İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin(İGC) yürüttüğü, Hollanda Kraliyeti İnsan Hakları Programı projelerinden, 'NAR- KADIN ve LGBTİ+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim Projesi' kapsamında şiddet haritası çalışması tamamlandı.
Türkiye'de ilk kez İzmir, Manisa, Muğla’da şiddet yoğun mahallelerinin tespit edildiği ‘Şiddet Haritası’ sonuçları düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna paylaşıldı.
İGC Karataş Merkezinde düzenlenen basın toplantısına İGC Başkanı Dilek Gappi ve yönetim kurulu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, proje partneri İzmir Kadın Kuruluşları(İKK) Birliği Başkanı Huriye Serter, proje eğitim koordinatörü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Sevda Alankuş ve Mülkiye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi üyesi, proje araştırma koordinatörü Yasemin Yücesoy katıldı.
Erkek şiddeti
Araştırma Uzmanı Yasemin Yücesoy tarafından yürütülen çalışmada, çok farklı veriler tarandı. TÜİK-KSGM istatistikleri, ŞÖNİM verileri, Belediye kadın danışma merkezleri, jandarma, emniyet verileri, bianet, kadın cinayetleri platformu verileri, şiddet haber taraması verileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları verilerine göre hazırlanan İGC NAR Şiddet Haritası bazı mahallelerde yapılan anket çalışmalarıyla ve medyada yer alan haber taramaları ile şekillendi. 2019-2021 verileri incelendiğinde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti işlendiği görüldü. Çalışmalar göre, 2019-2021 İGC Nar Şiddet haritası sonuçlarına göre İzmir’de 34, Muğla’da 16, Manisa’da 9 kadın öldürüldü.
İzmir 3’üncü sırada
Toplantıda şiddet haritası ile ilgili sunum yapan Yasemin Yücesoy, İzmir’de 2019-2021 yıllarında gerçekleşen 34 kadın cinayetinin aynı dönemde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti içindeki payına bakıldığında, yüzde 3,72’sini oluşturduğu ve şiddete uğrayan kadınların yüzde 69’unun şehir merkezinde yaşandığını belirlendiğini ifade etti.
Muğla ilinde 2019-2021 yıllarında gerçekleşen kadın cinayetlerinin aynı dönemde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti içindeki payına bakıldığında, yüzde 2.24 oluşturduğu görüldüğünü aktaran Yücesoy, “İzmir kadın cinayetleri en çok işlendiği iller arasında İstanbul, Ankara’dan sonra İzmir 3’üncü sırada.
Manisa kadın cinayetlerinde ilk 10 il arasında. Aynı kadın nüfusa sahip diğer illere göre Manisa, kadın cinayetinin en fazla işlendiği yerdir. Muğla’da da kadın cinayetlerin arttığı iller arasında geliyor. Kentleşme, göç almasının sosyolojik etkileri şiddet vakalarına yansıyor” dedi.
Mahalle buluşmaları yapılacak
Toplantıda konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, erkek şiddetine karşı çalışmaları hız kesmeden sürdüreceklerini söyledi. Gappi, Nar projesi ile medyada şiddet dilini dönüştürmek ve şiddete karşı farkındalık yaratmak için yola çıktıklarını anlatarak, Türkiye’de ilk kez İzmir, Manisa ve Muğla odaklı şiddet haritası çalışması yapıldığına dikkat çekti.
Gappi, şiddet yoğun mahallelerde son 3 yılın verilerine dayanılarak hazırlanan çalışmanın mahalle buluşmaları için yön gösterici olacağını söyledi. Ortaya çıkan sonuçlara göre 3 il merkezinde şiddetin yaygın olarak görüldüğüne işaret eden Gappi, şiddet yoğun mahallelerde farkındalık buluşmaları yapacaklarını söyledi.
Cinsiyet eşitliği konusunda eğitim
Proje eğitim koordinatörü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ise, 8 eğitmen ile 45’den fazla gazeteciye, sivil toplum temsilcileri ve iletişim fakültesi öğrencilerine toplumsal cinsiyet eşitliği iletişim projesi eğitimlerini verdiklerini hatırlatarak, kampanya, haber ve belgesel çalışmalarının devam ettiğini duyurdu. Yayın kurulu vasıtasıyla [email protected] adresine başvuruların yapıldığını hatırlatan Alankuş, projenin bir diğer önemli aşamasının ise şiddet haritası çalışması olduğunu söyledi.
"Yerelde bir şeyler yapmalıyız"
Siyasi iktidarın kadına karşı şiddet konusunda çaba göstermeye niyeti olmadığını belirten İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, şöyle dedi:
“Merkezden umudu kestiğimiz yerde yerelde bir şeyler yapmak lazım. Sadece şikayet etmek yerine sorumluluk alan, değiştirmek üzere çabalayan olmak istiyoruz.
"İGC’nin bu projesi bu anlamda çok kıymetli… Hükümet bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı. Biz İzmir Barosu olarak tüm hukuki çalışmalarımızda İstanbul Sözleşmesi’nin hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz. Çünkü mücadele etmek gibi bir alışkanlığımız var. Çünkü kadınların, LGBTİ+ bireylerinin kaderinin tek adamın eline bırakılmaması gerektiğini biliyoruz. Şiddet gerçek, şiddet eril, şiddet erkek kaynaklı."
"İş birliği yaparsak karşı durabiliriz"
İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcüsü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, İBB’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında yaptığı çalışmaları aktararak şiddetle mücadelede medyanın da önemini vurguladı. Kökkılınç, şöyle dedi:
“Şiddetle mücadele sadece caydırıcı yasa ile mücadele edilmesi mümkün değil. Önleyici koruyucu tedbirler gerekiyor ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu yönde çalışıyoruz. Toplumsal cinsiyet ile ilgili çalışmalarımız diğer çalışmalar kadar önem verdiğimiz bir alan. STK’lardan gelen önerilerle birlikte önemli projelere imza atıyoruz.
"Baro ile bir çalışma başlattık. Anahtar projesi ile ücretsiz avukat temin ediyoruz. Yargıda hak aramada yüksek harçlar ve giderlerle karşılaşıyorsunuz, erişebilir adalet için İnsan Hakları Merkezi İzmir diye projemiz var. Mobil adalet aracı ile ücretsiz avukatlarla kadınlara destek veriyoruz.
"İGC ile projelerimiz var ve destek veriyoruz. Şiddetle mücadelede sonuç almak için toplumun dönüşmesi lazım. Ataerkil bir toplum var değiştirmek için erkeklerle başlayan bir çalışmaya ihtiyaç var.”
"Büyük bir farkındalık yaratmalıyız"
Kadınların pek çok sorunu olduğunu ancak en önemlisinin şiddet olduğunu altını çizen İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, şöyle dedi:
“Şiddeti çözmeden diğer sorunlarını çözmemiz imkansız… Hak temelli çalışan 50 derneğimiz ile birlikte önceliğimiz bu şiddeti çözmek… Hak arama bilinci çok önemli. Dünyada 3 kadından biri cinsel ya da fiziksel tacize uğruyor ama sadece yüzde 40’ı anlatabiliyor.
"Kötü bir eril düzenle karşı karşıyayız. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığımız bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunun suçu vebali aslında bu zihniyetin de üzerine…
"Evet failde suç var ama yasaları uygulamayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan bu zihniyeti de eleştiriyoruz. Medyaya baktığımızda bu işleri kullanış şeklinden hoşnut değiliz, bunun düzelmesini istiyoruz. Bu yüzden bu işe girdik. Büyük bir farkındalık yaratmamız gerekiyor. Bu proje de buna hizmet ediyor.”
(EMK)