Eşitlik, Özgürlük, Barış ve Kardeşlik İçin;
Hak ve Özgürlüklerimiz İçin;
HAYDİ 1 MAYIS'A !
Dünyanın dört bir yanında, hak ve özgürlüklerimiz için, şimdi alarm sirenleri çalıyor! İnsan hakları kuruluşlarının raporları, TV ekranlarında ya da renkli gazete sayfalarında pek yer bulamasa da, yoğun hak ihlallerini ve hiç de alışık olmadığımız kimi gerçekleri duyuruyor bizlere. Yoksa tarihin akışı tersine mi döndü? İnsanlığın ortak kazanımı olan hak ve özgürlüklerimizde, büyük bir gerileme yaşanıyor.
Kapitalizmin "küresel" saldırısı, dünyanın her yerinde zengin ile yoksul arasında ki uçurumu giderek derinleştirirken, başta ekonomik-sosyal hak ve özgürlükle-rimiz, birer birer gasp ediliyor. Yoksulluğun, işsizliğin, açlığın ve sefaletin giderek daha da kitleselleştiği ve olağanlaştığı dünyada, eğitim ve sağlık hizmetlerinden beslenme ve barınma gereksinimlerine kadar, insanca bir yaşam için gereken ve her biri tartışmasız birer "insan hakkı" olan temel yaşam standartlarından hızla yoksunlaştırılıyoruz. O kadar ki, uluslararası sermayenin her yere uzanan vahşi sömürüsü, tarihin çöplüğüne attığımızı düşündüğümüz "kölelik" sistemine bile geri dönüşü doğuruyor. Bu gün dünyanın bir çok yerinde farklı görünümler (borç köleliği, kadın ve çocuk ticareti, organ ticareti, zorla silah altına alma vb.) altında "kölelik" sistemi, tekrar boy gösteriyor; insan hakları kuruluşlarının raporları, dün-yanın az gelişmiş bölgelerinde çoğu çocuk ve kadınlardan oluşan yaklaşık 300 milyon insanın bu gün "köle" statüsünde (yeni köleler) olduğunu söylüyor.
Bir yandan da, yoksul emekçi kitlelerin büyüyen hoşnutsuzluğunu dizginlemek ve sermayenin güvenliğini sağlamak adına "devlet", başlı başına çıplak bir şiddet aygıtı olarak yeniden yapılandırılıyor. Kişisel-siyasal hak ve özgürlüklerimiz, baş-ta "yaşam hakkı" olmak üzere, her geçen gün daha fazla tehdit ediliyor. İşte bu gün, ceza infaz rejimi mutlak bir "tecrit" sistemine dönüştürülüyor; öteden beri bir insanlık suçu olarak kabul gören "işkence"nin dahi, bu gün Batı ülkelerinde "ya-sallaşması" tartışmaları yapılıyor.
Çünkü dünyanın "yeni" düzeninde yalnızca "sermaye" değil, "şiddet" de küresel-leşiyor. Savaş tanrıları, şölen ateşlerini çoktan yaktı, iştahla insan kurbanları bek-liyor ! Sömürgecilik sistemi, dünya ölçeğinde hızla yeniden yapılandırılıyor. Em-peryalist güçler, dünyanın zenginliklerini denetim altına almak için, "liberal demok-rasinin güvenliği" yada "terörle savaş" yalanlarına sığınarak, teknoloji harikası sa-vaş makineleri ile dünyanın yoksul halklarına ölüm yağdırıyor. Afganistan'ın işga-li ile başlayan süreç, işte içinde bulunduğumuz şu günlerde Filistin halkının ya-şadığı katliam ile devam ediyor, belli ki sıra da Irak var. Ve ABD Başkanı Bay Bush, açıkça ilan ediyor; "Ya bizimle olursunuz yada bize karşı !".
Yani dünyanın efendileri, "insan hakları" denilen o kadim zamanlar sözünü unut-muşa, hak ve özgürlükler katalogunu çoktan rafa kaldırmışa benziyor. O halde, şimdi bunu onlara hatırlatmak, hak ve özgürlüklerimize hep birlikte sahip çıkmak gerekiyor !
Bizler biliyoruz ki, bize sunulan bu yaşam, kaderimiz değil; biliyoruz ki, "daha iyi ve insanca bir yaşam" elbet mümkün ! Ve bizler, yürekten inanıyoruz ki, buna, el birliğiyle vereceğimiz mücadelemiz ile ulaşabiliriz ! İşte bunun için insan hakları savunucuları da, "1 Mayıs alanında" olacak !
O HALDE; HAYDİ, 1 MAYIS'A !
HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZE SAHİP ÇIKMAYA !