Heybeliadalılar, Deniz Okulu Binasına Karşı
Panonun yıkılmasına ve yeni Deniz Lisesi binasına tepki gösteren Heybeliadalılar, yetkililere soruyorlar:
* Yeni bina, 7 kata denk gelen bir yükseklikte. Eski binaya ve yanındaki binalara göre çok hantal, duruş olarak çok önde ve diğer binalara neredeyse bitişik düzende inşa edildi.
* Adanın birinci derecede SİT alanı olmasına karşın, hangi izinlerle bu binanın yapılabildiği anlaşılamadı. Binanın üstünde yeni panolar yapılması için iki boş duvar bırakıldığı görülüyor.
* Tarihi pano yıkılırken, Kültür Bakanlığı ve koruma kurulları neredeydiler?
Cumhuriyet devrinin böyle büyük bir yapıtının yok olmasına nasıl seyirci kaldılar?
* İş Bankası sponsor olmayı tekif etmişken nasıl bu işi yarım bıraktı? Medya bu olaya neden yeterince yer vermedi?
* Bina estetik nitelik taşımamasının yanında, imar yasalarını ihlal eden bir durumda. Neden bina profesyonelce hazırlanmış bir projeyle yapılmıyor? Pek çok durumda devlet binalarının imar yasalarını ihlal ettiklerini biliyoruz. Öyleyse, bu konuda bir yasa değişikliği gerekmez mi?
Bir büyük hatanın giderilmesi için
Adalılar, yıkım kararını ve tarihi binanın yerine inşa edilen 7 katlı beton yapıyı bir büyük hata olarak nitelendiriyor ve bu hatanın giderilmesi için taleplerini sıralıyorlar:
Yapının en az bir katının yıkılmasını, binanın hatlarının daha yumuşak, yanındaki binalara ve adaya yakışan bir biçime sokulmasını; yapının çatısının yeniden tasarlanmasını, renginin dikkatle seçilmesini, yapıyı gizleyecek ve onu güzel gösterecek bir çevre düzenlemesi yapılmasını istiyoruz. Tüm bunlar yerine getirildikten sonra, yeni bir duvar panosunun tasarımına başlanabilir.
Vapur adaya yaklaşırken
Heybeliadalılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Baki Kara da, Preveze Savaşı panosu ve Deniz Lisesinin adayla özdeşleştiğini hatırlatıyor ve ekliyor: Adaya gelince ilk dikkati çeken bunlardı. Binayı bir müze gibi algılatıyordu, adaya gelirken sanki bir müzeye yaklaşıyormuşuz gibi hissediyorduk. Şimdi bir süngüye benziyor.
Yeni binayı bir konserve kutusuna benzeten Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Bahattin Karan da, Hiçbir güzelliği olmayan böyle bir binanın Heybeliadada bulunmaması gerekirdi diyor.
1954te biz adaya geldiğimizde, o panolu bina ve lojmanlar da yoktu. Onların yerinde tek katlı Rum evleri vardı. Hepsi yıkıldı. Okul binasının yerinde de bir baraka vardı diyen emlakçı Ziya Işık ise, yeni binanın yıkılmasını, yerine tek katlı bir bina yapılmasını istiyor.
Balıkçı Murat Canın, pastaneci Ahmet Dilmaçın, ada sakini Yusuf Cevizlinin, grafik tasarımcı Osman Kehrinin görüşleri de bu yönde.
Emekli Deniz Lisesi öğretmeni Türkan Uras, eski binanın üzerindeki mozaik tablo ile yıkılmasını Tüylerimiz diken diken oldu. Mahvetti adayı sözleriyle özetliyor.
Ressam Deniz Aygün ise, inşa edilen yeni bina ile adalı halkın duygu ve düşüncelerinin, çok eskiye dayanan bir bahriyeli geleneğin, her türlü estetik kural ve çok önemli bir sanat yapıtının yok sayıldığını savunuyor. Aygün, toplumun bu konuya sahip çıkmasını istiyor.
Heybeliada ve Deniz Okulunun tarihi
Bahriye Okulu ilk olarak Kasımpaşa'da 1773 tarihinde kuruldu. Kasımpaşa'daki bina yetersiz gelince Heybeli'ye taşındı.
Bu tarihi okulda Osmanlılar ilk defa, donanmalarında gereksinim duydukları yüksek eğitim düzeyinde denizciler yetiştirmeyi hedeflemişlerdi. Yurt dışından modern top dökümhaneleri ve gemi tezgahları getirtildi ve okul kısa sürede modern eğitimin önemli kurumlarından biri oldu. Haliç, Karaağaç'tan başlayan bu atılım Camii Altı Mevkii'nde "Mühendishane-i Hümayun" adı ile Deniz Harp Okulu'na dönüştü. Bu tarihten sonra okul gereksinime göre Kasımpaşa, Heybeliada, hatta 1941'de Mersin'de öğretimine devam etti. Son olarak Heybeliada'ya döndü.
Heybeliada iskelesinden bakılınca Deniz Lisesi'nin en eski iki binası sol tarafta bulunuyor ve hala eğitim amacıyla kullanılıyorlar. Depremden sonra hasar gören üçüncü yeni binanın onarımı yerine yıkılmasına yerine daha büyük bir binanın yapılmasına karar verilmişti.
Heybeliada için özel bir proje çizilmemiş, Konya'da yapılmış bir kışlanın projesi bu yeni okul için düzenlenmiş, dolayısıyla Heybeliada'nın özel konumu göz önüne alınmamıştı. Sadece depreme karşı önlemler alınmış, bu konuda azami dikkat gösterilmişti.
Bina, Mayıs 2001'de, ressam Ferruh Başağa'nın panosuyla beraber yıkıldı. Panonun korunması için bazı çabalar oldu, fakat maddi sebeplerle sonuçlandırılamadı. Panodan bir bölüm dahi saklanmadı, hepsi molozla beraber atıldı. (BB)