İHD: Mardinkapıda Hayat Abluka Altında
Çatışma sonrasında bir bekçinin yaşamını yitirmesinden, bir güvenlik görevlisinin de yaralanmasından üzüntü duyduğunu belirten Yalçındağ, "Bölgede yaşayanlar günlük ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Basın mensupları dahil, bölgeye giriş çıkışların yasaklanması, bizlerde sivillere yönelik ihlallerin gerçekleştiği kaygısını uyandırıyor" dedi.
İHD'nin önceki gün yaptığı açıklamada, Mardinkapı semti, Dicle Üniversitesi ve 10 Gözlü Köpü arasındaki Hevsel Bahçeleri mevkiinin tamamının Emniyet Müdürlüğü ve - jandarma güvenlik bölgesi olmamasına rağmen- 7. Kolordu Komutanlığına bağlı güvenlik görevlileri tarafından abluka altına alındığı, giriş çıkışların yasaklandığı ifade edildi.
Diyarbakır Valiliği açıklaması
Diyarbakır Valiliği de bugün bir açıklama yaparak, Mardinkapı Semti Hevsel Bahçeleri içerisinde düzenlenen operasyonlarda dün ve bugün toplam 5 kişinin ele geçirildiğini bildirdi.
www.ntvmsnbc.com sitesinde yayınlanan habere göre, Valilikten yapılan açıklamada "28 Temmuz'da Mardinkapı Polis noktasına bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen terör örgütü mensuplarının karanlıktan faydalanarak Mardinkapı Semti'ndeki Hevsel Bahçeleri içerisinde bulunan yoğun ağaçlık bölgeye kaçtıklarının tespit edildiği bildirildi. Bunun üzerine bölgede geniş güvenlik önlemi alınarak operasyon başlatıldı" deniliyor.
"Bizleri OHAL'li günlere geri götürdü"
İHD Genel Başkan Yardımcısı Av. Reyhan Yalçındağ, önceki gün yayımlanan açıklamasında "Çatışma sonrasında Abbas Yoldaş isimli bir bekçinin yaşamını yitirmesi ve Sacettin İyi isimli güvenlik görevlisinin yaralanmasından büyük üzüntü duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz" diyor ve ekliyor:
"Ancak gerçekleşen bu çatışmanın ardından yaşananlar bizleri bir kez daha OHAL'li günlere, temel hak ve özgürlüklerin idarenin keyfiyetince ihlal edildiği ve askıya alındığı yakın geçmişimize götürdü."
Sivillere baskı
Açıklamada, İHD Diyarbakır Şubesi'ne 31 Temmuz'da Mardinkapı Kümeevlerde ikamet ettiklerini söyleyerek başvuran ve adının açıklanmasını istemeyen iki mağdurun tanıklıkları yer almakta. İHD açıklamasında, bu tanıklıklar şöyle yer aldı:
* Tanıklar, olayın gerçekleşmesinden itibaren güvenlik görevlilerinin evlerinden çıkmalarına ve bahçelerde bulunan ürünlerini sulamaya izin vermediklerini anlattılar.
* Olgunlaşan ürünlerini satmak üzere pazara gidemediklerini, çok ciddi maddi kayıplarının olduğunu, bütün bahçelerin kuruduğunu söylediler.
* Aynı mahallede bulunan iki çocuğun bahçelerini sulamak üzere gizlice gittiklerini, ancak güvenlik görevlilerinin bunu fark etmeleri üzerine çok ciddi hayati tehlike atlattıklarını belirttiler.
* Kimsenin işyerine gidemediğini, günlük gıda ve temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını belirttiler.
* Semtte bulunan tüm çocukların aralıklarla devam eden silah sesleri yüzünden psikolojik travma yaşadıklarını ve sürekli ağladıklarını ifade ettiler.
* Operasyonların ağır silahlar kullanılarak devam etmesinden dolayı can güvenliklerinin olmadığını kendilerinin de acil hastalarının olması nedeniyle güçlükle izin alarak evlerinden çıkabildiklerini anlattılar.
"Başvurulardan yanıt alamadık"
İHD Diyarbakır Şubesi, olayın gerçekleşmesinden sonra sonuçları öğrenmek ve operasyonun gerekçesini görüşmek üzere İçişleri Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı'na ve Diyarbakır İl Valiliği'ne yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını, yanıt alamadıklarını açıklıyor.
Av. Yalçındağ açıklamasında "İçişleri Bakanı Sayın Abdulkadir Aksu'ya çağrıda bulunuyor, operasyonun sonuçları hakkında kamuoyuna derhal bilgi verilmesini ve başta yaşam hakkı ve seyahat özgürlüğü olmak üzere birçok hakkın ihlal riski altında bulunması ve hukuksuz olması nedeniyle ablukanın kaldırılarak yaşamın tekrar olağan hale döndürülmesini talep ediyoruz" diyor. (YS/BB)