Hükümet Radikal Kararlar Almalı
Faiz dışı bütçe harcamalarında milli gelirin yüzde 7sine yakın bir tasarruf olduğunu belirten Bayramoğlu, "Milli gelirden faiz lobisine gidecek oran düşürülmedikçe, vergi dengesindeki bozulma süreci devam ettikçe, yolsuzluklarla ve kayıt dışı ekonomi ile kararlı bir mücadeleye girişilmedikçe 2004 bütçesinde eğitim, sağlık ve sosyal harcamalarının payı artırılamaz" dedi.
Bütçede belirtilen kur hedefinin gerçekçi olmadığını ve bütçenin en büyük deliğinin iç borç sorunu olduğunu söyleyen Bayramoğlu, ekonominin iyiye gitmesi için devletin borçlanma gereğinin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti.
Hatalı yaklaşımlar sürüyor
Bayramoğlu, bütçe değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
* 2004 bütçesi de bir faiz bütçesinde de önceki dönemlerde eleştirdiğimiz hatalı yaklaşımlar hâlâ sürdürülüyor.
* Dış ticaret açığından kaynaklanan riskler 2004'te de artarak sürüyor. Yüzde 5'lik büyüme hedefi ile 22.5 milyar dolarlık Dış Ticaret Açığı öngörüsü ayrıca 5.2 milyar dolara inmesi hedeflenen Cari İşlemler Açığı tutarlı ve gerçekçi değil.
Güçlü lobi dezenformasyon yaratıyor
* Devlet, 2004 sonu itibariyle Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) yüzde 5, enflasyonun yüzde 12 artacağını, dolar kurunun ise 1 milyon 604 bin lira olacağını tahmin etmiş. Bütçe açığında bir azalma öngörülmediği gibi kamu kesiminde faiz dışı fazla vermeye yönelik iddialı yaklaşım yine korunuyor.
* Bu hedefin tutturulmasının gerçekçilikten uzak, bu yöndeki çabaların da anlamsız olduğu konusunda hükümeti bir kere daha uyarıyoruz.
* Yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefi büyümenin önüne set çekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde faiz dışı fazla diye bir şey yok.
* Türkiye'de çok güçlü bir lobi var. Faize dokunulursa piyasalar tedirgin olur, piyasa tedirgin olursa ekonomi durur diyorlar. Bu bir dezenformasyondur.
* Bir ülke ekonomik programını, planını, bütçesini sadece ve sadece faiz dışı fazlaya göre belirlerse o ülkenin yatırım politikası, büyüme politikası diye bir şey olmaz. Hükümet ekonomik programını faiz dışı fazlaya göre değil, bütçe fazlasına göre ayarlamalıdır.
Kısmi rahatlama yerini zor günlere bırakabilir
* 160.9 katrilyon liralık 2004 Bütçesi'nde bütçe açığının yüzde 46.3 katrilyon, ithalatın 75 milyar, ihracatın 51, turizm gelirlerinin ise yaklaşık 10 milyar doları bulacağı öngörülüyor.
* Buna göre dış ticaret açığı 24 milyar dolar, cari açık ise en iyi ihtimalle 7,7 milyar civarında olacak demektir.
* Bu yıl da cari işlemler açığı yaklaşık bu düzeyde beklendiğine göre, üst üste iki sene böyle bir açığı ya dışarıdan gelecek sermaye akışı ile yada eldeki avuçtaki rezervlerle finanse etmek durumunda kalıyor olacağız.
* Faiz bütçesini sürdürdüğünüz, büyümeyi istikrarlı ve kalıcı kılamadığınız sürece, bugünkü kısmi rahatlama, yerini zor günlere bırakır.
Gelecek yıl zor geçebilir
* 2004 sonu itibariyle dolar kuru hedefi gerçekçi değil. Bu durum da bizi T.C. tarihinin en zengin insanı yapan 3 bin 600 küsür dolarlık kişi başına milli gelir de tartışmalı hale geliyor.
* 2004 bütçe planında toplam gelirlerin 115 katrilyon civarında, toplam harcamaların ise 161 katrilyon civarında gerçekleşeceği öngörülüyor.
* Buna göre, bütçe açığı, enflasyona daha yakın bir oranda artarak 46 katrilyona ulaşacak. Bunun yaklaşık 95 katrilyonu faiz dışı harcamalara gidecek ve faiz dışı fazla da yüzde 6.5 hedefine uygun olarak yaklaşık 21 katrilyon civarında gerçekleşecek.
* Enflasyon ve büyüme tahminleri baz alındığında bu rakamlar hayli dengeli bir dağılım içinde bütçenin GSMH içindeki payını biraz azaltan bir beklentiyi ifade ediyor. Bütçe içinde faiz harcamalarının toplam harcamalar içindeki payının azalacağı varsayılmış.
* Personel harcamaları, sosyal transferler ve yatırımların enflasyon+büyüme kadar artacağı projesi, kamuoyuna yönelik bir mesajdır. Devlet; işçisini, memurunu ve emeklisini, enflasyon karşısında ezdirmeyeceğini iddia ederken, ülke ekonomisindeki büyümeden herkes gibi bu kesimlerin de nasipleneceğini söylüyor.
* Ancak öte yandan faiz harcamalarının sadece enflasyon kadar büyüyeceği iddiası, hayli yoruma açık ve iyimser bir tahmindir. Mevcut borç yapısı ve stokunun enflasyon ve kura bağımlılığı, bu tahmini riskli kategorisine sokuyor. Bu yıl, nasıl artan bütçe harcamalarına rağmen borçlanma açısından oldukça "kolay" bir yıl olduysa, gelecek yıl da bu anlamda hayli "zor" olabilir.
Hükümet radikal tedbirler almalı
* Bütçenin gelirler kanadı, giderlere nispetle çok daha dengeli ve gerçekçi bir yapıya sahip. Ancak, bütçenin en büyük deliği, iç borç sorunu.
* Sürdürülebilir büyüme ve geleceği planlama için bütçenin en önemli gider kalemi olan faiz harcamalarını ortadan kaldıracak çözümler ortaya konmalıdır. Bu nedenle hükümetin kararlılık sergileyerek radikal tedbirler almasını bekliyoruz.
* Bürokrasiyi disiplin altına almalı, finans çevrelerini karşısına oturtmalı ve Merkez Bankası'nı borçlanmaya alternatif politikalar üreten bir kurum haline getirmelidir. (BB)