İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümünden Doç. Dr. Hediye Esra Arcan'ın Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davadaki beyanını yayınlıyoruz.
İnsan hakkı olarak barış; ayrımsız her bireyin insan onurununn ayrılmaz bir parçasıdır. Savaş ve diğer silahlı çatışmalar ve bunlardan kaynaklanan her türlü şiddet ve güvenliksiz ortam, kaynağı ne olursa olsun insanın barış hakkına aykırıdır.
Barış hakkı her birey için, her devlet tarafından ulusal ve uluslararası boyutta garanti edilmeli, saygı duyulmalı ve uygulanmalıdır. Bu çerçevede barış talep etmek bir suç değil haktır. Barış hakkını dile getiren, talep eden her birey ayrıca düşüncesimni ifade etme hakkının güvencesi altındadır, bu hak ki insanlığın yüzlerce yıllık mücadelesinin sonucunda bugün; Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nin, uluslararası insan hakları sözleşmelerinin ve türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın güvencesi altındadır.
Bu güvence altında olan bir yurttaş olarak barış istiyorum dedim ve bu doğrultuda “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladım. Çünkü hiç kimsenin annesinin sokakta önce yaralı sonra ölü olarak yatan bedenini günlerce, gecelerce (7 gün ve gece) evinin penceresinden çaresizce seyretmesine ne ülkemde ne de evrenin hiçbir noktasında rıza gösteremem.
Barış istiyorum çünkü yurdumdaki tüm yurttaşların insan onuruna yakışır bir hayat sürmesini istiyorum, öldükleri zaman ölü bedenlerinin de onurunun kırılmasına rıza gösteremem.
İnsan onurunu korumak insan haklarının en temel ilkesidir. İnsan hakları alanında akademik derecesi olan bir akademisyenim. İnsan onurunu, insan haklarını, barış hakkını talep etmek, korumak ve savunmak benim görevimdir.
Bu görevi yerine getirdiğim için terör örgütü propagandası yapmakla suçlanıyorum. İddianamede şahsıma yöneltilen suç isnatlarının hiçbirini kabul etmiyorum.
Hakkımdaki terör örgütü propagandası suçlamalarını reddediyorum. Suçlamalara gerekçe olarak gösterilen ve şahsımın imzaladığı bildiri herhangi bir şiddet çağrısı yapmamakta, herhangi bir şiddet eylemini meşru gösterme çabası ya da eğilimi taşımamaktadır.
Bildirinin kendisi “düşünce ve ifade özgürlüğü” ve “eleştiri hakkı” çerçevesindedir. Bu nedenle iddianamede isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum. (HEA/TP)