Aktar, "Demokratikleşme yolunda çıkartılan yasalar ve bürokrasinin bu yasalara direncinin yarattığı çelişkiyi aylardır yaşıyoruz" dedi.
Bu çelişkiyi giderme görevinin siyasi iradede, yani hükümette olduğunu belirten Aktar, "Hükümet gereken önlemleri alacağına savunmaya geçiyor. Ortada bir tahrik dahi olsa hiçbir tahrik yere düşmüş korunmasız bir kadının suratına tekme atılmasını haklı gösteremez. Hükümet sözcüsü ve aynı zamanda Adalet Bakanı Avrupa'da da benzer hadiselerin yaşandığını söylerken iki yanlışın bir doğru ettiğini düşünüyor. Burada hükümetin etik yaklaşımında ve söyleminde de bir sorun var" dedi.
Hükümette "siyasi körlük"
Bürokrasinin direncinin "AB uyumu ve demokratikleşme konusundaki siyasi iradeye karşı bir tuzak oluşturduğunu" vurgulayan Aktar, hükümetin bu siyasi tuzağı görmekten aciz olduğunu ekledi.
Aktar'a göre, hükümet bu çizgide devam ettiği takdirde "AB ve değişim karşıtlarının" artacak tepkisi ile başa çıkamayabilir ve milliyetçi bir çizgiye kayabilir.
"Hükümet yeni dönemi kavrayamadı"
Yaşanan olayların AB'deki Türkiye karşıtlarının "ekmeğine yağ sürdüğünü" belirten Aktar, "Hükümet 17 Aralık sonrasında hem toplum hem de AB tarafından haklar konusunda daha sıkı bir izlemeye muhatap kaldığının farkında değil; hala klasik bir Türk hükümeti reflekslerini gösteriyor" dedi.
Aktar, bunun AB hedefi konusunda bir çizgi değişikliğinden ziyade "hükümetin AB'ye uyum sürecinin ne anlama geldiğini kavrayamamasından kaynakladığını" söyledi.
CHP: Milli gurur bekçiliği
Cumhuriyet Halk Partisi'nin de (CHP) bu duruma "çanak tuttuğunu" söyleyen Aktar, ana muhalefet partisinden polisin şiddet uygulaması ve sonraki gelişmelerle ilgili ciddi bir eleştiri gelmediğini hatırlattı.
Baykal ve Erdoğan'ın "Ermeni tezlerine karşı ittifak" kurmasının da benzer bir gösterge olduğunu belirten Aktar, "Ermeni meselesinin makul bir çözüme kavuşturulmasına karşı duran CHP ile ittifak demek kabaca uluslararası kamuoyuna karşı ittifak demektir. Zira CHP için kıstas milli gururdur ve öyle kalacaktır" dedi.
Hükümetin krizi iyi yönetemediğini söyleyen Aktar, "Umuyorum ki, milliyetçi ve içe kapanmacı refleksler Türkiye'deki AB düşmanlarını ve AB'deki Türkiye düşmanlarını haklı çıkartacak boyutlara ulaşmaz" dedi.(EÜ)