıştıklarından kısa bir süre sonra Ike, Tina'ya şiddet göstermeye başlamıştı.
Ike 2001'de uyuşturucudan yakasını sıyırdıktan ve biraz daha sakin bir hayata başladıktan sonra yazdığı "Adımı Geri Alıyorum" adlı otobiyografik kitabında Tina'ya şiddet uyguladığını tuhaf bir biçimde reddetti. Ike kitapta "Eminim, Tina'ya tokat attım, onu iteklediğim de oldu düşünmeden, ama onu asla dövmedim" diye yazdı.
1976'da Tina cebinde 35 sentle Ike'ı terk ettikten bir süre sonra, Ike kokain kullanmaya başladı, kokaine milyonlar harcadı. "Tina'sız yapamacağımı hissettim" diye özetledi otobiyografisinde o yılları.
Tina Turner 80'lerde ve 90'larda "süper star" oldu. Angela Basset, 1993'te Ike ve Turner'ın hikayesini, Ike'ın tehlikeli ve tehditkar kişiliğini "What's Love Got To Do With It" (Bunun Aşkla Ne İlgisi Var?) adlı kitapta yazdı.
Ike ise uyuşturucu, başarısızlık ve parasızlık içinde geçirdiği yılların ardından kendine yeni bir yaşam kurdu ama müzik kariyeri asla eskisi gibi yükseklerde seyretmedi. Eski grubunun adı King of Rhytm'in adını verdiği bir grupla jazz ve blues festivallerine katıldı. Hatta bu yıl "Risin With Blues" albümüyle geleneksel blues Grammy ödülünü aldı.
Ike yıllar sonra, "Soyadımı Geri İstiyorum" adlı kitabından sonra Tina hakkında "Biz asla gerçek anlamda evlenmedik. Mexico'ya gittik, orada bir adam geldi 'Evlenmek ister misiniz?' diye sordu. Biz de 'evet' dedik. Bizi evlendirdi. Ben hâlâ başka bir kadınla evliyim" dedi.
Ike'ın annesi Beatrice de kıt kanaat ev geçindiren bir terziydi, parasız olmasına rağmen oğlu istiyor diye ona bir piyano almıştı. (NZ/TK)
* Bu haberi The Independent'tan Nilüfer Zengin derledi ve Türkçeleştirdi.